- "Kişisel gelişim sektöründe atılan sloganlara, verilen içi boş mesajlara bakınca insan bir şeyin çok iyi farkına varıyor... Bu sektörde ekmek yiyenlerin tek amacı insanlara eksiklerini, kusurlarını unutturmak olmuş. Yani bir nevi illüzyon yaşatarak mutluluk oyunu oynatmak... O zaman biz de illüzyonun perde arkasına bir bakalım!
Slogan 1 -
"David Hockney'in dediğine göre, kız kardeşi, Tanrının nesneler arasındaki hava, boşluk olduğuna inanıyormuş. Böylece her şey Tanrının içinde oluyor, Tanrının içinde dolanıyor. Fena fikir değil, değil mi? Ressamların algılama tarzına çok yakın bir bakış. Ressamlar imanlı olduğu için değil, hep resmetmeye çalıştıkları şey tam da bu
Merhaba sayın okurlar!
Kitap incelememe kitap bitmeden başlamak istedim. Kitapta ilerledikçe incelememi yazmaya devam edeceğim. Ve sizlerle paylaşacağım. Sizlere incelememde kitapla alakalı küçük bilgiler ve kendimce kitapla ilgili birtakım görüşler yazmaya çalıştım. Şimdiden keyifle okumanızı umut ediyorum.
Diğer incelemelerimde olduğu gibi bu
Başta zamanı kendimizden konuşarak geçirdik, sonra o birkaç müstehcen fıkra anlattı, ardından çakıl taşlarını tekmeleyip türlü türlü saçma ses çıkarmaya koyulduk.
Sıkıldık...
Doğum günü ve Ölümü aynı güne rastlayan müstesna bir şahsiyettir üstad
Necip Fazıl Kısakürek🌹🌷🤲🏻 Sevgi, Saygı, hürmet ve minnetle...
Ben artık ne şairirim ne fıkra muhariri
Sadece beyni zonk zonk sızlayanlardan biriyim
Bakmayın tozduğuma meşhur Babıalide
Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide
Fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası
Bir vicdanın bilemem kaçtır
Hoca, bir ağaca çıkıp bindiği dalı kesmeye başlar. Aşağıdan biri bu hali görüp:
— “Hoca ne yapıyorsun? Şimdi düşeceksin,” der.
Hoca buna hiç ehemmiyet vermese de akabinde dal çatır çutur kırılır, Hoca da paldır küldür düşer. Hoca yarasına beresine bakmayarak hemen fırlayıp o adamı bulur:
— Ay oğul anlaşıldı, sen erbab-ı mükaşefeden* bir adamsın. Madem ki benim düşeceğimi bildin, öleceğim vakti de bilirsin. İllâ benim öleceğim zamanı haber ver, diye yakasına sarılır, bırakmaz.
Herif yakasını kurtarıp yoluna devam etmek için:
— “Eşeğine odunu yükletip yukarı giderken eşek bir kere osurunca canının yarısı gider, ikincisinde hepsi çıkar.” Yolunda amiyane bir cevap verir, yoluna gider.
Bir gün Hoca zaten havanın sıcaklığından ve fevkalâde yorgunluktan bir halsizlik çekmekte iken o esnada eşeğin birinci zartasında** kendisinde ölüm alametleri hissedip ikincisinde büsbütün sinirleri boşanarak: “Eyvah! Ben öldüm,” der, kendisini bırakıverir.
Civar köylüleri Hoca’yı öyle bet beniz uçmuş, yığılıvermiş görünce başına üşüşerek “Biçare adam ölmüştür.” diyerek hemen köyden bir tabut getirip Hoca’yı tabuta koyarlar.
Şehre götürürlerken yolda çamurlu, sarp bir bataklığa tesadüf ederler. Yol çatallanıp birkaç geçit görünse de köylüler hangisinin daha iyi olduğunu kestiremeyerek “Acaba şuradan mı gitsek yoksa buradan mı?” diye istişareye koyulmalarıyla, Hoca tabuttan başını kaldırıp “Ben sağ iken şuradan geçerdim, ama yine de siz bilirsiniz.” demiştir.
Bugün şarkım söylenmeyecek.
Bugün sokaklar, ayak sesimi duymayacaklar.
… Ne masal söylenecek, ne fıkra dinlenecek!
Benim sükût günümdür bugün; zamanı gelince sizin de sükût gününüz olacak.
ÖĞRETMENİM, LÜTFEN BU KİTABI OKUR MUSUN!
Bazen söylemek istediğin cümleler vardır ama nasıl dile getireceğini bilemez ya da düşüncelerini birine anlatmak istersin ama yine kullanacağın kelimeleri seçemezsin ya işte bu kitapta kendi fikirlerimden oluşmuş gibi hissettiren kaliteli cümleler buldum. Bazen farkında bile olmadan içinde bulursunuz
1 güne ayrılan aktivite zamanı
-6 dakika kitap okuma
-6 saat televizyon izleme
- 4 saat internet
Ülkelerin günlük kişi başı kitap okuma süreleri (Dakika)
- Türkiye 5.54
-Hindistan 10.42
- Çin 8.00
- Filipinler 7.36
- Japonya 38.00
- Tayland 9.24
Türkiye'de
- Düzenli kitap okuyan: %1
- Kitap okumayan:%36
- kütüphaneye hiç gitmeyen:%40
Türkiye'de okunan kitapların türleri:
- Aşk:%45
- Dini kitaplar:%43
- Masal, fıkra, siyaset, kişisel gelişim: %12
- Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4.5 kişi kitap okuyor.
ALTIN KURALLAR.
1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.
2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.
3-Sevinçlerini sakın erteleme.
Kadının biri, eczaneye dalar ve bir şişe arsenik ister. Eczacı, kadina arsenikle ne yapacağını
sorar. Kadın: - Kocamı öldüreceğim! diye cevap verir.
Eczacı:- Kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam olanaksız! der.
Bunun üzerine kadın, çantasına uzanır ve içinden kendi kocasıyla eczacının karısının sarmaş dolaş çekilmiş bir fotoğrafını çıkarır.
Eczacı fotoğrafa bakar:- Reçeteniz olduğunu neden daha önce söylemediniz!
Masal, öykü, fıkra ve hikaye gibi anlatılar, bir insanın doğuşundan ölümüne kadar binlerce kez dillendirilerek bireylerin zihnine toplumsal normları ve cinsiyet rollerini raptetmiş, onların başka bir seçenek düşünmelerine veya alternatif bir yaşam tercih etmelerine izin vermemiştir. Herkes iyi kurgulanmış, programlanmış birer bilgisayar/robot gibi
Thales’in özel yaşamı üzerine bildiğimiz fazla bir şey yok. Fakat onun hakkında Aristo, Politics adlı kitabında ilginç bir fıkra anlatır. Thales’in yoksulluğu yüzüne vurulurdu. Bundan da felsefenin yararlı bir uğraş olmadığı anlamı çıkarılırdı. Anlatıldığına göre, kışın göğe bakıp gelecek yılki zeytin rekoltesinin iyi olup olmayacağını anlayabilme yetisi ve bilgisine sahipmiş. Bir yıl, zeytinyağı aygıtlarının tümünü önceden kiralayarak az parayla büyük bir işe girişmiş. Hasat zamanı geldiğinde o yıl bol zeytin olduğu ve herkes malını zeytinyağına çevirmek üzere aygıtların peşinde koştuğundan Thales bu aygıtları istediğine ve istediği parayla vererek büyük kâr etti. Böylece filozofların isterlerse çok para kazanabileceklerini, fakat uğraşlarının başka şeyler olduğunu herkese kanıtlamış oldu.