Akış
Ara
Paylaş
Yeni Gönderi Paylaşın
Ayarlar ve Gizlilik
Beğendiğim Gönderiler
Gece Modu
Gece Modu
Her zaman açık
Otomatik
Gece modu karanlık çöktüğünde otomatik olarak açılır. Gündüz de otomatik olarak kapatılır.
1000Kitap Android Uygulaması
ÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS Uygulaması
ÜCRETSİZ – App Store'dan alın
Alışveriş
Popüler
Keşfet
Ne Okusam?
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
Dergiler
Çevirmenler
Kitap Türleri
Hedefler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
©2023 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.34.2
Yeni Gönderi Paylaşın
Ayarlar ve Gizlilik
Beğendiğim Gönderiler
Gece Modu
Gece Modu
Her zaman açık
Otomatik
Gece modu karanlık çöktüğünde otomatik olarak açılır. Gündüz de otomatik olarak kapatılır.
1000Kitap Android Uygulaması
ÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS Uygulaması
ÜCRETSİZ – App Store'dan alın
Daima ve daima.
Tek kelimeyle bayıldım. O kadar harika bir kitaptı ki en sevdiklerim arasına girmeyi başardı. Ben de bıraktığı hissiyat çok güzeldi.
Kitabı beğenen çok insan olduğu için beğeneceğimi düşünüyordum ama bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Çok duygulandığım, ağladığım yerler oldu. İki ana karakterin, Jackson ve Grace'in insanın yüreğini burkan acıları, bu acılarının onları bir araya getirip asla kopmayacak bir bağ oluşturmasını okumak çok zevkliydi. Kitaptan çıkarılabilecek çok ders olduğunu düşünüyorum. Hayatlarının uzun bir kısmı hüzünle ve yalnızlıkla geçmiş iki insan birbirleri için en doğru kişi olurken geçmişlerinin acılarını birer birer silmeleri ve birlikte geleceklerine yol almaları, geçmişte yaşadıkları acılarının onları bugün olan insanlar haline getirmesi kesinlikle harikaydı. Böyle daha çok kitap okumak isterim.
Kitaba basladım lakin daha basındayken bunaldım. Ben kitapta karakterlerin abartılmasına karşı değilim fakat gereksiz abartı? Iste bu sıkıyor. Anladım erkek karakter yakışıklı ama Allah aşkına hangi yakisıklı yüz insanı en dertli anında kendinden gecirir? Kadın karakterin başından onca olay gecmis yabancı bir evde yabancı bir yatakta uyanıyor ama karşısına cıkan yakışıklı bir adam için eriyor. Kadınlar böyle basit yaratıklar mı? O an aklı başında her kadın tehlikede miyim? Bu adamın niyeti ne? Yaşayacak mıyım diye düşünür. Bu karakterin hayal dünyasında kırmızı elbise giymiş bir "sürtük" belirip adam söyle güzel böyle güzel diyip duruyor. İc sesi anlarım lakin böyle elbise goymis benlik vs basit geliyor bana. Ayrıca cinselliği basitleştirmesi de nahoş bence. Evet bu konuda rahat kesimler çok. Ama adım başı boyle alelade olması da insanı tiksindiriyor. Kitap Ask Nöbeti kitabına benzetilmiş gibi geldi. Daha başındaki düşüncem bu. Bakalım ilerleyen sayfalarda düzelecek mi yoksa yarım bırakılanlara mı katılacak?
Onlar bâtılı seviyorlar , biz Hakkı seviyoruz .
Bir değirmendir bu dünya öğütür bir gün bizi Beni en çok namaz ve oruç ile ilgili olan yazılar etkiledi. Etkilemesi sarsması da gerekiyor bence her müslümanı, o kadar naif, zarif anlatıyor ki çok güzel bir yolculuktu benim için. Kendimi sorguladım, düşündüm... “Oruç ancak insanlar için” — sayfa:64 den ufak bir kısım paylaşmak istiyorum. Geçmiş Ramazanlardan birinde, bir camide Rahmi Hoca vaaz bir ara şunları söylemişti: -Çocuk evlerindeki kediyi pataklamaya başlamış. Baba “Oğlum” demiş “kediyi niçin dövüyorsun?” Çocuk “Babacığım, hepimiz oruç tutarken, kedi demin oruç yiyordu, o sebeple cezalandırıyorum” demiş. Baba çocuğun başını okşayarak hoşnutluğunu belli etmiş, çocuğun hassasiyetini be dikkatini tebrik etmiş ve şunları söylemiş: “Yavrum, kediyi bırak, zira hayvanlar oruç tutmaz.” Cemaatte gülüşmeler oldu. Ama birkaç saniye sürdü bu. Aslında hepimiz, yüzlerce insan iliklerimize kadar ürperdik. Hidayet, nasip ve nasipsizlik hadiseleri karşısında büyük aczimizi idrat ettik. Kuru öfkeyi bıraktık, tefekkür ettik. Merhamet, yumuşaklık ve tebliğ arzuları duyduk
120 syf.
·
Puan vermedi
Konusu itibari ile beni son derece cezbeden, zamanın yaşamlarımızdaki önemini anlatan ve bunu değerli bir bilim adamı üzerinden hem gerçek bir olay üzerinden ele alan hem de kurgulaştıran son derece keyifli bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Kitabın hikayesi 1905 yıllarında geçiyor ve bu yıllarda
Ya o kadar güzel bir kitaptı ki.. geçmiş çağlarda gezip günümüze kadar bir yolculuğa çıkarıyor yazar sizi. Yeni ve yakın çağ ile ilgilenen arkadaşlara kesinlikle öneririm.
114 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kimilerinin çok sevdiği, tekrar tekrar okuduğu; kimilerininse yarım bırakıp okuyamadığı o kitapla geldim bugün. Seneler önce başlayıp yarım bırakmıştım, bu kez tek akşamda okuyup çok sevdim. Şu kitabı tek akşamda okuyup, ta derininizde hissedip sevecek ruh halindeyseniz hepinize geçmiş olsun arkadaşlar. Ben elendim, siz devam edin. Kitabı önerenin ruh halini de daha derinden ve içtenlikle anlamış oldum, bunun ağırlığıyla uyuyacağım bu gece.
KUANTUMUN KRALİÇESİ
Evet bu alanda/kuantum üzerine dünya çapında bestseller fenomen kitaplar var (çeviri kokan özü size tam olarak geçmeyen) onları da okudum/okuyorum lakin Serpil hocamın öyle yalın ve tamda bizim topluma göre bir anlatımı var ki içinize işler :)
Kuantum felsefesi ile bilinç altımızı dönüştürerek, tüm korku ve olumsuz inanç kalıplarımızdan kurtulmamız ve yüksek bilinç seviyelerine sıçramamız -her şeyi evet An’da -dönüştürmemiz mümkün.
Tabi ki bahsettiğim bir anda sihirli değnek değdi misali değil.
Ne geçmiş var, ne gelecek, sadece sonsuz şimdinin içinde olduğumuzu bilerek !
Tüm bilgilerin, bilgelerin, peygamberlerin, Mevlana’nın, üstadların dediği hep aynı, AN’da varolmak.
Kendinize emek verdiğiniz, istek ve inançla gösterdiğiniz çaba sayesinde evet dönüşüm ödülü de sizinle oluyor.
Bu adım adım ilerleyecek süreçte İSTEK, KARARLILIK, SABIR en önemlisi.
Geçen yıl başka bir hocadan eğitim almıştım, kendi üzerimde 1 yıldır çalışıyorum, pek çok konuyu dönüştürdüm, ama kıramadığım döngülerim hala var, kilit üçlünün sabır kısmı bende eksik, sonuç olarak A şehrinden B şehrine ulaştım ama :)
Serpil Ciritci’nin sosyal medya hesaplarını özellikle YouTube kanalında uzun uzuuuun anlatıyor hepsini (kitapları okumanıza bile gerek kalmaz) takip etmenizi öneririm.
Peki alıntı olarak paylaştığım kitaplarında ki şiirlerine ne demeli, muhteşem !
Gönlümün kuantum kraliçesi iyi ki var.
Şiddetle tavsiye ederim !!!
Kitaplarının ve videolarının Size muhakkak iyi geleceğine, bir noktadan hayatınıza dokunacağına eminim.
Bir göz atın derim ;)
İyi seyirler, keyifli okumalar…
Paris'teki ev~Kelly Bowen
383 syf.
75 yıl sonra anneannenizden hiç bilmediğiniz bir evi size miras bıraktığını öğrenseniz ne yapardınız?
Peki bu ev Paris'teyse?
Kulağa çok hoş gelse de geçmişin savaş izlerini taşıyan, içerisinde gizli bölmeleri olan ve bu gizli bölmelerde ünlü
Üstadın kaleminden iki konu başlığı olan bir şiir eseri. İçinde güzel şeyler anlatıyor. Okuyunca zaten anlarsınız. Sonu da çok güzel bitiyor. Ve buradan gelmiş geçmiş bütün Peygamberlere Selam olsun!
Diyanet Aile Dergisi bu ay penceresin “Geldi Geçti Ömrüm Benim” başlığıyla yaşlılık evresine açıyor.
Sema Bayar, yazısında yaşlılığın modern dönemde arızi bir evre şeklinde algılandığını oysa bilgeliğin eşiğinde olan ihtiyar nüfusun toplumsal yapıya sunacağı katkıları olduğunu belirterek bunun da ancak yaşlıların toplumla iç içe yaşaması, onların tecrübelerinden azami ölçüde istifade edilmesiyle gerçekleşebileceğine vurgu yaptı. Hatice Ebrar Akbulut, “Yaşlandım, Öyleyse Yaşadım” yazısıyla dosyaya katkıda bulundu: “Şüphesiz yaşayan gönüller, yaşlanan dimağlar, bilgeliği nesilden nesile nakleden büyüklerimiz olmasaydı türküler, hangi deryadan akıp gelir, ruhumuzun en derinine dokunur ve bize hayatın anlamını hissettirirdi.” Dr. Abdülkadir Erkut, Meryem suresi 4. ayet-i kerime ışığında yaşlılığın; salih amelleri çoğaltmak, sevapları artırmak, kullukta ilerlemek, insanlara fayda sağlayabilecek bilgi ve tecrübeyi onlarla paylaşmak için fırsat olarak görülebileceğine dikkat çekti. Bu ay söyleşi, Prof. Dr. Gülgün Uyar ile “Ehl-i Beyt Üzerine” gerçekleştirliyor. Gökhan Gökçek, “100. Yılımız Kutlu Olsun” yazısıyla Geçmiş Zaman Olur ki köşesinde yer aldı. Mert Mevlüt Gökçe, “Rota Bilmezlerin Oluşturduğu Bir Rota: Şiir” yazısıyla bu ay dergiye renk kattı. F. Betül Yılmaz Eminsoy, “Evliliğe Dair Yaygın Kaygılar” yazısıyla bu kaygıları asgari düzeye indirmenin yöntemlerine işaret etti. Teknolojik gelişmeleri ele aldığımız Akliyat köşemizde bu ay Muhammed Kâmil Yaykan, “Ozon Tabakası” başlığı altında ozon tabakasını korumaya yönelik neler yapılabileceğine dikkat çekti.
Diyanet Aile Dergisi Sayı:58Diyanet Aile Dergisi · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 20230 okunma