Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siz biriktireceğiniz yere mi biriktireceklerinize mi odaklandınız?
"İçine koyacak bir şeyleriniz varsa günün binlerce cebi vardır." Okurken, cebi; delik, ön veya arka, pantolon ya da ceket, yavru ya da normal boyutlu, fermuarlı ya da açık, çanta ya da cüzdan vs. olarak düşünenler olacak. Bir şeyler; belki mutluluk, fırsat, umut, bilgi, sevgi, ortam, bağ, huzur diye koyulacak. Belki birileri yerimize koymuştur... Peki odak noktanız sizin hakkınızda ne diyor? Cebe odaklanmışsanız biriktirecekleriniz vardır ama biriktirecek yeriniz yoktur; bu belki sizin için zamandır, belki ailedir, belki çevre, belki iş, belki de ruh eşi... Bu benim için daha çok pozitif his uyandırıcı. Biriktireceklerinize odaklanmışsanız da biriktirme fırsatınız vardır ama siz ne biriktireceğinizi göremiyorsunuz ya da bilemiyorsunuz veya biriktirmişsinizdir ama haberiniz yoktur. Sizi rahatsız eden "bir şeyler" de biriktirmiş/ birikmiş olabilirsiniz/olabilir. - Bu da negatif hissettirdi.- Doğruluk veya yanlışlık payını ölçmek isterdim...
“Doğurmak zahmetli iştir, “ -diyor diğerleri , - “niye doğurmalı ki? Doğurduklarımız da mutsuz ya! “
Reklam
415 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
"Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki?" Beni ilk sayfadan beri inanılmaz bir heyecanla sürükleyen bir kitap oldu. Hem bitirmek istemeyip hemde sabırsızca sayfalarını çevirmeme sebep olan bir kitaptı. "Kimsen o ol!" öyle diyor Friedrich Nietzsche. Gerçekte kimiz ya da gerçekten olduğumuz gibi miyiz? Sürekli kafamda dolaşan sorulardan yalnızca biriydi kitabı okurken... Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Keşfedilmesi gereken bir dünya gibi...
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,3bin okunma
Ah, bu ruhun kendisi de hâlâ çok zayıf, iğrenç ve açlıktan ölmek üzereydi: acımasızlık da bu ruhun şehvetiydi! Oysa siz de kardeşlerim söyleyin bana: bedeniniz ruhunuz için ne diyor? Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz?
İyimserin de kötümser kadar dekadan olduğunu, belki daha zararlı olduğunu ilk kavrayan Zerdüşt, diyor ki: İyi insanlar asla hakikati söylemezler. Yanlış kıyılar, yanlış güvenli kuytular öğretti size iyiler; iyilerin yalanlarında doğdunuz ve saklandınız. Her şey iyiler tarafından tepeden tırnağa yalana bulanmış, çarpıtılmıştır.
Sayfa 112
128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aklı Başında Her İnsan Biraz "Deli"dir
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır. Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz: – Giriş – Kitapla İlgili Düşüncelerim – Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi – Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi – Turin
Nietzsche Neden Delirdi?
Nietzsche Neden Delirdi?Ayşe Şirin Çakmakçı · Scala Yayıncılık · 20242 okunma
Reklam
Oysa siz de kardeşlerim söyleyin bana : bedeniniz ruhunuz için ne diyor ? Yoksulluktan ,pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz ?
Oysa siz de kardeşlerim söyleyin bana: bedeniniz ruhunuz için ne diyor? Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz?
Sayfa 7 - İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Gece yarısı ölümün sarhoş mutluluğu diyor ki: Derindir dünya, daha derindir gündüzün düşündüğünden.
Sayfa 328 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Kutsal kitaplarda çokça adı geçen 'şeytan', gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir yobazdan başka bir şey değildir." diyor ve ekliyor: "Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur.'”
Reklam
Gerçeklik bize büyüleyici bir tip zenginliğini, geçici bir biçim oyunu ve değişimi bolluğunu gösteriyor: köşesinde oturan zavallı ahlakçının biri de diyor ki: "Hayır! insan başka türlü olmalıydı"?.. Hatta biliyor da, nasıl olması gerektiğini, bu sefil yobaz, duvara çiziyor kendini ve "ecce homo!" diyor... Ama, ahlakçı salt bir bireye yönelse ve ona "sen şöyle ve şöyle olmalıydın!" dese bile, gülünç duruma düşmekten kurtulamaz. Birey bir parça yazgıdır, önden ve arkadan, gelecek ve olacak olan her şey için fazladan bir yasa, fazladan bir zorunluluktur. Ona "kendini değiştir" demek, her şeyin değişmesini istemektir, geriye yönelik olarak bile...
Oysa siz de kardeşlerim söyleyin bana; bedeniniz ruhunuz için ne diyor? Yoksulluktan, pislikten ve sefil bir huzurdan ibaret değil mi ki ruhunuz?
"doğurmak zahmetli bir iştir," diyor diğerleri, "niye doğurmalı ki? doğurduklarımız da mutsuz ya!"
“insan şöyle ve şöyle olmalıydı!” demenin nasıl bir saflık olduğunu düşünelim. Gerçeklik bize büyüleyici bir tip zenginliğini, geçici bir biçim oyunu ve de­ğişimi bolluğunu gösteriyor: köşesinde oturan zavallı ahlak­çının biri de diyor ki: “Hayır! insan başka türlü olma­lıydı”?.. Hatta biliyor da, nasıl olması gerektiğini, bu sefil yobaz, duvara çiziyor kendini ve “ecce homo!” diyor... Ama, ahlakçı salt bir bireye yönelse ve ona “sen şöyle ve şöyle olmalıydın!” dese bile, gülünç duruma düşmekten kurtu­lamaz. Birey bir parça yazgıdır, önden ve arkadan, gelecek ve olacak olan her şey için fazladan bir yasa, fazladan bir zo­runluluktur. Ona “kendini değiştir” demek, her şeyin değiş­mesini istemektir, geriye yönelik olarak bile... Ve gerçekten, tutarlı ahlakçılar vardı, insanın farklı, yani erdemli olmasını istediler, onun kendi suretlerine göre, yani yobaz olmasını is­tediler: bu amaçla dünyayı olumsuzladılar! Az buz bir çılgınlık değil! Haddini bilmezliğin haddini bilen bir türü değil!... Ahlak, yargıladığı sürece yaşamı düşünmek, gözetmek, hedeflemek açısından değil, kendi başına, özgül bir yanılgıdır, acımamak gerekir ona, dejenere ol­muşların alerjisidir, tarifsiz zararlar vermiştir!...
669 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.