Verónica sonunda bu arayışın ardından, esas zoruna gidenin ne olduğunu buldu: parçası olmak istediği dünya bu değildi - ne bu ne de buna yakın bir dünya Verónica'nın parçası olabileceği bir dünyaydı.
Gidenin ardından odasına bir göz atmak, nelerin yarım yamalak ve boşlukta kalakaldığım, bir anda nelerin işe yaramaz ve lüzumsuz hale geldiğini fark etmeye yeter: Evet, daha fazla ilerlemeyecek olan bir roman, apansızın alabildiğine beyhude hale geliveren, fırlatılıp atılması gereken ilaçlar, ya da ne başın ne de gövdenin artık yaslanamayacağı özel minder ve yastıklar; bir daha kimsenin tek yudum içmeyeceği su bardağı, içinden sadece üç adet alınmış yasaklı sigara paketi…
"Çok seviyorum" dedikçe taşıyorduk içimizden,
Uyarıydı bu anlayamadık,
Şimdi akıp gidenin ardından,
Farklı yönlerden
Dolu dolu bakmak kaldı geriye...
Sonsuz olan buydu belki de,
Anlarmıydık bunu bir gün ?
Serilda aniden gelen bir ilhamla keyiflendi. "Bir masal dinlemek ister misin?" Oğlan kaşlarını çatı, şaşırmıştı. "Peri masalı gibi mi?"
"Aynen öyle. Çalışırken masal dinlemekten hep hoşlanmışımdır. Ya da... Benim durumumda, uydurmaktan. Zaman sen farkına varmadan geçer, bir de bakmışsın işin bitmiş. Bu esnada, hareketli, heyecanlı ve şahane bir yere gidenin."
Oğlan net olarak hayır demedi ama yüz ifadesinden bunun tuhaf bir teklif olduğunu düşündüğü anlaşılıyordu. Ancak Serilda çok daha gönülsüz davetler karşısında bile hikâyeler uydurmuştu
Biraz düşünmek, hikâye örgüsünün ilk ülmeklerinin hayal gücündeki yerlerini bulmalarına izin vermek için bekleyerek işine biraz ara verdi. Ardından anlatmaya başladı
Gül biraz;
bunca keder, bunca göz yaşı dinsin, gül biraz;
Şu gökkubbe kahkahanı işitsin.
Her gidenin ardından koşmaya değmez hayat, gelecekleri bekle,
gidecek varsın gitsin.
Bir şiir derledim de bir yaşamın ardından,
Ne yazdıranını ne yazanını sordular.
Kalanın gidenine, gidenin kalanından
Ödeyenini değil, kazananı sordular.