Zaten bu fıkra meselesinden oldum olası hiç hazzetmem. Anlatmayı bırak, dinlerken bile nerde gülceğimi şaşırmıyım diye geriliyorum ben.
Sayfa 132Kitabı okudu
" 'Bu merkezin altından fay hattı geçiyor, sonra başınız belaya girer.' Bunun üzerine Belediye Meclisi şöyle karar alır: 'Ticaret Merkezi kalsın, fay hattını kentin dışına çıkarın.' Bu fıkra değil yaşanmış gerçek bir olaydır."
Sayfa 80 - KronikKitabı okudu
Üçüncü fıkra: sen ey riyakar nefsim dine hizmet ettim diye gururlanma. Sırrınca: müzeca olmadığın için belki sen kendini “Allah, bu dini facirlerin / fasıkların eliyle de güçlendirir." Sırrınca: müzekkâ olmadığın için belki sen kendini o recül-ü fâcir bilmelisin. Hizmetini, ubudiyetini; geçen nimetlerin şükrü ve vazife-i fıtrat ve farîza-i hilkat ve netice-i sanat bil, ucub ve riyadan kurtul!i
Sayfa 529 - RNKKitabı okudu
İkinci fıkra: Sen ey mağrur nefsim! Üzüm ağacına benzersin. Fahirlenme! Salkımları o ağaç kendi takmamış, başkası onları ona takmış.
Sayfa 529 - RNKKitabı okudu
İhlaslı Bir Kulda İki Özellik Vardır
Eğer sen böyle fıkra ezberlemeye verdiğin önemi hadis ezberlemeye verseydin, inan bu senin için çok daha başka olurdu, derler.
Eş'ab : Yapmadığımı nerden biliyorsunuz. Ben bunu da yaptım, der.
Öyleyse örnek ver! Hadislerden neler ezberledin görelim, derler.
Eş'ab : Nafi bana İbn-i Ömer'den nakille Hz.Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylemişti : Her kimde şu iki haslet olursa o kimse Allah katında ihlaslı bir kul olarak yazılır.
Okuduğun hadis güzel. Ancak neymiş bakalım o iki haslet söyle de bilelim!
O iki haslete gelince, Nafi bu hadisi bana aktardığında bir tanesini kendisi unutmuştu, diğerini ise ben unuttum.
Sayfa 97 - Bordo Siyah Yayınları 1.baskı
Demek başkasında sonsuza kadar yaşayacak bir kötülüğüm artık. Bir yere varamayan bir film, anlatıp da güldürmeyen fıkra, eğlencesiz bir düğün gibi unutulacağım.
Allahım ne kadar çok isim var ben gidiyorum müsaadenizle sizi sevmek için eve gidiyorum gözlerime bakardı olmadı sizi güldüremedim ne yapsam ne anlatsam saçınızın rengi hakkında nasıl bir fıkra uydursam gözlerinizin güldüğünü görmek için adamın biri yolda gidiyormuş mu desem işte bu adam desem Günseli’ye rastlamış işte onun üzerine yani saçlarınızın üzerine bir söz etmiş asık suratla hayır öyle dememiş asıl gülünce saçlarınıza canım acıyor demiş mi desem akılsızca bir söz etmiş eğer böyle dediyse siz bende akıl bırakmadınız ki ölü mevsimin mort sezonuna rastladınız
Şöyle bir fıkra vardır:
Finkelstein, at yarışında büyük bir ikramiye kazanmıştı ve Muscovitz, doğal olarak, ona gıptayla bakıyordu. Nasıl başardın, Finkelstein? diye sordu.
"Çok kolay oldu. Bir rüya sayesinde" diye yanıtladı.
"Bir rüya mı?"
"Evet, üçlü bahis oynayacaktım. Ancak üçüncü attan emin değildim. Bir gece önce rüyamda bir melek başımın üstünde durmuş seni kutsuyorum, seni yedi kere yedi defa kutsuyorum diye tekrar ediyordu. Uyanınca yedi kere yedi, kırk sekiz dedim. Ve kırk sekiz numaralı adı, ilahi rüya idi. Üçüncü atı ilahi rüya yaptım ve çok iyi para kaldırdım."
"Ama Finkelstein, yedi kere yedi, kırk dokuzdur."
"Sen de matematikçi ol"
Sayfa 136Kitabı okudu
