Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kalıtsal bilgi bir organizmada DNA adı verilen molekülde gizlidir ve bu bilgi çeşitli karmaşık aşamalarla DNA'dan RNA molekülüne aktarılarak organizmanın tüm özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. DNA'dan RNA'ya aktarılan genetik bilgi protein veya bir RNA molekülü gibi işlevsel bir ürüne dönüşüyorsa buna gen adı verilmektedir. Bir organizmada genlerin ve bu genlerle ilişkili dizilerin tamamı genomu oluşturmaktadır. Yüksek yapılı bir organizma olan insan genomunda yaklaşık 20000-25000 arası gen bulunmaktadır. Genomun büyüklüğüne oranla gen sayısının oldukça az olması insan DNA'sında genler arası bölge denilen herhangi bir işlevsel ürün kodlamayan bölgelerin fazla olduğunu göstermektedir. DNA dizisinde meydana gelen değişiklik mutasyon olarak adlandırılmaktadır.
Sayfa 193
"İnsan ırkı uykuda olduğunu, hareketsiz kaldığını hissetmişti ve kargaşaya ihtiyaç duyuyordu; böylece genler birleşebilecek, güçlü yeni karışımlar varlığını sürdürecekti. Bu anda tüm insanlar tek bir bilinçsiz organizmanın parçası olan canlılardı; tüm engelleri aşabilecek bir tür cinsel dürtü duyuyorlardı."
Sayfa 643 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Genler bir vakum içinde iş görüyor değiller. Gen araştırmalarından öğrendiğimiz esas ders bu. Çevreden gelen girdilere yanıt olarak açılıp kapanıyorlar. Yaşadığımız deneyimler düpedüz içimize işliyor, genlerimizin dışavurum tarzını değiştiriyor."
Sayfa 234Kitabı okudu
Söz konusu hastalıklar bizi hızla yaşlandırır, bunun farkındayız. Peki aksi durumda neler olur, yani NAD+ seviyesinin yüksek olması gençliğimizi nasıl korur? NAD+, gençlik genlerimizi etkinleştirmede etkili olduğu için önemlidir. Ayrıca "uzun yaşam genleri" olarak da bilinen SIRT genlerini de etkiler (Sirtuin). SIRT genlerinin aktive olması uzun yaşamı destekler, bu genler bizi genç tutar, düzgün DNA tamiri yapar, kansere karşı korur. İşte NAD+'in varlığı bu genlerin aktive olmasını sağlar.
Bilimsel kanıtlar artık genetik bahaneleri geride bırakmamız gerektiğini gösteriyor. Sağlığımızı belirleyen şey genler değil, genlere gönderilen sinyallerdir. Yaşam şeklimizde iyi ya da kötü her seçimimiz, potansiyel genetik zayıflklarımızı etkileyebilir. Artık odak, genetikten önce gelen bir mesele olan, mitokondrisinden lizozomuna kadar hücre metabolizmasına kaydı. Günümüzde hücrelerin metabolik verimliliklerinin gençlikteki gibi olması için neler yapmamız gerektiğine dair çalışmalar yapılıyor.
Kazuo Murakami
Mutluluğu yöneten genler herkesin içinde gizlidir,sadece devreye alınmayı beklerler. Bizim yapmamız gereken onları harekete geçirmek ve yaşantımıza yarar getirecek biçimde çalışmalarını sağlamaktır.
Reklam
Zira gerek DNA ve gerekse genler kendilerine has bir haberleşme sistemini kullanmaktadrlar. Hâlen çok iyi anlayamadığımız ve çözemediğimiz atom altı düzeydeki frekans ve dalga boylarının çok farklı şekillerde sıralanmasından, değişiminden ve fonksiyon görmesinden müteşekkil bu algoritmik ve interaktif matematiksel sistem, belki de hayatın şifrelerini ihtiva etmekte ve bizim de onların esrarengiz matematik formüllerini ve şifrelerini çözmemizi ve sırlarına vakıf olmamızı beklemektedirler. Her şey matematikte kilitlenmektedir.
Nitekim pusudaki "şeytani genler? fırsatını bulur bulmaz kafa kaldırır ve efendisine isyan eder!
Şunu da bu arada yeri gelmişken, önemine binaen hatırlatmak isterim ki, genel kullanımda beyin ölümü diyorlar ama gerçek ölümden sonra bile, bir hafta kadar müddetle ribozomlarda protein sentezleyen genler mevcuttur!
Gen tedavisi çok basit anlamı ile, mutasyona uğramış bir genin sağlıklı kopyasının organizmaya aktarılarak genetik bozukluğun düzeltilmesi demektir. Hastalığa neden olan gen ve o gendeki mutasyon (hata) belirlendiken sonra, hata taşımayan gen hastaya aktarılarak hastalık tedavi edilecektir. Örneğin fren görevi yapan kanser önleyici genler, kanserli dokuya aktarılarak kanserin ilerlemesi önlenebilecek, tedavi sağlanabilecektir.
Reklam
Türkçede 29 harf olmasına rağmen DNA'nın alfabesinde sadece dört harf bulunmaktadır. A (adenin), T (timin), G (guanin) ve C (sitozin). Her bir gen. bu dört harfin (A, T, G, C) farklı bileşikler halinde yan yana dizilmesi ile oluşturulmuş, binlerce harften oluşan bir kelime gibidir aslında. Dilimizde her kelimenin bir anlamı olduğu gibi, her bir genin de ortaya koyduğu bir işlev (anlam) vardır. Her bir kelimenin bir anlamı vardır ve tek bir harfinin değiştirilmesi bile o kelimenin "anlarını" değiştirir. m harfi yerine hatayla r harfinin konması bütün cümlenin anlamını degistirmiş ve çok farklı bir anlam ortaya çıkmıştır. Eğer bu hata sonucu "r" degil de örneğin "s" harfini yazmış olsaydık ortaya çıkan cümlenin hiçbir anlamı olmayacaktı. Aynı şekilde DNA'daki dört harfin değişik bileşimlerde yan yana gelmesi ile ortaya çıkan ve harf sayısı birkaç binden birkaç yüz bine kadar çıkabilen kelimelere gen" adını veriyoruz. "Anlamı" ve anları" kelimeleri nasıl iki farklı anlam taşıyorlarsa A, T, G ve C bazlarının değişik kombinasyonlarla yan yana gelmesi ile de değisik genler ortaya çıkmıştır. Genetik yapımızda bu şekilde yaklaşık 25-30 bin kelimenin (genin) bulunduğunu biliyoruz.
Örneğin eğer yaşlanmaya neden olan epigenetik değişiklikleri belirler ve önleyebilirsek en azından yaşlanmanın hızını azaltabilir veya gençliğin süresini uzatabiliriz. Bunu gerçekleştirmek, hücrelerimizi yeniden programlayabilmek demektir. Eğer bunu başarabilirsek kendi vücut hücrelerimizden herhangi birini yeniden programlayıp kök hücre haline getirebilir, daha sonra da hastalık veya yaşlılık nedeniyle zarar görmüş veya yaşlanmış dokularımızın hücrelerine dönüştürüp söz konusu dokuların tamirinde kullanabiliriz. Böyle bir noktaya ulaşmanın uzun yıllar alacağı düşünülmüştü. Fakat Japon araştırmacı Shinya Yamanaka'nın 2007 yılında gerçekleştirdiği olağanüstü bir çalışma, hücrenin programının değiştirilebileceğini kanıtladı. Yamanaka, yetişkin deri hücresine sadece dört gen aktararak bu hücreyi kök hücreye dönüştürmeyi başardı. Aktardığı genler "ana transkripsiyon faktörleri" adını verdiğimiz, çok sayıda genin çalışmasını kontrol eden genlerdi.
Artık anla. İşin bitti senin. B. Başarısız. Bitti demek, işin bitti. Ne zannettin? Kurtukabileceğini mi düşündün? Sende deli genler var evlat. İkinizde de var ve kaçınılmaz sürpriz!!! Sende de var. Hadi bakalım, buna ne diyorsun?
Genlerin büyük çoğunluğu protein kodlar. Bazı genler birden fazla protein de kodlayabilir. Bununla beraber protein kodlamayan genler de vardır.
Duygularımızın ardında, onları ortaya çıkaran moleküller ve bu moleküllerde açığa çıkan bilgiyi kodlayan genlerimiz bulunmaktadır. Bu nedenle ister adını “kişilik” koyalım, ister “genler” sonuçta bizlere bireyselliğimizi kazandıran genlerimiz ve onlarda kodlu bilgilerdir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.