Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nietzsche, "İnsanın Tanrı tarafından yaratıldığına inanabilirdim, belden aşağısını yaratmasaydı," demiştir. Nietzsche, esprilerini o kadar ciddi bir havayla yapar ki çoğu insan gülmeyi unutur. Konuyu, Nietzsche ile açtık ve belden aşağısıyla devam ettirelim. Bugün bilimin, romantizmi öldürdüğü söylenir çünkü bilim, her somut nesneyi
ROMANTİZMİN KATİLLERİ
Nietzsche, "İnsanın Tanrı tarafından yaratıldığına inanabilirdim, belden aşağısını yaratmasaydı," demiştir. Nietzsche, esprilerini o kadar ciddi bir havayla yapar ki çoğu insan gülmeyi unutur. Konuyu, Nietzsche ile açtık ve belden aşağısıyla devam ettirelim. Bugün bilimin, romantizmi öldürdüğü söylenir çünkü bilim, her somut nesneyi
Sayfa 156
Reklam
HAREM DAİRESİ'NİN RESTORASYONUNDA GÖREV ALAN ROBERT ANHEGGER
Sözü, 1960'larda Harem Dairesi'nin restorasyonunda görev alan insaflı Fransız tarihçi Robert Anhegger'e bırakalım... Robert Anhegger şöyle diyor: “Onarımı esnasında Harem'in Avrupalıların yüzyıllarca yazıp çizdikleriyle hiçbir alakası olmadığını fark ettim. Harem padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Zaten haremin mimarisi bu amaca göre düzenlenmemiş. Bu mimari yapı içinde padişahun cariyeleri görebilmesi için kuş olup uçması lâzım. Zira kapılar, daireler geçişler başka yoldan hareme ulaşmasına izin vermez. Cariyeler 25 kişilik koğuşlarda kalıyor. Üst katta onlara nezaret eden kalfaların dairesi var. Kalfaların cariyeleri her an çok sıkı denetimi söz konusu. Padişahın annesi kendi bölümünde, padişahın kadınları ayrı bölümde, padişah ise kendi dairesinde yaşamaktadır. Padişahın kadınını annesi seçip oğluna sunmaktadır. Padişahın kalkıp cariyeler bölümüne geçebilmesi imkânsızdır. Belli ki harem bir üniversite olarak tasarlanmış. Cariyeler o üniversitenin öğrencileridir... Burada yaşayanları bir dakikası dahi boş geçmiyor, sürekli eğitim görüyorlar. Ayrıca biçki, dikiş, nakış gibi el sanatları öğreniyorlar... Cariyeler köle değil , hele cinsel köle hiç değil... Bence doğru deyim, cariyelerin padişahın evlatlıkları olduklarıdır."
"Rousseau'nun meşhur "İnsan özgür doğar ancak her yerde zincire vurulmuştur" sözü Fransız Devrimi'nin düsturu olarak kabul edildi."
Sayfa 182 - Kronik Kitap, 2022Kitabı okudu
Cemil Topuzlu’nun komik bir anısı ;
Uzatmıyalım, emirnamemi alıp hastahaneye gittim. Fakat kapıdaki fevkalâdelik nazarı dikkatimi celbetti. Her yer silinmiş süprülmüştü, antre kalabalıktı. Ben, bunları tabiatiyle üstüme mal etmiyerek Başhekim Mehmet Paşanın odasına girdim. Emirnameyi verdim. Mehmet Paşa, bunu okur okumak kahkahayı basmasın mı! Hem de nasıl, adamcağız, kasıkları çatlarcasına gülüyor, gülüyor, gülüyor… Bu zaviyet karşısında, alınmış, kızmağa başlamıştım. Öyle ya, ne emirnamede, ne de bende gülmeyi icap ettirecek bir şey yoktu!… Muhatabım, mâfevkim olmasına rağmen - ben o zaman Kolağası idim dayanamadım. Niçin güldüğünü sordum. Mehmet Paşa daha çok gülmeğe başlamasın mı?!… Nihayet, başhekim, kapıçuhadarını çağırttı : -Lâfı kulağınla dinle, bak, imparator değil, operatör imiş, dedi. Meğer meselenin aslı şuymuş: Kapıçuhadarı bir gün evvel herhangi bir idarî sebeple Sıhhiye Reisinin nezdine gönderilmiş. Reis : Yarın sizin hastahaneye operatör gönderiyoruz, demiş. Zavallı kapıçuhadarı ömründe ilk defa işittiği bu sözü imparator şeklinde anlamış, O sırada Alman Kayzeri Wilhelm II nin akrabasından adlı bir Fransız müdür tayin edilmiştir. bir prens de İstanbul'a hekime: gelmiş bulunuyordu. Adamcağız, koşa koşa Baş hekime Yarın hastahaneye imparator geliyormuş, haberini vermiş. Başhekim de, kapıçuhadarı gibi yanlış anlamış, Wilhelm'in akrabası olan prens İstanbul'da ya, o gelecek diye düşünmüş… İstikbal hazırlığı yaptırmış! Gele gele de ben gelmişim!
Şiir Bitmez, Terk Edilir
İsmini şu an hatırlayamadığım bir sözü var bir Fransız şairinin, 'Şiir bitirilmez, terk edilir.' diyor.
Sayfa 299
Reklam
Fransız Feylesofu Proudhon'un ünlü bir sözü vardır Mülkiyet hırsızlıktır diye. Milletçe daha da ileri gidiyoruz biz Mal diyoruz uyuşturucu maddeye, Mal sahibi de, yani mâlik Esrar kaçakçısı gibi bi şey oluyor demek. Ha bakın, felaket bununla kalsa iyi Bizde sermaye denirdi eskiden fahişeye Buna göre sermayedar da... E, siz çözün artık bu ayıplık bilmeceyi!
Sayfa 54 - YARAŞTIRA YARAŞTIRA YAKIŞTIRMA
Bir Fransız romancısının hatırımdan çıkmayan bir sözü vardır: "20.000 sene sonra okunmayacağımı bilseydim kalemi elime almazdım." Gerçek sanatçı ebedinin sözcüsüdür
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü- Sözlerin anlamları.
1. (Lat.) "Kandan korkmak." (Y.N.) 2. (Lat.) "Çelik gibi zırh" anlamına geliyor. (Y.N.) 3. (Lat.) "Başını eğerken son nefesini verdi." (Y.N.) 4. César Bonesana da Beccaria (1738-1794), Italyan düşünür ve ceza hukukçusudur. 1766 yılında yazdığı "Suçların ve Cezaların Kitabı" adlı yapıtında ceza hukuku
611 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.