Kitabı iki şekilde yorumlayacağım. Öncelikle olumlu yanlarını söylemekte fayda var.
Kitap bana göre polisiye değil direkt psikolojik tahlili çok başarılı düzeyde yapan bir roman. Özellikle Psikanalitik kuramı güzel işlemiş. Karen Kimya adlı bir kadının çocukluğuna kadar indiğini ve her hayallerinde, rüyalarında çocukluktan kalan yaşanmışlıkların
İnsanın "yakınlık" arayışı bazen şaşırtıcı tepkilere de neden olabiliyor. Mesela yapılan bir araştırma insanların kendileriyle aynı isme sahip maillere cevap vermeye daha teşne olduğunu gösteriyor. Tanımadığınız birinden gelen gereksiz bir maile cevap verme oranınız normalde %2. Bu oran aynı isme sahipseniz %4'e, aynı soyadına sahipseniz %6'ya, aynı ad ve soyadına sahipseniz %12'ye kadar çıkıyor. İlk başta mantıklı gelmiyor olabilir, insan neden adaş olduğu için birine yardım etmek istesin?
B A L K O N
“Sevda kendi yolunu çizer, seni de sevmeye layık görürse, yoluna seni de dizer… Sevdanın önüne durmaya kalkma sakın… Zaten duramazsın. Kimse de duramaz.”
“Sevda beze sarılmış bıçak gibidir. Yanlış yerden tutarsan önce bezi sonra tuttuğun elini keser.”
“Kadınlar bazı zorluklar karşısında daha dirençli olabiliyorlardı nedense. Ya da
Akıcı anlatımı, yazım dili sade olmasıyla su gibi akıp gitti kitap ellerimden . Son kapağı kapattıktan sonra boşanmış kadınların ne zorluklar çektiklerini, nelere maruz kaldıklarını düşündüm. Bir de çocuk varsa düşünülmesi gereken bir sorumluluk daha biniyor omuzlara tabi bu sorumluluğu almasını bilmekte önemli .
Kimi kadın boşanma sonrasında ya
oğuz atay'ın türk edebiyatındaki müstesna yerini belirleyen en önemli unsur, onun postmodern roman tekniğini kullanan ilk yazarımız olmasıdır. 60'lı yılların sonuna kadar büyük ölçüde batı'nın artık geride bırakmaya başladığı modernizm akımıyla eserler üretilen türkiye'de oğuz atay, modernizmi postmodern tekniklerle harmanlayarak, kendine özgü bir
Ne mutludur ölüler! Deliliğe kapılarak doğuranlar üç kez daha fazla mutsuz! Ne mutludur hadımlar! Ne mutludur kısırlar! Döllemektense sefahati tercih edenler de mutludur! Çünkü şu an için Otuz Bir Çekenler ve Oğlancılar aile babalarından ve analarından daha az suçlu, çünkü onlar kendi kendilerini yok ederken, diğerleri gereksiz ağızları çoğalta çoğalta dünyayı yok edecekler. Kendilerine saygı göstermeye bizi mecbur eden ve bize akıldışına çıkmayı öğreten tinselciler utansın! Eğer onlar hiç olmasaydı daha az sefil ve daha az gülünç olurduk, bu hayal vaazcıları ve beş para etmez teselliciler artık hiçbir işimize yaramıyorlar; yalnızca kendimize dair, onlara dair ve gerçekliğimize dair bizi aldatmaya yaradılar. Kalpazanlar cezalandırılıyor ama yanlış fikirlere itibar kazandırarak yaşayanlar esirgeniyor, öyle mi? Hoşgörü bir aldatmacadır ve saygı bir sayıklama, bunu işitmek için para alıyor ve para ödüyoruz, cehennem ateşine gömülmeden önce bizi ölüme götürenleri ölüme yollayacağız, bizden esirgemedikleri yolları düzleştireceğiz, sonra son olacak.
🏘Evinde fazla hava akımı olanlar dışarıdaki insanların tesirlerinden fazla etkilenenlerdir.
Evin ısıtma sisteminde
sürekli sorunu olanlar bedenin isitma sistemine (kalp, kan dolaşımı )
dikkat etmeleri gerekir. Evin su sistemi ile ilgili sorun yaşayanlar bedenin su sistemi (böbrek mesane)
dikkat etme ihtiyacı olanlardır.
Banyo-WC tıkananlar
Hırıltı kumaşı zonklayan alnına bastırarak inledi. "Anlamsız, gereksiz bir ölüm."
"Bütün ölümler anlamsız ve gereksizdir,dostum. Ta ki yaşayanlar onlara anlam kazandırıncaya dek."