Kutsal metinlerde misaller, kıssalar var, vahiy, kıssa ve misal üzerinden aktarılıyor. Aksi takdirde herkes vahye muhatap olamaz, dolayısıyla anlaşılamazdı. Umberto Eco ve diğer birçok dilbilimci metnin katmanlarından bahseder. Kutsal kitaplar da sonuç itibariyle metindirler bu metinlerin anlam katmanları var. Mesela ayet diyoruz, yani işaret. Ayetlerin zahir anlamları var, ama zahir anlamlarından ibaret değiller, daha bir derinliğe çağırırlar.
Edebiyatta ve görsel sanatlarda pek çok eserde anneliğin, kadınlığın, tutkunun irdelenişine tanık oluruz. Belki ilk örnek olarak Madam Bovary gösterilebilir. Aşkın ve tutkunun peşinden giderken modern toplumun dayattığı "ailesi için var olan kadın" imgesine karşı bir devrim olarak okunabilir. Ancak her ne kadar feminist bakış açısına sahip bir anlatı olarak kabul edilse de genel kabullerin yazgısıyla, trajik bir finalle son bulur. Asi kadının doğa tarafından cezalandırılacağı ve mutlu olamayacağı mottosu alt metinde bilinçdışına kazınır.
Sayfa 75 - Pınar K. ÜretmenKitabı okudu
Reklam
تِلْكَ اٰيَاتُ اللّٰهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّۚ فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَ اللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ يُؤْمِنُونَ" İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir. Sana bunları gerçek olarak okuyoruz. Allah'tan ve Allah'ın ayetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?" (Casiye, 6) Kur'an-ı Kerim'in ayetleri arasında bir çelişki
Sayfa 182Kitabı okudu
Önemli olan son perdeyi iyi bir finalle kapatmak.
Sayfa 114Kitabı okudu
Köylü diliyle konuşmaya yeltendikleri, Türkçeci­lik yaptıkları hâlde ne millet onları anladı; ne onlar mil­leti... Çünkü bu adamlar milleti içten, gönülden aşkla sev­mediler. Millî davalar diye ortaya atılan davalar milletle zerre kadar alâkası olmayan kendi, şahsî davalarıydı. Bu, milletin kadîm müesseselerinin yıkılması, mukaddesleri­nin ayaklar altında çiğnenmesi, namuslu adamlarının susturulmasına muvaffak oldu. Bu kıtaller, bu cinayetler, hep inkılâp diye diye yapıldı. Bugün meçhul şehidin ke­mikleri üzerinde yükselen soğuk beton binalar ve bu bi­nalar içinde işlenen günahlar, zinalar Anadolu ruhunu derinden derine şiddetle sarsıyor. Varlığından, dayandı­ğı, inandığı, ezelî ve ebedî kıymetlerinden, kuvvetlerin­den uzaklaştırılan millet, şimdi şerha şerha yaralıdır; kaybettiği büyük imanını arıyor. Bizim en büyük gaye­miz, milletimize imanını, haklarını iade etmek, mukad­deslerini gasıplann elinden kurtarmaktır. Serdengeçti iş­te bu gaye ile çıkıyor.
Çocuklarımız mı televizyon, internet ve cep telefonlarını kullanıyor; yoksa bu cihazlar mı evlâtlarımıza kumanda ediyor? Çocuklarımızı kim şekillendiriyor? Hangi anlayışla ve kimin arzusu istikametinde bir terbiyeden geçiyorlar? Çocuklarımızın gönüllerinde, ideallerinde, hedeflerinde hangi misaller, hangi şahsiyetler var? Çocuklarımızın iç dünyalarına âdetâ bir ayna tutan dış görünüşleri, kılık ve kıyafetlerini kimler belirliyor? Eğer bu suallerin cevabı, hakikî ve samimî bir şekilde <<Biz>> olmazsa; tabiat gibi, evlâtlarımızın gönlü de boşluk kabul etmeyecek ve «bizim» yerimizi ağyâr yani yabancılar alacaktır. Âdem babamızdan beri, insanlığa bilhassa yeni nesillere pusu kurmuş şeytan alacaktır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.