SANSÜRLENEN AD
Tek Bir Yahudiyi sahneye taşımadan, hatta "Yahudi" sözcüğünü hiç kullanmadan, Yahudi düşüncesi ve yazınının en önemli konularının -Sürgün, Hata, Kefaret ya da daha çağdaş sözcükler kullanırsak, KÖKLERDEN KOPUŞA ve ZULME BAĞLI SUÇLULUK DUYGUSU- çevresinde geziniyor gibi görünmesi, KAFKA'NIN YAPITININ EN DİKKAT ÇEKİCİ
- Ahlâkî-etik, bizi bütün şekillerinde "iyi" nin prensibi meselesine götürür. Bu suâl ne kadar basit görünürse görünsün ve ahlâk duygusuna sahip bir kimse için ne kadar kolay hissini verirse versin, tam cevab verilemez. Bunun için geçerlikteki morallere-maneviyata dayanılamaz, çünkü herbiri başka cevab verecektir; birisi mutluluğu, öteki ihtiyaçsızlığı "iyi" olarak kabul eder, bir başkası adil olmayı veya insan sevgisini "iyi" olarak görür. genel olarak, milletlerin gençlik çağında cesaret "iyi", olgunluk çağında vatan ve devlet için fedakârlık yapmak "iyi" olarak geçerlidir. Aynı şekilde, bir doğruluk ahlâkı, hürriyet ahlâkı, hürmet ahlâkı, ve daha bir çok moral-ahlâkîlikler vardır. Bunların herbirinin, "iyi"
nin mânâsını kavradığı sanılıyor; halbuki herbiri onun ancak küçük bir parçasını kavrıyor...
“Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın, diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler. Çocukluğumuz üzerine kabus gibi çöreklenenler, bilinçli yıllarımızı elimizden alamayacaklar, kendi çaresizlikleri sıkıntıları -bize kendi mutluluklarımızı çok görerek- tepemize atamayacaklar. Ben kimseye acımıyorum.”
İlber Ortaylı : Yaşı 15'i geçmiş birisi yeni bir şey ÖĞRENEMEZ!
İlk olarak bu incelemem, sadece incelemeden oluşmayacak inceleme/eleştiri karışık olacak.
Kitabı, İlber Ortaylı hocanın düşüncelerini ilk başlarda beğenmiştim. Fakat kitabın sonlarına doğru İlber hocadan beklemeyeceğim şeyler okudum. Bana göre ilk başta konunun gidiş hatı gayet iyi gibiydi. Kitabın sonuna doğru bazı sözlerinden dolayı kitabı
Kendimizle başkalarını ayırt edebildiğimiz zaman genç olmaktan çıkarız.
Gençlik, kendi bedenine sahip olmamaktır.
Olgunluk, kendine yeten yalnızlıktır.
Hayatın doğum, ergenlik, gençlik, olgunluk ve yaşlanmadan ibaret olduğunu düşünen ve buna inanan bir insan acınacak haldedir. Böyle bir insanın hiçbir dayanağı, umudu ya da vizyonu yoktur. Bu insan için hayatın anlamı yoktur.