Çünkü gerçek kitaplar aydınlığın ve sohbetin değil, karanlığın ve sessizliğin ürünü olmalıdır.
Sayfa 2982Kitabı okudu
Christopher Columbus'un dünyanın yuvarlak olduğunu keşfettiğine dair eski hikaye yalnızca bir fantaziden ibarettir. Aslında dünyanın düz olmadığı eski zamanlardan beri kabul edilmekteydi. Özellikle gemiciler, uzaklara yelken açarken, ufukta bir geminin alt kısmının direklerinden önce kaybolduğunu görebildikleri için bunun farkındaydılar. Atlantik Okyanusu'nun boyutunu tahmin ederken fena halde yanılarak yeryüzünün gerçek boyutundan çok daha küçük bir şekilde hesaplamış olmalarına rağmen, eski Yunanlılar bile yeryüzünün genişliğini ölçmeye çalışmışlardı. Abbasi halifeliğinde çalışan coğrafyacılar çok daha doğru sonuçlara ulaşmışlardı. Trigonometriyi ve küre geometrisini kullanarak (yalnızca 37 kilometrelik bir yanılma payı ile) dünyanın 12, 728 kilometre çapında olduğunu hesaplamışlardı. Ayrıca, aslında 40,074 kilometre olan dünyanın çevresini de 39,968 kilometre olarak hesaplanmışlardı. Model uydular ve teleskoplar olmadan yapılan bu hesaplamalar, yalnızca şaşkınlık verici olarak tanımlanabilir.
Reklam
“Sen, ben ne zaman sofradan erken kalksam, ne çabuk doydun, diye sorarsın sonra; ben de, doydum derim her seferinde sofra duası okurcasına. O doydum’ların birçoğu doydum değildir aslında Gökçe gelin, o gün gülümü görememişimdir de öldüm’dür...Bazen sürçülisan edip öldüm diyorumdur belki ama, sen tutup onu doydum, anlıyorsundur, olamaz mı? Bal gibi olur, derim ben; yani gerçek nereye ve nasıl gizlenirse gizlensin arada bir kendiliğinden parlayıp söner.” ✮
Mustafa Kemal Atatürk
Örneğin okulda, Atatürk'ün karga kovaladığını bilirdik ama 5000'e yakın kitap okuduğunu bilmezdik. Laikliğini az çok bilirdik, ama Kurtuluş Savaşı sırasında işgalci Yunanlılarca yıkılan, ahır yapılan yüzlerce camiyi tamir ettirdiğini bilmezdik. İçki içtiğini duyardık da. Kur’an’ın ilk gerçek tefsir ve tercümesini yaptırmak için verdiği mücadeleyi
Bir şehre uzaktan baktığımızda, sadece en büyük binasını görürüz, şehre yaklaştıkça, binaların yerleşimi o kadar değişir ki, o büyük bina silinir, ezilir, ama en son aşamada, şehri yakından tanıyıp doğru değerlendiğimizde, gerçek orantıların, ilk bakışta gördüğümüz perspektife uygun olduğunu fark ederiz; aradaki aşamalar, her varlığın karşımıza çıkardığı, özüne varabilmek için nice acılar çekerek, tek tek aşmak zorunda olduğumuz savunma hatlarından başka bir şey değildir. _
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.