Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

gece

gece
@geceyimarsettik
66 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
632 syf.
9/10 puan verdi
Oblomov bir aylık sürekli bir çalışma içinde yazılmıştır. Yazar bunu şu dizelerle açıklıyor: "Bu büyük romanın bir ay içerisinde yazılması belki de imkansız görünür. Ama unutmayın ki, bu eseri yıllarca kafamda taşıdım ve onu ancak kağıda geçirmek kalmıştı." Açıkçası en çok dikkatimi çeken kısım bu dizeler olmuştu. Roman'da Oblomov
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
Zengin, şımarık olan Feride'nin anadoluya öğretmen olarak gitmek istemesi ve gittiği yerlerde yaşadıklarıyla birlikte idealist bir insan, kadın, öğretmen oluşunu konu alıyor. Daha birçok nesnel şeyi yazabilirim burada. Ama Reşat Nuri Güntekin'in Feridesinin ağzından anlatmak istiyorum kendi hislerimi: "Öyle sanıyorum ki gece, bu kocaman dünyanın bütün evlerini birer birer dolaşarak ne kadar keder, ümitsizlik varsa hepsini toplamış, getirip benim göğsüme doldurmuş." İşte yazarda bunu yapmış. Anadolu'nun tüm sıkıntısını, derdini, iyi yanlarını toplamış bir romana sığdırmış. Aşka değinmeden de geçmemiş. Okuduğum onca romanın içinde en güçlü kadın karakterlerden birisi Feride. Göğsüne doldurduğu onca şeye rağmen dimdik duran güçlü bir kadın. Yeri geldiği zaman ona sarılmayı, destek olmayı, ona Kamran'ı hâlâ içten içe sevdiğini söyleme cesaretinde bulunmayı ve daha nice anında yanında olmayı deli gibi istedim. Kitap o kadar nahif ve akıcı bir dilde ilerliyor ki... Kamran ve Feride'nin sahnelerinin azlığından yakınanların aksine aşkın konu alındığı onca romanın olduğu bir dönemde böyle bir eser çıkardığı için tebrik etmek lazım yazarı. Yaramaz ve uçarı olan "Çalıkuşu", Muniseyle bir yola başlayan "İpekböceği", güzelliği ciddi sorunlara yol açan "Gülbeşeker".
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102bin okunma
128 syf.
6/10 puan verdi
Ruh sağlığı pekte yerinde olmayan ve bilinçaltında yaşadıklarını günlük yaşamında harcayan Zebercet, Rumların oturduğu bir semtte yanmadan kalan ve zamanında bir konak olan; sonradan farklı kültürlerin izlerini taşımasının tezatlığıyla ismini "Anayurt Oteli" koydukları, tabelasının bir ucu toprağa bakan otelin işletmesini yapıyor.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
159 syf.
7/10 puan verdi
Küçükken dünyasını yaşadığı küçük köyden ibaret sanan, babasız ve dışlanmış çocuk o tasvir etmekten bıkmayacağı dağların ardına varınca fark ediyor dünyayı. Amerika'ya gitmesi ve orada yaşadıklarının ardından hiç sahip olmadığı ailesinin yanına, memleketine tekrar geri dönüyor. Pavese'nin son romanı olan bu eser aslında kendisinin biyografisi diyebileceğimiz nitelikte. Faşist yapılanmalara karşı yürütmüş olduğu çalışmalar nedeniyle bir yıl hapis yatmış olan Pavese, savaş sonrası İtalya ile ilgili oldukça yüzeysel bakış açısı sunmuş. Bu da bence artık hiçbir şey için çabalamaya gücü olmadığının izi. Kitapta sevdiğini tahmin ettiğim yerleri uzun uzun tasvirleyen Paveseyi okumak her şeye rağmen güzel. Her şeyin anlaşılması ve düzeltilmesi gerektiği, dünyanın kötü kurulmuş olduğu ve onu değiştirmenin herkesin görevi olduğunu düşünen Nuto eserin en beğendiğim kısmı. Pavese kendini hiçbir yere ait hissedemedi. Göçebe yaşadığı bu dünyadan kendi elleriyle ayrıldı. Göçebeliğini sonlandırmanın yolunu intiharda buldu belki de...
Ay ve Şenlik Ateşleri
Ay ve Şenlik AteşleriCesare Pavese · Adam Yayınları · 1984613 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
Kendisinin bile kendisini bırakmışlığının tadını alınca duramayan Tezer Özlü, Cesare Pavese'nin ardı sıra sürüklenirken bu yolculukta gezdiği gördüğü yerleri ve insanları kendi iç dünyasıyla birlikte bize sunuyor. "Sonra yol ilerler. Dünyalara açılan yeni yaşamlardır yolculuklar." Okurken deşen, durup düşündüren, ardından da farkına vardıran yaşam kokulu, ölümle dolu bir dünya. "Bütün yaşama cesaretimi ölülerden alıyorum. Alıntılarında yaşadığım ölülerden. Bu kahrolası dünyayı, yaşanır bir dünyaya dönüştürmeyi başarmış ölülerden." diyen yazar, sık sık Pavese'nin alıntılarına yer veriyor. "İnsanın kendi kendinin yükünü taşıması, diğerlerinin yükünü taşımasından daha rahatlatıcı" diyen Tezer Özlü'ye hayran olmamak elde değil.
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112bin okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
Elinin altında çoğu şey için imkanı olan ama yaşamanın alışkanlıktan ibaret olmadığını, yeniliğin ve çabanın gerektiğini düşünerek buna uygun yaşayan; Yusuf Atılgan'ın C. si. Aylak adam. Gülünç olmayan tek tutamağı, gerçek sevgiyi yani; birbirlerine yetecekleri, birlikte düşünüp, duyacakları bir kadını arıyor. Bu kadını ararken bulduğunu sandığı kadınlarla beraber oluyor, onlara içlerini döküyor ve dahası... Ama aradığı kadını bulmuşken onu tekrar kaybediyor, belki de kazanıyor. Ku-ya-ra ve a-da-ko kavramları gönlümü fethetti diyebilirim. Van Gogh'a bakış açısı da öyle. Aslında bence C. kumda yatma rahatlığına kapılmış insanların arasındaki ağaç dalı kompleksi olan nadir insanlardan. Ve bu insanlardan ayrı olmasıyla başlayan serüven geçmişi ve geleceği arasındaki perdelerle örtüşüp bir kadına çıkıyor B. ye.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
330 syf.
8/10 puan verdi
Okurken asla sonunu kestiremediğim, ters köşe yapan mükemmel bir Livaneli eseri. Zülfü Livaneli'yi okumaya başladığım ilk roman. Kitapta en çok ilgimi çeken içeriklerine göre sınıflandırılan kitaplarla dolu kitap odaları oldu (aşk odası, cinayet odası vb). Kitap emekli mühendis olan ve oldukça takıntılı (havanın derecesine bakıp, kıyafetini de o dereceye gire seçmesi gibi) Ahmet'in ağzından anlatılıyor. Ahmet'in kafasını dinlemek için gittiği Podima'da yan komşularının cinayete kurban gitmesi ve bunun üzerine haber için gelen gazeteci kızla birlikte olaylar başlar. Ahmet'in; ikizi olan Mehmet'in aşkını, yaşadıklarını anlatması... Mehmet ve Olga arasındaki aşkın oldukça havada kalması, olayların başlangıcı olan cinayetin üstünkörü sonuca ulaşması, oldu bittiye getirilmiş gibi olması dışında Ahmet'in ruh halinden başlayıp sonuna kadar oldukça iyi giden bir roman. Kitapta siz başka bir olaya odaklanmış durumdayken aslında onun önemsiz bir ayrıntı olduğunu ancak sonunda fark ediyorsunuz. Ve bu da sonunda beklenmedik ama oldukça etkili bir sonla bağlanıyor. Sürükleyici ve soluksuz okunabilecek güzel bir yapıt.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,4bin okunma
616 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aeden, insanlardan daha üstün, evrimleşmiş formların ve canlıların bulunduğu gelişmiş, bilim kurgu filmi olan Avatar benzeri bir kurgu. Gezegende bulunan kendilerine insan diyen, frekanslar yoluyla birbirleriyle konuşmadan bağlantı kurabilen, düşünce hızıyla galaksiler arası yolculuk yapabilen topluluktaki Numi ve Sonje'nin Dünyaya yollarının düşmesi. Dünya'da bulunan insanların ilkel olmasından dolayı onlara 'insansı' diyorlar. Dünya'da gördükleri bu ilkellik karşısında gezegenlerine dönmek için çabalamış ama gidemeyince Dünya'da yaşayan insansıların yaptıklarına dayanamayıp (birbirlerini öldürmeleri, kendi yavrularını şekerlerle zehirlemeleri, para için savaşmaları, hayvanlara, ağaçlara, kadınlara verdikleri zararlar, alt-üst sistemleri vs.) bir şekilde bu insansıların Dünya'da yarattıkları düzeni bu iki insanın değiştirme çabaları. Numi ve Sonje arasındaki çekimde eklenince güzel bir hikaye çıkmış ortaya. Okumuş olduğum dönemin de etkisiyle Numi ve Sonje arasındaki duyguları okurken oldukça etkilenmiş; bazen sinirle kitabı kenara bırakıp ardından dayanamayıp geri aldım, bazen karaktere sövdüm, bazen de ben olsam diye durup düşündüm. Başka bir zaman kesiminde tekrar bu kitabı elime alıp hissettiklerimi kıyaslamak için can atıyorum. Beni rahatsız eden başlıca şey hoşuma gitmeyecek kadar çok bilimsel terimin olması ve beni kurgudan uzaklaştıran çokça kelimenin aralara serpiştirilip kitabı bitirme sürecimi geciktirdi. Her şeye rağmen çokça şey kazandırıp farklı bakış açıları sağladı.
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Roman oldukça akıcı bir şekilde ilerlemesine rağmen bitmesin diye yavaştan aldığım zamanlar oldu. Duygulanıp elime almak istemediğim ama dayanamayıp tekrar okumaya devam ettiğim, dile getirilen şeyleri empati yapmadan bile en içimde hissettiğim muazzam bir kitap. İki kadınının ağzından anlatılan romanda Meryem'in annesinin ölümünden kendini sorumlu tutması ve zaten içe kapanık olan ruhunu daha da kapatması; evleneceği adamın ona dayattığı şeyleri sorgusuz kabul etmesi hatta adamın suçlu olduğu durumlarda bile kendisini suçlaması hem o zamanların hem de günümüzün hala devam eden sorunu. Tüm kendine yaşatılan şeylere rağmen hâlâ kalbini saf sevgiyle besleyen, çocuk yaşta evlendirilip çocuk sahibi olamayan ve bundan bile sorumlu tutulan güçlü bir kadın. Meryem'e göre daha dik başlı, okumuş öğrenim görmüş birisi olan Leyla'nın çocukluk arkadaşına duyduğu hisler ve bu hislerin zaman içinde geçmişe gömülmek zorunda kalması. Leyla'nın çocukları için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışması. Ve her şeye rağmen hayallerini gerçekleştirmiş olması.. Bütün bunların yanında Afganistan'ın içinde bulunduğu savaş dönemi de göz önüne alındığı zaman vatandaş olmanın bile zor olduğu zaman diliminde kadın olmak...
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,9bin okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
1984 romanı bir karşı ütopyadır. Ütopyalar insanlığa sunulan bir düş, karşı ütopyalar ise karabasandır. Orwell aslında bu karşıt ütopyasında bize felaketlerden söz ederken uyarmak ve uyandırmak istiyor. İnsanların özgürlüklerini; düşüncelerini, hislerini, akıllarını kısacası; ruhlarını, insanı insan yapan niteliklerini kaybettikleri ve bunun farkında bile olmadıkları bir dünya sunuyor. Bu romanda beni en çok insanların bireyselliklerini dahi kaybetmiş olması sarstı. Romanda gücü elinde tutmak için yapılan dinsel, ulusal, zihinsel, ahlaksal baskıların çokta yabancı gelmediğini fark etmem ve bunları yadsımamış olmam olağan olsa gerek. Zaten Orwell'ın romanının karabasan niteliğinde olmasına rağmen elimizden düşmemesi de bundan olsa gerek.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,1bin okunma
Reklam
484 syf.
10/10 puan verdi
Bir kitabı bitirince durup şöyle bir gözlerimi kapatır ardından elimi kitabın üzerinde gezdiririm. Sanki okurken benimle zaman geçiren, bana yoldaş olan kitap karakterlerine bir veda gibi. Ama bu kitabı bitirince elimi üzerine götürmem zamanımı aldı. Max'ın ölümü, sevdiğine külleriyle kavuşması aşkın mükemmel betimlendiği bu kitapta beni şüphesiz en etkileyen şeydi. Geçmiş tarihimizde yaşanan onca olayların üzerinin çoğu zaman kapatılması, bizi geçmişten uzak tutmaya çalışılması bu kitabı okuyana kadar çok fazla ayırdında olmadığım bir durumdu. Belki de bu yüzdendir bilmiyorum bu kitaptan uzak kalmak zor oldu. Kitabı bitirince etkisinden çıkıp yeni bir kitaba başlamam zaman aldı. Beni bu kadar etkileyen bu kitabın bir Livaneli eseri olmasının da etkisi büyük elbette.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015136,7bin okunma