Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sadece bir küçük teselli..
"Geçmişe özlem duymak, asla dolmayacak boşlukların, kovuklarını belli etmek ister gibi zonklamasına neden olsa da, bir yanıyla bana hep iyi gelirdi. Vaktiyle var olmuş bir yokun nazikce kendini anımsatmasıydı neticede bu sızı. Özlenmeye hak kazanacak denli mutlu etmiş bir lütuftan geriye kalana, sızı bile olsa, teselli diye bakardım.."
Saygıda kusuru olanın kusursuz karaktersizliği oluyor genelde
Hepimiz okula gittik, okullardan hepimiz mezun olduk ama ne kadar insan olabildik? Geçmişe özlem duyulan bir gelecekte yaşıyoruz. Öyleyse gerçekten yaşıyor muyuz acaba? İnsanca davranabilmek için kurallara, uyarılara, birilerinin varlığına, cezaya vs. gereksinim duyulması normal mi? Bu bizi beyni olan bir varlık yapmıyor, en azından zannımca. Karaktersizlik için kolladığımız anları göze sokmadan insan olabilmek için niye kollamıyoruz? Herkes yapıyor diye mi? Aklı olan bir varlık neden kendi aklı yerine genele göre davranmayı tercih ediyor? Kendi doğrularım, kendi yaşam anlayışım, kendi tercihlerim, kendi hatalarım diye bahsedeceğimiz hiçbir şeyin olmaması size aciz ve acınası gelmiyor mu? Ne yazık... İçinizdeki doğrular genele göre değişiyorsa, yanlışlar genele uyarlandığında doğru diye nitelendiriliyorsa o zaman siz daha insan olmamışsınız demektir. İnsan doğdu diye insanlığı öğrenmeye ihtiyaç duymayanlar, bir gün kendilerine gerçekten baksalar görecekleri; hiç insan gibi yaşayamadıkları olurdu. Bu gerçeği kabul edebilecek haysiyetleri olur muydu?..
Reklam
Ne çok az kitap var!!!
En iyimser tahminlere göre bile antik dönem Yunan edebiyatı, felsefesi ve biliminin yüzde 75’i kaybolmuştur. Geçmişe hiç de özlem duymayan tarihçi K.J. Dover şöyle yazar: “Yunanlar tarafından yazılmış olan her şeyin yalnızca küçük bir bölümü korunmuştur. Yüz kadar Yunan tarihçi adı biliyoruz, ama elimizde klasik dönemden yalnızca üçünün, sonraki dönemlerdense birkaçının yapıtı var. MÖ 500-200 arasında Atina’da iki binden fazla tiyatro oyunu sahnelendi, ama biz ancak 46’sını okuyup sahneye koyabiliyoruz.”
Sayfa 55 - Can
108 syf.
9/10 puan verdi
Evhamımız Hayat
Adı evham vesvese ne olursa olsun, insanın iç sesi durmaksızın beyninde yankılanır. Hayata karşı yapılan iç dünyadan çıkan her yorum, aslında bir hikayenin ayak sesleridir. Sesler arttıkça öykünün muhatabının ilgisi de artar. Merak, başkasının yaşamını irdeleyen bakışlar şeklinde hedefine yönelir. Ömür İklim Demir’in hikayelerinin ayak sesleri ise
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma
Mazi; güzel sandığımız günler. İnsan geçmişe özlem duyar, geleceğe hayal kurar. Oysa her zaman, zamanı kaçırır.
Ya geriye, geçmişe doğru bir özlem; ya bilinmez bir gelecek düşüne ve umuduna tutunma çırpınışı. Hani Çehov diyor ya: “Gerçek bir yaşam olmayınca onun yerini düşler alır.”
Sayfa 135 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı yarım bıraktı
Reklam
“İlişkilerin zaman içinde sıcaklığını yitirmesi doğaldır. Geçmişe özlem duymak, sadece zaman kaybıdır.”
Özlem
Geçmişe duyulan özlem, geleceğe duyulan korkudan olsa gerek... M.
Gelecek için yaptığımız planlar ve duyduğumuz endişeler ya da geçmişe özlem bizi durmaksızın öyle meşgul eder ki mevcut an neredeyse hiçbir zaman hiçbir şeyiyle dikkat çekmez ve ihmal edilir. Yine de kesin olan bir tek odur
Sayfa 35
Geçmişe özlem duymak sadece zaman kaybıdır
Reklam
Zaman akıyor... Geçmişe özlem, geleceğe kaygı, şimdiye ise şüphe duyuyorum...
Mutluluğumuzun sahnesi, mevcut andır.
Gelecek için yaptığımız planlar ve duyduğumuz endişeler ya da geçmişe özlem bizi durmaksızın öyle meşgul eder ki mevcut an neredeyse hiçbir zaman hiçbir şeyiyle dikkat çekmez ve ihmal edilir.
Sayfa 35 - CANKitabı okudu
Bazıları hayatı roman kişileri gibi yaşar..
Şimdiki zaman mutsuzluğuna kapılan roman kişileri duyarlı, melankolik kişiliklere bürünür;kaybettiklerini, yenildiklerini, hayatın onları ezdiğini tekrarlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.