Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ertesi gün yine ev sahiplerinin kendisine verdiği öğle ziyafetinden sonra Antakya'ya ulaşmak için yola koyuldu. İki günlük yolculuktan sonra Suriye tarafından Antakya'nın giriş kapısı sayılan muhteşem doğa güzelliği ile Harbiye'ye giriş yaptı. Gertrude kendisini büyüleyen manzarayı günlüğüne not etti: "Muazzam su kaynağı dağın kenarından fışkırıyor, Asi'ye doğru dik bir şekilde inen vadideki ağaçların altında onbir tane kuyu var. Çağıldayan sularla yeşilin buluşması cenneti hatırlatıyor"
Sayfa 108Kitabı okudu
26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
Hatta şunu da ifade edebiliriz; 26 Ağustos 1071 Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir; 26 Ağustos 1922 ise Anadolu’dan asla çıkmayacağımızın belgesidir; zaten çıkamayacak durumda olduğumuz da açıktır. Türk Kurtuluş Savaşı eski bir devletin yapısı içinde devam etti. Savaşı yöneten genç kumandanlar kadar erbaş zümresinin de (onbaşı, çavuş) Birinci Dünya ve Balkan Savaşı’nın tecrübelilerinden olduğunu unutmamak gerekir ve nihayet Ankara Hükûmeti genel müdüründen telgrafçısına kadar Osmanlı bürokrasisinin seçkinlerini bir araya getirmiş veya mevcudu istihdam etmeyi bilmiştir. İsmi geçen kumandanlar yanında o tarihte albay olan, sonra Budapeşte ve Vichy Fransası’nda sefirlik yapan Behiç Bey’inde zikretmemiz gerekir. İmkânsızlıklar içindeki Türk demir yollarının bu savaşın sevkiyatına yetişebilmesi onun ve takımının sayesindedir. Deha ancak çevresiyle parlar. Büyük adamların ideali kitlenin itaati ve tasvibiyle gerçekleşebilir. Gazi Mustafa Kemal Paşa geniş kitleyi kazanabilmişti.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
736 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Evvet. Fiyatıyla olay yaratan kitabımızın yorumuna hoş geldiniz. Direkt başlıyorum. Konusu; 2. kitabın sonundaki olay yüzünden Daren ve Nova dünyaya dönmüşlerdi ve hatta dünyadaki hallerini anlatan kitap olan "HGOİ 2,5: Ejderha ve Yıldız" da DvC ile birlikte çıkmıştı. Dünyadan tekrar diyara geri döndüklerinde artık Daren ve Nova değil,
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Kitap · 2024151 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Coetzee'nin anlatımıyla geçtiğimiz aylarda 'Utanç' kitabıyla tanışmıştım. Coetzee insanların yapabileceği kötülükleri, yaşayacağı utançları çat çat yüzümüze vuruyordu. 'Barbarları Beklerken' de yine bize düşündürten, sorgulatan bir kitap olmuş. Hayali bir ülkede, hayali bir imparatorlukta saldırmasından korkulan barbarları engelleme hikayesi diye giriş yapabiliriz. Ayaklanacağı düşünülen barbarları durdurmaktan için impatorluktan bir ordu imparatorluğun en uç bölgesine gönderiliyor. Albay Joll ve emrindekiler baskın engelleme amacıyla bölge insanlarına işkence, eziyet ve her türlü kıyımı yapıyorlar. Tüm bu yaşananları o bölgede görevli Sulh Hakimi'nin anlatımıyla okuyoruz. Kitap boyunca düşündüğüm tek şey asıl barbarların kim olduğuydu. Hangi tarafın kötü olduğuna karar veremiyorsunuz. İmparatorluğun devamı için görevlendiren, işkence ve kıyım yapan ordu mu? Yoksa barbarlardan bekledikleri mi? Barbarlar gerçekten var mı bunu bile bilemiyorsunuz. Çünkü tek söylenen 'Barbarlar geliyor'.
Barbarları Beklerken
Barbarları BeklerkenJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20191,548 okunma
Le Feu Follet Filmi/İntihar ve Alkolizm
“İntihar ölümcül bir hastalıktır ve insan hasta olduğundan emin olamaz ki tedavi olabilsin. Mucizevi bir ilacı yoktur. Drieu’ye gelince, psikanaliz onun için romancının araç gereçlerinden biri olagelmiştir.” JACQUES LACAN Le Feu Follet, Pierre Drieu La Rochelle’in intihar eden arkadaşından sonra kaleme aldığı bir eserdir. Türkçe’ ye “Hayalet
336 syf.
10/10 puan verdi
·
116 günde okudu
Muhyiddin Şekûr'la tanışma sürecimle başlamak istiyorum yorumlarıma. Sözlerine nerede denk geldiğimi hatırlamamakla birlikte çok etkilemiştim. Sonra sosyal medya üzerinden fan sayfası olarak paylaşım yapan bir hesabı olduğunu gördüm ve takip etmeye başladım. O kadar naif, samimi ve etkileyici sözleri vardı ki okudukça mest oluyordum. Bir zaman sonra hayatını araştırdım ve Amerikalı bir "psikolojik danışman" olduğunu öğrendim. Ve sanırım çok sevip etkilenmemin bir sebebinin de meslektaş olmamız olduğunu anlamış oldum. Kitabını alıp okumam bayağı bir zaman sonraya, yıllar sonraya denk geliyor diyebilirim. Her şeyin bir zamanı olduğuna inanırım Çok etkilenerek ve itiraf etmeliyim zaman zaman gözlerimde yaşlarla okudum. Çok fazla yabancı kelime olmasına rağmen oldukça basit, anlaşılır bir dili olduğunu söyleyebilirim. Yüreğinize süzülüp içinizi fetheden cümleler kurmuş yazarımız. Onun naifliğine karşılık naifçe okumak istedim ben de, saygıyla. Yazar, tasavvufa giriş sürecinde yaşadığı olayları, olaylar karşısında çıkardığı dersleri, olgunlaşma sürecini anlatmış eserinde. Günlük hayatta yaşadığımız ama üzerine düşünmediğimiz, basit gördüğümüz onca olayın aslında bir mesajı olduğunu, ama bunu anlamak için olgun bir gözün ve kalbin gerekliliğini anlatmış bize. Çok güzel, etkileyici bir eser, yüreğe dokunan cinsten. Tasavvufa ilgisi olanlar için güzel bir eser elbette ama herkes için kendisine bir pay alacağı şey de vardır eminim kitapta. O sebeple şiddetle tavsiye ediyorum kitap severlere keyifli okumalar dilerim
Su Üstüne Yazı Yazmak
Su Üstüne Yazı YazmakMuhyiddin Şekur · Sufi Kitap · 20213,076 okunma
Reklam
Fakat bu doğru yola giriş benim için çok ıstıraplı oldu. Ayrıca zihnimde gizli mücadeleler cereyan etti. Ancak, akıl ve hissiyat, tıpkı iki düşman gibi birbirleri ile savaştıktan sonra, akıl zaferi elde etti. iki yıl geçtikten sonra ise, akıl ve hissiyat birbiri ile birleşti ve sonunda hissiyat aklın sadık bir koruyucusu ve yol göstericisi oldu. Düşüncelerimin aldığı terbiye ile akıl arasında geçen ve pek hoş olmayan bu büyük çekişme sırasında Viyana kaldırımlarının verdiği hayat dersi, benim için çok değerli görevleri yerine getirmemi sağladı...
364 syf.
10/10 puan verdi
Bazı insanlar böyle yaşar
Hep dediğim gibi zekice kurgulanan kitapların hastasıyım. İlk kitabın hemen ardından devam eden bu kitapta olayların daha çok derinleştiği ve karakterleri daha çok tanıdığımız bir kitap oldu. İlk kitap daha çok Lina'nın iç dünyasını anlamak üzerineydi ve kurguya giriş kitabıydı bana göre. Fakat burada Lina'nın etrafında gelişen olayları okuyoruz. Aral'ın güzel sevgisinin de etkisiyle bir insanın sevilince nasıl değişebileceğini görüyoruz ve kurgu da bir yana en güzel şeylerden bir tanesi bu. Arka planda sürekli bir seyleri döndüğü kurgunun bundan sonra daha da güçlenerek ağzımız açık okuyacağımız bir evreye giriyor. Bu evrene girmek için ne yapmam gerekir bilenler söylerse sevinirim... Çakırcalar, Kürşat, Şahin hepsini okurken o kadar samimi ve doğal geliyorlar ki sık sık kitaba sırıtırken bulabilirsiniz kendinizi. Okuyanın pişman olacağını düşünmediğim, okurken sıkılmadığım verdigim puanı hak eden bir kitap. Okuyun okutunuz efendim.
Bazı İnsanlar Böyle Yaşar 2
Bazı İnsanlar Böyle Yaşar 2Filiz Puluç · İndigo Kitap · 065 okunma
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Platon ve İdeal Devlet
Platon, her zamanki üslubuyla, Sokrates ve eşrafı arasındaki diyaloglarıyla, ideal devlet nasıl olmalı, nasıl kurulmalı, kim yönetmeli ve yönetenlerle yönetilenler nasıl niteliklere sahip olmalı, nasıl bir eğitim almalı bunu anlatıyor
Devlet
Devlet
kitabında.. İdeal devletin tüm ayrıntılarına tek tek bakıldığında, özellikle kadın ve çocuk konusunda
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,6bin okunma
Eve giriş ve çıkışlarında,evde bulunan aile üyelerine İslâm'ın selamı olan "Esselâmû aleykûm ve rahmetullahi ve beraketûh" sözüyle selam ver. Ve sakın bu selâmı, "günaydın,iyi sabahlar,merhaba" gibi başka selâm sözleriyle değiştirme. Zira senin İslâm'ın selâmı yerine bu tür sözleri kullanman,selâmın zamanla unutulup yok olmasına yol açar. Halbuki "esselamû aleykûm ve rahmetullahi ve beraketûh" selâmı,İslâm'ın vazgeçilmez bir sembolü ve Müslümanlar arasında bir paroladır. Ebû Hûreyre (Radiyallahu anh) şöyle anlatır: "Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Bir topluluğun yanına giderken selâm verin. Oradan ayrılmak istediğinizde de selâm verin. Zira gelirken verilen selâm,ayrılırken verilen selâmdan daha üstün değildir."
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler İçerebilir...
Dorian Gray'in Portresi... Uzun zamandır kitaplığımda var olan ancak bir türlü okumaya cesaret edemediğim bir kitap. Kitabı bitirdim ancak etkisinden biraz olsun bile kurtulamadım.. Kitaba giriş önce betimlemelerle başlıyor. Bu kısımda bunlar ne anlatıyor tarzı bir düşünceye kapılabilirsiniz. Ancak çok geçmeden birden kendinizi kitabın
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · İş Bankası Yayınları · 202172,8bin okunma
Katil Amerika yahudi İsraile hizmette sınır yok
ABD'nin Columbia Üniversitesi'nde yönetim, Filistin yanlısı gösteri yapan öğrencileri aç bırakmak için giriş ve çıkışları kapattı ▪️Dışarıda bulunanlar tarafından içeriye yiyecek sokuluyor.
232 syf.
·
Puan vermedi
Swastika Geceleri / Katharine Burdekin Hitler dünyayı ele geçirmiş ve yedi yüz yıldır o anlayış iktidardadır. Haliyle şiddet, f*şizm ve ataerkil düzenin her türlü normu maksimum düzeydedir. Kadınların aşağılandığı ve sadece damızlık bir hayvan statüsüne indirgendiği, erkeklerin şiddet eğilimleri ile paralel giden itibarlarının yükselişe geçtiği bir atmosfer hakimdir döneme. Böyle başlıyor eser ve haliyle okuyucunun da beklentisini oldukça yükseltiyor. Ancak kurguda betimlemeler yeterince güçlü değildi; bölümler arasında ise kopukluk hissettim. Giriş bölümünde eserin 1984 ile kıyaslanabileceğine ise yer verilmemesini tercih ederdim. Sonuçta Cesur Yeni Dünya ile Damızlık Kızın Öyküsü arasında bir yere koyacağımı tahmin ederek okumaya başladığım eser sadece distopyadaki feminist dozundan dolayı orta halli bir okuma heyecanı sundu bana. Belli başlı distopik eserlerden önce okusaydım keşke diyorum. #alıntılarım “Sosyalistsen eğer şövalyelerin imparatorluğun topraklarına, fabrikalarına, gemilerine ve evlerine sahip olma hakkının olmadığına inanırsın; o topraklara ve fabrikalara çalışanların sahip olması gerektiğini düşünürsün.” “Düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde onur da yoktur.” “.. insanların üstünü ya da evini arayabilirsiniz belki ama zihinlerini arayamazsınız.” #tavsiye #swastıkageceleri #distopya #birdahaoku @birdahaoku
Swastika Geceleri
Swastika GeceleriKatharine Burdekin · Encore Yayınları · 2014758 okunma
Eski Mısır tarihi mütehassıslarından Schebesta'nın Yukarı Nil'de rastladığı MÖ 2000'e ait nomad kültürünün ve Prof. Czermak'ın Nübye dili ile Türkçe arasında tespit ettiği münasebetin bu tarihten önceleri paleolitik devirlerdeki Ural-Altay nomad'larının istila izleri olabileceğini ileri sürdüler.
Sayfa 20 - Nomad: Göçebe.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.