Tüm bunların çirkin bir rüyanın devamı değil de gerçeğin ta kendisi olduğuna kendi kendimi inandırmak ister gibi zavallı yüzlerine, fukara yataklarına, bütün bu sonsuz derbederlik ve sefalete bakıyor, bakıyorum...
Bu yaşadıkları sahi miydi? Yoksa rüya mı?
Ayırdına varamıyordu bunun.
Kader defterinden birkaç satırın okunması mıydı bu rüya, yoksa gerçeğin ta kendisi miydi?
Sık sık rastlanan «büyük aşk diye anlatılan (çok-
luk film ve romanlara konu olan) bir yalancı sevgi bi-
çimi de putlaştırıcı sevgidir. Eğer kişi kendi güçleri-
nin üretici bir biçimde dışarı taşmasıyla bir özdeşlik, bir Ben'lik duyacak düzeye gelmemişse, sevdiği kişi- yi putiaştırmak ister. Kendi güçlerine yabancılaşmış ve onları sevdiği
"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur."
Sayfa 413 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bitti.
Sanki kitap değil de hayat bitmiş,
Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi...
Gitti.
Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur."
(İncil, Yuhanna'dan XII. Bap, 24)
Çalışmanın ve soğuğun zorlaması ortadan kalkar kalkmaz, bu mengene bir an için olsun gevşediğinde, beyaz adamların açığa çıkardıkları şey, sular çekildiğinde deniz kıyısının neşesinden artakalanlarla birdir; yani gerçeğin ta kendisi, pis kokulu bataklıktan, yengeçler, leş ve bok.
Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur.
"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa sadece bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli mahsul doğurur."
İncil, Yuhanna'dan XII. Bap, 24