Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ayna
bazen bazı insanlarla olan ilişkilerimizde yaralar alıyoruz. herkes konuşmasında, tavrında, tepkisinde hep kendi içindeki izleri yansıtıyor. yani sorun bazen biz olmayabiliriz karşı taraf kendi deneyimlerinden oluşturduğu gözlükle bakıyor bize. ama o da tam suçlu değil. onun da yaşanmışlıkları, acıları ve daha fazlası gizli kalbinde. bi bakıma
Gelde hayran olma
Bir Arap çölden Medine'ye gitmekte iken şehrin yakınlarında iki adamın çalıştığını gördü. Bunlardan biri balçık yoğuruyor, öbürü kerpiç kesiyordu; tuğla yapıyorlardı. Arap açtı; çalışanlardan yiyecek istedi. Onlarınsa biraz kuru ekmekten başka şeyleri yoktu. Onu verdiler; lâkin bu ekmek, yenemeyecek kadar kuru ve lezzetsizdi. Açlığını onunla gideremeyen adama, biraz daha sabredip Medine'ye gitmesini ve tarif ettikleri yere giderek durumu anlatmasını, orada kendisine yiyecek vereceklerini söylediler. Yolcu, Medine'de kendisine tarif edilen yeri buldu ve orada bol ve lezzetli yemeklerle karnını doyurdu. Çıkarken gizlice, o güzel yiyeceklerden birazını torbasına attığını garsonlar gördüler. Kendisine, "Bunu yapma, istediğin zaman gel, burada karnını doyurursun" , dediler. Bunun üzerine yolcu, "Kendim için değil, çölde rastladığım zavallı adamlar için alıyorum. Onların yenecek ekmekleri bile yok!" deyince kendisine güldüler ve dediler ki: "Onların biri halife Ömer, biri de Ali'dir. Bu imaret Ömer'indir. Halife maaşlarını buraya bağışlamıştır. Burada fakirlerin karnını doyurur; kendisi de o gördüğün şekilde elinin emeğiyle geçinir."
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı’da kız isteme törenlerinde safiyane aşkı ve temiz duyguları sembolize ettiği için zambak tercih edilirmiş. zambak kadını ve sevgiyi simgelediğinden beyefendi için “kendisine emanet edilene en güzel şekilde bakmak” anlamı taşırmış. gel de hayran olma.. Üstadın “Zambaklar en ıssız yerlerde açar.” mısrası şimdi çok daha anlamlı geldi
115 syf.
·
Puan vermedi
Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır!
Yazar, kitabın başlarında kitabı yedi güzel adamdan esinlenilerek kaleme aldığını belirtiyor. Kudüs şairi merhum Nuri Pakdil'in mısralarında geçtiği gibi; Gel Anne ol Çünkü anne Bir çocuktan bir Kudüs yapar Kitabın içerisinde farklı mücadele öyküleriyle güçlü, sabırlı, vakarlı yedi tane güzel kadının hikayesi var. Yaşadıkları hayatlarıyla, içinde bulundukları imtihanlara karşı dik duruşlarıyla günümüz kadınlarına bir çok cihette örnek olan Yedi güzel kadın'ı okurken çokça tefekkür ettim. Bazen okuduğum yeri defalarca okudum, bazen kitabı kapatıp empati yapmaya çalıştım, "Ben olsam nasıl bir duruş sergilerdim?" Diye düşündüm, kendimi sorguladım. Güzel kadınların yedisine de hayran oldum, ders çıkardım. Bir çırpıda okunacak kitaptı. Eğer hayatınızdan şikayetçi iseniz, biseyler yolunda gitmiyorsa, vazgeçme noktasına geldi iseniz bu kitap size çok iyi gelecektir. Yahut cesaretinizi, motivasyonunuzu ve istekli olma halinizi diri tutmak istiyorsanız yine bu kitabı öneriyorum. Keyifli okumalar dilerim
Yedi Güzel Kadın
Yedi Güzel KadınAbdulaziz Yılmaz · MGV Yayınları · 20171,213 okunma
Mitoloji
_Evridiki_ _Evridiki, Orfe’nin kavuşmak istediği sevgilisidir. Bir gün Evridiki'nin bacaklarına bir yılan dolanır. Sevgilisi bu yüzden ölüp yeraltına gidince, sevgilisini kaybeden Orfe de ona kavuşmak için büyük çabalar gösterir, ilahlardan yardım görme umuduyla, özlem içinde çalgısını çalıp dururken harikulade, ahenkli müzikler yaratır.
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bukowski’nin Chinaski’si, Fante’nin Bandini’si, Burgess’in Alex’i, Gogol’un Akakiyeviç’i, Yusuf Atılgan’ın C.si, Camus’nün Meursault’u, Özarıkça’nın Ters Adam’ı ve şimdi de Walser’ın Haydut’u… Hangi kitapta olursa olsun her karşılaştığımda hayranı olduğum anti-kahramanlara bir yenisini daha eklemiş oldum ki zaten kitaba da adını vermiş. Anlatıcı bu Haydut Efendi’yi öyle bir tanıtmış ki, o umumun düşmanı, kendini anlatmaktan aciz bir ahmak, bir budala, bir geveze, gönül böceği, ezelden dangalak, değer bilmeyen, tek başarısı olmayan bir parya, düzene ayak uyduramayan, topluma karşı olan görevlerini yerine getiremeyen, iç ve dış dünyasını hizaya sokamayan densiz bir herifin teki… Gel de hayran olma bu adama! Walser’ın hayat hikayesinden ve yazdığı mikrogram adı verilen şifreli sayfalardan transkripsiyon ile çözülebilerek ölümünden sonra basılan metinlerinden uzun uzadıya bahsetmeyeceğim, ama araştırmanızı önermeden de geçmeyeceğim. Hayat hikayesine bakıp, bu kitaptaki anlatıcıyı ve romanın Haydut’unu karşılaştırdığınızda, birbirleriyle bağlantılı -ki bu bağ zıt bir şekilde nefret ve sevgi içerikli- muhteşem bir üçlü ile karşılaşacaksınız: Kitabın sonuna kadar yerden yere vurduğu adamı, kitabın son cümlesiyle yücelten bir anlatıcı; Haydut’un yukarıda saydığım özellikleri; yazarın edebi avareliği… Oldukça zor bir kitap; yorucu, taahhütsüz ve savruk… Ama edebi bir şölen…
Haydut
HaydutRobert Walser · Can Yayınları · 2016105 okunma
Reklam
Hz Rümeysa gibi eş nasip etsin..
Yunus Emre diyor ki: "Bu dünyada aşksız bir tek kişi bile yoktur. Herkesin bir nesneye sevgisi vardır. Allah'ın yarattığ bu dünyada yüz bin türlü sevgi vardır, sana hangisi layıksa onu seç! Allah'ın yarattığı yüz bin sevgi var; sen bunlardan kendine layık olanı seç. Fakat bu yüz bin sevgiyi iki başlıkta değerlendirmek gere kir:
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
Osmanlı’da kız isteme törenlerinde safiyane aşkı ve temiz duyguları sembolize ettiği için zambak tercih edilirmiş. zambak kadını ve sevgiyi simgelediğinden beyefendi için “kendisine emanet edilene en güzel şekilde bakmak” anlamı taşırmış. gel de hayran olma.. Üstadın “Zambaklar en ıssız yerlerde açar.” mısrası şimdi çok daha anlamlı geldi
💬 Büyük mutasavvıf
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
’ye atfedilen "insan kainatır "ayn"ıdır sözü başlı başına şerh edilmesi gereken bir eser. Çok satıhta kalacak ama acizane yorumum ayn kelimesinde yapılacak ufak oyunlardan ibaret. Kelimeyi "aynı"olarak düşünürsek insan evrenin aynısıdır manasını çıkarırız. Bu da aynı zamanda her insan bir alemdir çıkarımına gider. Kelimeyi "ayna" olarak alırsak bu sefer insanda alemin yansıması mevcuttur çıkarımı yapabiliriz. Kelimeyi "Ayn" olarak alırsak ki Arapçada göz demektir. zaman alemin görmesini sağlayandır insan diye yorumlarız. Hatta kelimenin tam karşılığı olan "göz bebeğ ni kullanırsak insanın alemdeki önemini perçinlemiş oluruz Latince deki karşılığı olan "pupil"ise en gözde öğrenci manasını verir. Gel de hayran olma üstada bir cümleye bir alemi oturtmuş
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.