Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fuat Can

Fuat Can
@futca
Lisans
Adana
112 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
210 syf.
·
Puan vermedi
Zambra'yı neden bu kadar sevdiğimi her okuduğumda daha iyi anlıyorum. Kitaplarının içinde en sevdiğim filmlere, albümlere ve şarkılara bir şekilde rastlıyor olmak hemen bir bağ kurduruyor. O yüzden de sık sık okuduğum kitaplarını bir daha okuyorum. Zambra'nın hikayeleri öyle çok şatafatlı hikayeler değil. Genel olarak alelade konuları işliyor. Belgelerim'de de öyle. Ana ekseninde yine depremler, yıkımlar, üzüntüler, Şili tarihine dair sıradan insanın hayatlarını anlatan boş bir sayfaydım ve şimdi kitap oldum diyen öyküler bunlar. Hepsi de Belgelerim adlı klasörün içinde toplanmış zaman zaman hepimizin yaptığı gibi, kendi anılarımıza ait. Belgelerim diğer Zambra kitaplarına nazaran daha incelikli yazılmış. Zambra'nın yazış tarzı genel olarak günlük notlar gibi olduğundan anlatım tarzı birçok okura farklı gelebiliyor. Latin Amerika edebiyatının modern metinleri içinde zirveyi alabilecek kadar değerli bir eser olduğunu düşünüyorum.
Belgelerim
BelgelerimAlejandro Zambra · Notos Yayınları · 2016130 okunma
Reklam
308 syf.
·
Puan vermedi
Ruh Adam'ı neredeyse bir hafta önce bitirdim ancak üzerine hemen inceleme yapmanın kitaba haksızlık olacağını düşünerek biraz erteledim. O yüzden de biraz daha zamanın geçmesini bekledim. Hem bu vesileyle de kitabı daha iyi sindirebilmiş oldum. Kitabımızın açılış kısmı sembollerle dolu bir Uygur masalı ile başlıyor. Kitabın ana metnine de
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma
727 syf.
·
Puan vermedi
Üç yaşında büyümeyi kasıtlı olarak reddeden ve konuşmayan tek iletişim aracı trampet olan Oskar'ın hikayesi gibi gözükse de altında bir sürü hikaye çıkıyor. Derinlikli kitaplardan sayabileceğim bir kitap oldu benim için. Bazı olaylar her ne kadar garip gözükse de bir şekilde okumayı sürdürdüm. Bitirdiğimde ise ne okuduğumu bir süre kendime bile anlatamadım. Hatta birçok bölümü midemde hissettim. Bitirdikten sonra ya çok seversiniz ya da aşırı nefret edersiniz. Öyle de kendi içinde kesinliği yok. Her zaman her şeyin tanımlanabilir bir tarafı bulunmaz. Çoğu zaman, hoş olan şey kirliliğin içinde gömülü vaziyettedir ve zor kazanılır. Onu elde edebildikten sonra daha sıkı sarılmaya başlarsınız. Eğer olur da iyi geçinip arayı da tutarsanız işte o zaman bir şeylerin gerçekten değişebildiğini gözlemleyebilirsiniz. İşte bu kitap da tam olarak bunu ifade ediyor.
Teneke Trampet
Teneke TrampetGünter Grass · Akılçelen Kitaplar · 2024376 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
592 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zamandır okumayı beklettiğim ve sonunda okuyabildiğim bu eseri neden bu kadar geç okuduğuma çok hayıflandım. Tarih perspektifi içinde kaleme alınmış 592 sayfalık muhteşem bir eser. Bir baba-oğul ilişkisi çerçevesinde gerek politik gerekse o dönemin kültürel yapısını "petrol" ekseninde metnin içine ustalıkla yedirmiş. Okurken sanki daha dün yazılmış da bugün okuyormuşum gibi hissettim. Yazılış tarihi itibariyle yaşanılan olaylarla günümüz yapısı kıyaslandığında hiçbir şeyin değişmediğini, yine temel sorunların o dönemde de sorun olarak sayıldığını söylemek mümkün. Yazar kendi düşünce yapısıyla eseri didaktik bir şekle büründürmüş olsa da her insanın kendince bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum.
Petrol!
Petrol!Upton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2018259 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Tim Winton, kendi topraklarında çok çok önemli bir yazar. Hatta kendi topraklarında yaşayan en değerli yüz isimden biri olarak seçilmiş. Tim Winton'u Yüz Kitap sayesinde tanımış oldum. Bu vesileyle de onlara da ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Böyle önemli ve değerli yazarları yazın dünyamıza kazandırdıkları için. Umarım Tim Winton'un diğer
Dönüş
DönüşTim Winton · Yüz Kitap · 201793 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
"Ailemizi alakadar eden yegane bağ, bize hayatımız boyunca işkence etmiş olandır" Yüz Kitap, hem kapak tasarımları hem de özgün eserlerinden dolayı uzun zamandır merak ettiğim ve okumak istediğim bir yayıneviydi. Başlangıç için bu kitapla başladım ve hiç de yanılmamış olduğuma sevindim. Müthiş işler yapıyorlar umarım bu şekilde yayın
Bağlar
BağlarDomenico Starnone · Yüz Kitap · 2018897 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
"Tarih, daha çok çoğu ne kazanmış ne de yenilgiye uğramış olan hayatta kalanların anılarıdır." Sıradan bir adamın sıradan bir hikâyesi gibi gözükse de hatırladığı bir şeyin, sahip olduğun bir şeyle aynı olmadığını anlatmaya çalışıyor bu kitabında Julian Barnes ve bunu da salt kelimelerle değil hafızanın dip bucak görünmeyen her bir tarafında arayarak yapıyor. Geçmiş olayları tarihsel bağlam açısından anlaşılır kılıyor ve bunu yaparken de sık sık olayın bütününden değil de kısmi tarafıyla ilgileniyor. Daha nesnel ve zamanın geçişi ile çeşitli açılardan görülebilir gerçeğini daha iyi ifade ediyor. Başka bir deyişle, bir şeylerin kalınlığında iken net bir bakış açısını korumak zordur ancak bunu anlatıcıyla beraber sığ davranışını da kullanarak haklı çıkarmak için uğraşıyor. Her ne kadar bazı kısımlar benim kafamın içinde tamamlanmış olmasa bile oldukça beğendiğim bir kitap oldu benim açımdan.
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,251 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
"Ağlamak hava gerektirir, ağlamak korkunun uzun, sesli bir nefes verişidir ama hâlâ umut var." Angelopoulos filmlerinden "Eternity and a Day" filmini izleyenler muhakkak bilecektir. Alexandros'un bir şairin hikayesini anlattığı bir sahne vardı. Yunanlı bir şairin Venedik'te yaşadığı ama yıllar sonra anne özlemiyle tekrardan Yunanistan'a döndüğü ama döndüğünde dillerini bilmediği için konuşamadığı ve oranın halkından kelime satın aldığı bir bölüm. Kitabı okurken, kitabın olay örgüsü hemen bana o sahneyi canlandırdı. Bu yüzden de hemen beni içine çekti. Burada da baş karakterimiz öyküler topluyor. Kimi zaman onları yaşıyor ama üç aşağı beş yukarı hepsi de aynı yere çıkıyor. Bolca karakter mevcut ve fazlasıyla mitolojik ögeler var. Bulgar edebiyatına dair ilk okuduğum kitaptı. Açıkçası çok şey beklenmeden okunulması gerekiyor. Fazlasıyla beğendiğim kısımlar oldu. "Nasıl" sorusu karşısındaki cevaplar, iki yetişkinin kendisini birden çocuk olarak bulmaları, kendisiyle ahbaplık kurmaması için aynı yerlere uğramaması, sinemanın pahalı olduğunu düşünen insanlara hiç filmi izlemedikleri halde sinemanın önünde filmi anlatan karakterler ve tabii ki beni en çok da etkileyen, tek odalı evde oturan babanın oturma odası ve koltuk takımı olan bir daire; annenin ise gerçek bir mutfak hayal edip bir gün satın alacağı beyaz porselen baharat kaplarını yerleştireceği dolaplar hayal etmesiydi. İncelemeye tabii ki yine en beğendiğim bir alıntıyla son vermek istiyorum. "Uzunca bir süredir ertelenen bir gözyaşı gözünden yuvarlanıyor ve avucunun içindeki kırışıkların sonsuz labirentinde kayboluyor."
Hüznün Fiziği
Hüznün FiziğiGeorgi Gospodinov · Metis Yayınları · 2017887 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Gulam Hüseyin'i, İranlı sevdiğim bir yönetmen olan Asghar Farhadi sayesinde öğrenmiştim. Katıldığı hemen hemen her platformda Gulam Hüseyin'in hikayelerinden ve romanlarından çok şey öğrendiğini dile getiriyordu. Merakımı ilk o zaman cezbetmişti. Kitabı ilk çıktığı sıralarda almıştım ancak bir türlü fırsatını bulup okuyamamıştım. İyi ki de o zaman almışım çünkü şu sıralar yeni basımı ve satışı yok. İran kültürüne dair beslenme kaynaklarımız her ne kadar sınırlı olsa bile ilgiyle takip ediyorum ben de. Sanırım hayatımın bir dönemine dokunan Füruğ, Sadık Hidayet, Mohsen Namjoo, Marjan Farsad, Abbas Kiyarüstemi gibi önemli isimlerin de bunda büyük bir payı var. O yüzden de bulduklarımı da hemen okumaya, izlemeye ve dinlemeye çalışıyorum. Öncelikle kitabın çevirmenlerinden bahsetmek istiyorum çünkü gerçekten büyük bir övgüyü sonuna kadar hak ediyorlar. Hemen hemen bütün Sadık Hidayet ve Füruğ eserlerinden tanıdığımız, Makbule Aras ve Farhad Eivazi var. Yine büyük bir çevirinin altından rahatlıkla kalkmışlar. Onların yaptıkları çeviriler motamot olmuyor. Her bir kelimeyi de dipnotlar kısmında uzun uzun anlatıyorlar. Bu da bize okuma esnasında büyük bir kolaylık sağlıyor. Kitabımız "Bayel" adı verilen hayali bir şehirde geçiyor. Kimi kaynaklara göre ise böyle bir şehrin olduğu da söyleniyor. İç içe geçmiş olayların hem kısım kısım hem de bütünüyle bir anlam oluşturduğunu söyleyebildiğim, insanların köydeki yaşamlarından kesitler sunan sekiz öyküden oluşmakta. Öyküler uzun uzun diyaloglarla anlatılmış. Her öykü bir hüznü barındırıyor ve hüzünleri de hiç yabancı gelmiyor.
Bayel Ağıtçıları
Bayel AğıtçılarıGulam Hüseyin Saedi · Yapı Kredi Yayınları · 2017187 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Bolano epeydir aklımda olan, okumak istediğim ama bir türlü fırsatını bulamadığım yazarlardan biriydi. "Uzak Yıldız" ile başlamam bence tam doğru bir tercih oldu. İyi ki de tanışmışım kendisiyle. Bu kitabın ve yazarın bu denli az okunmuş olmasına gerçekten çok şaşırdım. Bolano, Latin Amerika edebiyatı içerisinde Marquez'den sonra en
Uzak Yıldız
Uzak YıldızRoberto Bolano · Can Yayınları · 2017147 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Modernite kavramı içerisine eğitim, sanat, politika, sosyal ilişkiler, ekonomi ve edebiyat gibi bir sürü konuyu da dahil ederek kapsamlı bir metin ortaya çıkarmış Bauman. Bunu da kendi deyimiyle "ihtiyaç fazlası, gereksiz, ıskartaya çıkarılmış, faydası olmadığı gibi sırtımıza yük olan insanlar," temelinde anlatıyor ancak yazar bu kitabı herkesin okuyabileceği minvalde bir metin olarak yazmamış sadece belirli bir bilgi birikimine sahip insanların okuyabileceği bir metin kaygısıyla kaleme almış çünkü kitabın içerisinde Foucault (Hapishanenin Doğuşu) Orwell (1984) ve Epiküros gibi belirli isimlerin düşüncelerine ve yapıtlarına bolca atıfta bulunmuş olduğunu metin aralarından yakaladım. Eğer daha öncesinde bu isimleri okumamış olsaydım birçok ayrıntıyı kaçırmış olacaktım. Örneğin metinde geçen Orwell'ın 1984'ü ile ilgili şu cümleler söylediklerimi destekler nitelikte. "Eski Büyük Birader'in derdi dahil etmek, birleştirip, bütünleştirmek, hizaya sokmaktı. Yeni Büyük Birader ise dışlamakla, bulunduğu yere uymayanları saptamakla, onları alıp oldukları yere yollamakla ya da daha başından elemekle meşgul," Merak edip de bu anlatıyı okumak isteyenler olursa muhakkak bahsettiğim isimlerle ilgili belirli bir bilgi birikimine sahip olduktan sonra okumalarıdır.
Iskarta Hayatlar
Iskarta HayatlarZygmunt Bauman · Can Yayınları · 2018206 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
"Bir insanın elinden hayatı boyunca kendisini kandırdığı şeyi aldığınız an mutluluğunu da bitirirsiniz." İnsanın hayatında bazen öyle bir farkındalık hasıl olur ki o andan sonra artık kaderin getirdiği tüm yazgıcılığı bir kenara iterek artık yaşamın dışına çıkman gerektiğini hissedersin. İşte tam da o anları anlatıyor bu
Mahcubiyet ve Haysiyet
Mahcubiyet ve HaysiyetDag Solstad · Yapı Kredi Yayınları · 20192,505 okunma
114 syf.
·
Puan vermedi
Bazı kitapların kendi özelinde huzursuz etme gibi bir misyonu olduğunu düşünürüm. Okuduğum kitapların hemen hemen bazılarında bunu sıkça yaşarım. Yaşadığım o duygunun bir benzerini ise "Felaketzedeler Evi" ile tekrardan yaşadım. Hakikaten de öyle bir kitap. Sizi fazlasıyla huzursuz ediyor. Kitabımızın başında William'ın halasının "Burası sana iyi gelecek," demesi ile başlıyor ancak insanlık durumunun en karanlık köşelerine temas eden, oraya doğru yapılan bir yolculuğun haberdarını da biz daha farkında olmadan ifade ediyor. Aşağılanmalar, pislikler, pis kokular ve fiziksel istismarlar, Miami'de yaşayanlar için yarı yolda bir evin boğucu atmosferini, sarsılmış bir zihinsel durumla anlatıyor William karakteriyle. Bu kitabı başka biri yazabilir miydi, diye sıkça sormuştum okurken kendime ve bunun cevabı kesinlikle hayır olurdu. Yazarımız tıpkı William gibi aynı sorunlarla da mustarip. O yüzden bu kadar sahici olmasının sebebi de biraz da burada gizli. Kısa, net cümlelerle ve sık tekrarlarla; sürgünde yaşayan tuhaf kahramanlarıyla bir profil çizmiş. Bu hikâye kesinlike unutulmazdı, sefil yoksulluk yaşam biçimlerini ve savunmasız sektördeki gücün kötüye kullanılmasını fazlasıyla ortaya koydu.
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,458 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Motif olarak merkeze "on liret"lik parayı alan ve birbirine temas eden karakterler etrafında dönen sarmal bir metin. Bu teknikle ilgili daha öncesinde benzer birkaç kitap daha okumuştum. Aralarında en sevdiğim ise "Sevgi Soysal"ın "Yenişehir'de Bir Öğle Vakti" kitabı olmuştu. Tıpkı Sevgi Soysal gibi, Yourcenar'da benzer bu tekniği kitabında kullanmış ve leziz öykülerden bir roman ortaya çıkarmış. Diktatörlük çevresinde insanların yaşama tutunma çabaları, tükenmeleri, hayal kırıklıkları, umutsuzlukları, başarısızlıkları, kaosa doğru durdurulamayan bir tür tarihsel bağlam ekseninde temaları kullanarak derin bir portre çizmiş.
Düş Parası
Düş ParasıMarguerite Yourcenar · Metis Yayıncılık · 2015150 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Doğumdan ölüme dek yaşamın her anını ayrıntılarla anlatmış. Umudun ve beklentilerin giderek yerlerini kabullenişlere bıraktığından, yaşam biçimlerimizin tekdüzeliğinden, alınan kararların yansımasının sadece kendi iç dünyamızla sınırlı kalmasından bahsediyor. İnsanların kaderlerinin benzerliğinin evrensel olduğunun bir kanıtı aslında bu metin. Yaşanılanlar, duruşlar, olaylara karşı verdiğimiz tepkiler, bir arayışın ama bulamayışın ve sonunda da kitabın adı gibi hayal kırıklıklarının toplamı kadar. Herkesin payı kadar bir metin ortaya çıkarmış, Margit Schreiner. Okumayan varsa muhakkak okumalı diyebileceğim bir kitap oldu benim için.
Hayal Kırıklıkları Kitabı
Hayal Kırıklıkları KitabıMargit Schreiner · Metis Yayıncılık · 2008342 okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.