Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama rahat
KARAKTER REHBERİ:
• Santiago Nasar: Cinayete kurban giden kişi
• İbrahim Nasar: Santiago Nasar’ın babası
• Angela Vicario: “Namusu kirlenen” kız
• Pablo Vicario ve Pedro Vicario: Cinayeti işleyen ikizler
• Pura Vicario: İkizlerin ve Angela’nın annesi
• Cristo Bedoya: Cerrah
• Flora Miguel: Santiago Nasar’ın nişanlısı
• Placida Linero: Santiago
Son cümlelerde, ünlem işaretlerinden hemen sonra spoiler mevcuttur!
Tek bir erek var: Zihinsel ölümü gerçekleştirmek.
Kinyas ve Kayra.
Onlar yalnızca kurgu karakterleri değil, günümüzde de yaşamlarını, ruhlarını farklı bedenlerde ve zihinlerde idame ettiren iki müthiş varlık.
Zıt kişilikler ve dudaklardan dökülen cümlelere ihtiyaç duyulmadan
Psyche ile birlikte yabancı şairlerin dilimize çevrilen şiirleri ile ilgili bir liste oluşturmaktan bahsetmiştim. Tavsiyeleriyle bize yön veren herkese çok teşekkür ederiz.
Biraz uğraştıktan sonra tatmin olduğumuz bir liste oluşturduk. Daha önce böyle bir liste
"Önce küçük bir tohum düşer kalbin odasına, sonra aşkla yeşerir. Kulak verin, umudun sesini duyabiliyor musunuz?"
İlk defa Mart Menekşeleri'ni okuduğumda Sarah Jio'nun anlatım tarzına hayran olmuştum. Sadece anlatım tarzı değil, kitabın konusu da beni derinden etkilemişti. Şimdi ise Son Kamelya'yı okudum ve düşüncelerim yine aynı.
Kitapta iki karakter var. Birincisi günümüz yıllarında ikincisi de günümüzden çok önceleri yaşamış. Flora ve Addison...
1940’lı yılların Amerikası’nda bir fırıncının kızı olan Flora Lewis, un kokulu hayatının bir gün çok farklı yöne sürükleneceğini bilmiyordur. Genç kız bir yandan yaşlı anne babasına yardım ederken, öte yandan botanik bahçesinde bitkilerin ve çiçeklerin gizemli dünyasıyla uğraşmaktadır. Ta ki kendini uluslararası çiçek hırsızlığı zincirinin tam ortasında bulana kadar… Yapacağı iş çok basittir; İngiltere kırsalındaki Livingston Köşkü’ne gidip Middlebury Pembesi olarak bilinen ender bir kamelya türünü bulup haber vermek. Köşke dört öksüz çocuğa dadı olarak sızan Flora, içinde imkânsız bir aşkın tohumlarını büyütürken, ne tür bir belaya bulaştığını acı bir şekilde öğrenecektir.
Tam elli sene sonra bahçe tasarımıyla uğraşan Addison Sinclair, eşiyle birlikte Livingston Köşkü’ne gelir. Geçmişindeki hayaletten kurtulmaya çalışan Addison, aslında burada çok daha sancılı bir gizemin içine düşüyor. Bunu çözmeye çalıştıkça dillere destan kamelya bahçesinin kanla sulandığı gerçeğine de adım adım yaklaşıyor…
Okuma listenize eklemelisiniz. Keyifli okumalar...
banuarik.blogspot.com/2022/05/son-kam...
Son KamelyaSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201413,7bin okunma
Kafanızı kaldırıp etrafa şöyle bir bakın, herkesin ortak kullanımına sunulmuş bir tek şey kaldı mı? Yine de haksızlık etmeyelim, havayı henüz özelleştirmeyi başaramadılar.Velhasıl sıra havada... Topraklar, tohumlar, sular, nehirler, göller, koylar, denizler, okyanuslar, ormanlar, bitki örtüsü (flora), biyolojik çeşitlilik, canlı türleri, "kamuya" ait olduğu varsayılan işletmeler, kamu hizmeti denilenler, yollar, köprüler, "kentsel dönüşüm" adı altında talan edilen kentler...Velhasıl akla gelen ne kadar yaşam aracı varsa özel mülk kategorisine dahil ediliyor, birer özel kar ve kazanç aracına dönüştürülüyor.Bunun anlamı dünya nüfusunun ezici çoğunluğunun dar bir küresel oligarşinin oyuncağı haline getirilmesi,çaresizleştirilmesi, aşağılanması, yaşam için gerekli asgari araçlardan mahrum edilmesidir...
Kadınların tarihi her şeyden önce baskı altına alınışlarının ve bunun gizlenişinin tarihidir. Zaten gizleme de baskının bir parçasıdrır. Bu açıdan ne rastlantıdan ne de tarafsız bilimden sözedilebilir...
Feminizmi tanımlamak aslında çok yersiz bir hareket olur, çünkü bunu sadece birkaç cümleyle tanımlamak, tarih boyunca ömrünü bu uğurda harcayan
Aşk insanı değiştirir derler. Kesinlikle doğrudur bu. Bazen yerden yere vurur, bazen de yerdeki ruhunuzu alır göğe çıkarır. Ana karakterimiz olan Martın de tam olarak ruhunu göğe çıkarıp sonra yaşadığı hayal kırıklığı ile bir başına kalışının öyküsüdür bu. Hayır hayır spoiler değil bu, hemen arka kapakta görebileceğiniz bir bilgi, aslında bu sefer