Alman filozof Heidegger'in dil hakkında derin ve manalı bir sözü vardır: “Dil insanın evidir.” Her millet dilini kendi ihtiyaçlarına; kültür, medeniyet seviyesine, zevkine göre oluşturur. Dil tıpkı bir ev gibi bir milletin duygu, düşünce ve hayatının barınağı, korunağıdır. İnsan, barınak ve korunağını kaybederse hatta bizim gibi kendi eliyle yıkarsa korumasız kalır, zayıflar, yok olur can dostum!
Nitekim tarih göstermiştir ki, bir milletin kurmuş olduğu devlet yıkılabilir, oturduğu vatan elinden alınabilir, fakat eğer dili yaşıyorsa o millet dağılmamıştır, kaybolmamıştır, ayaktadır. Zira dil, fertlerin “milli şuuru, milli hafızası'dır. Hafızasını, meşruluğunu kaybetmiş bir insan evinde, çocuklarının arasında da olsa, manen ölmüş demektir. Ferdi yaşatan kendi şuuru olduğu gibi, milleti ayakta tutan da milli şuuru demek olan milli dildir. O yüzden milletin bütünlüğü üzerine titreyenler milli dil üzerine de titrerler.
Hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacakmış gibi geliyor. Herhalde geçer. Öyle derler." Acı acı güldü. "Zaman her şeyin ilacı derler, değil mi?
Herkes filozof olmuş."
Sağıyoruz inekleri
Süt, yoğurt,peynir, lor...
Koyunlar yanı sıra
Yünlerinden yorgan,yastık...
Kazsız olmaz
Yoluyoruz tüylerini
Sorma sakın
İzâhat bu kadar!..
Deli Filozof
Eğer bir filozof gibi yaşamak istiyorsan önce bildiklerini unutmalısın. Her şeyi bildiğini iddia eden biri yeni bir şey öğrenemez. Her şeyi olduğu gibi önyargılarnızı da bırakmalısınız bir kenara devam etmeden önce.
"Benim gibi bir adam dünyaya geldiğinde geriye istenecek tek şey kalır. Bütün hayatı boyunca olabildiğince kendisi gibi olması ve entelektüel güçleri için yaşaması."
Nietzsche'nin ilk akıl hocası, düşünce tarihine yön veren bir filozof, yazar ve eğitmendir Arthur Schopenhauer. Karamsar olduğu söylense de, onun düşünceleri, gündelik hayatta bireyin daha coşkulu olmasına, canlılık kazanmasına, iyileşmesine yardımcı olur.
Feragat ve merhamet gibi erdemlerin üstünde yükselen bu felsefe, bireyin üstün insan olarak kayda değer bir hayata imza atmasında, güçlü bir motivasyonel etkiye sahiptir. Günümüzde yalnız ve sıkışmış hisseden, bilgeliğin peşinden giden herkes kendi saati geldiğinde Schopenhauer'un iyileştirici felsefesiyle karşılacaktır.
*Arka kapak yazısıdır. Kitabı tanıtmak amacıyla inceleme niteliğinde paylaşılmıştır.
Neden mi vahiy ? Cevabı tam da burada işte...
-----------------------
Sen kimsin? Nereden geliyorsun? Ne yapıyorsun? Ne olacaksın? Bu; evrendeki bütün canlılara sorulması gereken, fakat hiçbirinin cevap vermediği bir soru.
Voltaire | Cahil Filozof
Georg Wilhelm Friedrich Hegel felsefeleri hakkında kritiklerini ders notları olarak oluşturmaya başlamıştı. İşte bu kitap da Heidegger'in Hegel'in en meşhur -ama onu kapsayan
Eylem insanı, ölümü hesaba katmayan kişi değil midir?
Kesinlikle. Eylemin kendisi ölümü gözetmediğinden, bu ölümü dert etmeyişimizin ifade bulduğu biçimlerden biridir, endişeyi disiplin altına almanın, en aza indirgemenin yollarından biridir. Eylem, insanın parçası olmayacağı bir dünya için, gelecek nesiller için, gelecek planları yaparak ölümün üzerinden bir köprü atar. Geleceği kestirmekle uğraşan insanlar gibi. Bunlar 2000 yılı için tasanlar yaparlar. Ölümü hesaba katmazlar. Eylem de bu işe yarar, asli olarak bu işe. Filozof, sosyolog ya da demografin, parçası olmayacakları bir dünya hakkında kafa yorması...
Sayfa 29 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
Sokrates'in cehalet iddiasında kinaye yapıp yapmadığını kesin olarak bilemeyiz ancak hepimiz için geri adım atmak ve belki de hüzünlü bir şekilde, çoğu zaman yanılabileceğimizi ve bildiğimizi düşündüğümüz şeyi bilmediğimizi kabul etmek bir erdemdir.
“Sen kimsin? Nereden geliyorsun? Ne yapıyorsun? Ne olacaksın? Bu; evrendeki bütün canlılara sorulması gereken, fakat hiçbirinin cevap vermediği bir soru.”
Empati, başkalarının yaşadıkları ne ise, onu saygı ile anlama çabasıdır. Çinli filozof Chuang Tzu, gerçek empatinin tüm varlığımızla dinlemeyi gerektirdiğini söyler.
Kişi helada hacetini giderirken cüruf kokusundan ziyade bir filozof hülyası bürür ortalığı.
Boktan değil aksine oktanlı aydınca bir piyes.
(Boran Deniz)