Geçen yıl okumuştum ve güzel etkilerini görmüştüm bu kitabın. Okurken insan adeta manevi dünyasına yeniden yolculuk yaptığını hissediyor. Bu kitapta huzuru yeniden ve tekrar tekrar hissettiren bir şeyler var. Hatta terapi ediyormuş gibi bir etkisi var demek daha doğru olur galiba..
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor
Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak…
Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Kütüphane, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez. Diriler naziktir, ölüler titiz. Gerçekten severseniz konuşurlar sizinle. Bir kitabı okurken ''Ne Güzel kitap,'' deriz, ''yazar da tıpkı benim gibi düşünmüş.'' Yanlış şöyle dememiz gerekirdi: ''Bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama, galiba doğru.'' Yahut, '' Belki şimdi anlayamıyorum,birkaç gün sonra anlarım.'' Önce teslimiyet,anlamak cehdi. Sonra hüküm. Yazarın gerçekten değeri varsa, düşüncesini, bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini bütünü ile söyleyemez yazar, söylemek istemez. Gizler, istiarelere başvurur
"-... Ama keyfin yerinde değil, değil mi?
- Ama keyifli olmaya çalışıyorum.
- Yaşamın bir bisküvi kutusuna benzediğini düşün, yeter.
- Herhalde pek akıllı değilim, çünkü zaman zaman ne demek istediğini anlayamadığım oluyor...
- Bir bisküvi kutusunun içinde, her tür bisküvi vardır, sevdiklerin de, sevmediklerin de, öyle değil mi? Ve insan sevdiğini önce yerse geriye pek sevmedikleri kalır sadece. Ben kötü günler geçirdiğimde hep böyle düşünürüm işte. Şimdi bunu yaparsam, sonrası daha kolay olur, derim kendi kendime. İnan bana, yaşam bir bisküvi kutusu gibidir.
- Buna gerçek bir felsefe diyebiliriz galiba...
- Ama doğru, inan bana. Ben de deneyimlerle öğrendim."
Doğruyu söylemek gerekirse ne yazarın ne de yayınevinin adını duymuştum, canım romantik kitap okumak istiyor diye arkasını okuyunca başlamaya karar verdim.
Günümüzde yaş farkının çok olduğu ilişkilere pek alışık değiliz, fikren normal olduğuna katılsam da okuyunca "Ne, 20 yaş mı?" oldum bir anlığına, ama kimyalar uyunca sayıların pek önemi kalmıyor. Bu nedenle karakterleri beğendim, çok alışıldık değil ilişkileri. Buna karşın kitap kalp kırmaya çalışıyor gibiydi, özellikle sonlara doğru üzmüş de üzmüş. Galiba dramatik olunmaya çalışılmış ama bu kısalığa yoğun ve sıkmadan dram katmak biraz daha profesyonellik gerektiriyor diye düşünüyorum.
Son olarak kitaptaki yazım ve noktalama hataları beni yedi yedi bitirdi! Söz olmayanlara tırnak işareti konması, olanlara konmaması, "sağdık, mağbet" gibi absürt yazım hataları... Bir lise öğrencisi olarak dil kurallarını daha iyi biliyor olabilirim. Benim okuduğum kitabın ilk baskısı, umarım sonraki baskılarda düzeltirler.
Yüksek sesle konuşma olur mu benimle? Fısılda yeter, duyarım ben, bağırma ne olur.. Ve lütfen benim sesimin yüksek perdeden çıkmasına da aldırma. Kalabalık evde büyüdüğüm için birbirimize bağırmadan duyuramazdık sesimizi. O yüzden küçük harflerle konuşmayı bir türlü beceremedim. O zamanlar da farkındaydım aslında, ne kadar çok bağırırsam o kadar
Çok sevdiğim yazar İlyas Efendiyev`in oğlu Elçin Efendiyev`den masal tadında bir aşk hikayesi " Mahmud ile Meryem".
Elçin " Mahmud ile Meryem" i " Aslı ile Kerem" in motifleri esasında yazmış.
Mahmud, bir qarip oğlan. Ziyad han`ın 9 yıldan sonra dünyaya gelen tek oğlu. Ondan sonra tahta çıkacak tek varisi. Ama
İnsanlar görüp duyduklariyla bir insana önyargılı yaklasmak yerine o kişiyi yakından tanımaya çalışsalar keşke. HAYAL GÜNLÜĞÜ
III. Murat Han bir gün telaşlı bir şekilde uyanır. Yüzünde düşünceli bir hava vardır. Vezîr-i Âzam Siyavuş Paşa, padişahın bu halini görünce dayanamayıp sorar:
- Hayırdır
Şiddetle tavsiye etmiyorum. Yazarın diğer kitaplarına göre basit kalmış. Her ne kadar cümleler güçlü olsa da kurgu zayıf kalmış. Sürükleyici değil, bırakmamak için sonlarına doğru kendimi zorladım diyebilirim. Bence İsa Yılmaz, siyasi, politik romanlarında daha başarılı. Gene de ben yazarın hayal gücünü seviyorum galiba...
Kitabın içindekilere kurgu demek istiyorum ama yüreğim elvermiyor, gerçek yaşandı bunlar diyeceğim ama bu dramı hangi insan kaldırabilir diyorum sonra...
Hiç okumadığım için mi bilemiyorum ama dram ve aşk konularını ele alan kitapları sevemiyorum. Aşk konusunu bilemem ama bundan böyle dram konularına da bir el atacağım.
Şu ana kadar 3-5 cümle yazıp oyalandım yorumumda, aklıma kitabı tanımlayacak bir şey gelir diye ama galiba bu müthiş eseri tanımlayacak doğru sözleri bulamıyacağım...Diğer kitaplara yaptığım yorumlara benzer bir yorumu bu kitaba yaparsam, kesinlikle karşılayamayacaktır...
Zaten en başından anlamıştım doğru düzgün bir yorum yapamayacağımı.
Ne yazacağımı gerçekten bilemiyorum...
Diyeceğim o ki; 1k listelerinde en iyi kitap olması hiç de şaşırtıcı olmayan bu inanılmaz eseri okuyun, herkese hatta hiç kitap okumayan biri için başlangıç kitabı olarak verin...
Uçurtma avcısı'nı okumayacak, hissedeceksiniz...
"Gece Okulu" heyecanı ve aksiyonu bol bir kitap... Gizem de üst düzeyde bunu da söylemeden geçemicem. Tek şanssızlığı bu kitabı "Evernight Academy" nin üstüne okumuş olmam. Bazı kısımlar andırınca oldukça rahatsız etti beni okurken ama ön yargılara bağlı kalmayı sevmeyen bir insanım, azimle devam ettim kitabıma...
Ana
Kaçınılmaz young-adult türünde melek temalı bir kitap arkadaşlar... Kabul ediyorum melekleri hep vampirlerden daha çok sevmişimdir ama bu kitaba öyle ayılıp bayılmadım maalesef... Aslında uzun zamandır melek temalı kitap okumuyorum, son okuduğum Meleklerin Kanı'ydı galiba, malum onu da bekle bekle içimiz şişti, neyse ki hakları yeniden alınmış. O