Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi gücümüzü Her Şeyi Yaradan’ın ilahi kıvılcımları olarak kabul etmeye başlama zamanıdır.
Yüzümü ellerinin arasına al Hani tutarmış gibi bir sincap, cevizini İnanma, geçidin sonunda çıkış yok Ve dönme geri, arkadaki giriş de kapalı
Reklam
giriş cümlesi
Nefret ettiğimiz insanlardan sonsuza dek uzak kalamayız.
Sayfa 7 - Jaguar kitap Çev: Yıldız Ersoy CanpolatKitabı okuyor
Şampiyonlar Ligi gibi bir üniversite kadrosu
1930 yazında üniversiteyi bitiren Atsız, 1931 Ocağında felsefe öğretmeni Mehpare Hanımla evlenir. 25 Ocak 1931'de Türkiyat Enstitüsü'nde göreve başlar; Köprülüzade Mehmet Fuat Bey'in asistanı olur. Hocası Ahmet Caferoğlu da oradadır. Enstitüde uzman ve asistan olarak çalışanlar arasında Abdülkadir (İnan), Akdes Nimet (Kurat), Pertev Naili (Boratav) ve Kıvameddin Burslan gibi isimler de vardır. Üniversitenin ana giriş kapısının yanında bulunan küçük binadadırlar. (Şimdi öğretim üyelerinin yemek yediği Profesörler Evi.) Atsız için yeni bir hayat başlamıştır. Fevkalade verimli ve kaliteli bir muhit içindedir.
Birçok okul, hatta üst düzey üniversiteler bile hayatta öğrenilmesi gereken en önemli şeyi, nasıl yaşam boyu öğrenci kalınacağını açıkça öğretmez. Bu yüzden aslında her akademik kurumun giriş kapısına şu sözlerin asılması gerekir; Discipule: disce te ipse docere! (Öğrenciler! Kendinize öğrenmeyi öğretin! ) Öğrenciler okulda bilgi alabilir ve metadolojileri öğrenebilirler ama bu dünyanın ezber bozucuları bildiklerinin çoğunu zaman içerisinde ve kendi kendilerine öğrenirler. Bilimkurgu yazarı Isaac Asimov, 1974'te "Tek eğitim türü kendi kendini eğitmektir, " derken belki de gerçeğe yaklaşmıştı
Ali üniversite giriş sınavlarına, O da üniversiteyi bitirme sınavlarına hazırlanıyordu. İkisinin de arkadaşları gelecek, birlikte çalışacaklardı. Kapı çaldı. İki genç çocuk, "Ders çalışmak için geldik" deyince, doğru Ali'nin odasına götürdüm. Ne Ali çocukları tanıyor, ne çocuklar Ali'yi… Çocuklar, "Teyze, biz Kemal Abi'nin arkadaşlarıyız." "Nasıl yani, O Kemal Abi, ben teyze?…" Bu darbeleri çok yedim O'nun üniversite sürecinde…
Sayfa 29 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
giriş
"Uzun zamandır hastaydım. Hastaneden ayrılacağım gün geldiğinde artık nasıl yürüyeceğimi bilemiyordum, kim olmam gerektiğini zar zor hatırlayabiliyordum. Doktor, çaba gösterirseniz üç dört ay sonra tekrar düşünme hızına kavuşacağınızı söyledi. Ona inanmadım." I had been sick for a long time. When the day came for me to leave the hospital, I barely knew how to walk anymore, could barely remember who I was supposed to be. Make an effort, the doctor said, and in three or four months you'll be back in the swing of think. I didn't believe him."
Felsefeye giriş sanma bunu. Gelinlik tülünü açan bir manolyadır bu.
Sayfa 127Kitabı okudu
Zenginlerin fakir muhitlerden geçerek ayakkabılarını kirletmelerini istemeyiz, haksız mıyım? Dogrudan güzel muhite giriş yapsınlar
öyle bir giriş düşünün ki, nasıl nahif
Birbirimizin göğüs kemiklerinden yaratılmış olduğumuzdan kuşku duymayacak kadar, ta başından beri kendimi ona ve onu kendime ait bulduğum sevgili eşime...
Reklam
Çok iyi giriş :d
Benim zamanımda beş Mark’a Freud‘un kendisi tedavi ederdi sizi. On Mark’a hem tedavi eder hem de pantolonunuzu ütülerdi. 15 Mark’a Freud kendisini tedavi etmenize izin verirdi.. -Woody Allen
Bu nasıl bir giriş cümlesidirrr
Mantığa karşı gelip kötü adama âşık olan her birimize.
Bunsen komisyonu 2
Komisyon 28 Mayıs 1915 tarihine kadar 13 toplantı yaparak Orta Doğu'nun nasıl şekillenmesi gerektiğini tartıştı. Nihayetinde "The Report of the Committee on Asiatic Turkey" (Bunsen Report) başlıklı 97 sayfalık rapor hazırladı. Giriş bölümünde İngiltere'nin istekleri, mevcut şartlar ve olasılıklar analiz ediliyordu. Raporun esas metni bölgede uygulanabilecek farklı uygulamanın ortaya çıkardığı durumların ayrıntılarıyla incelendiği dört ayrı bölümden oluşuyordu. Komisyonun Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap toprakları için teklif ettiği muhtemel uygulamalar şunlardı: 1) Toprakların İtilaf Devletleri tarafından paylaşılması, 2) Avrupa Devletlerinin kontrolünde nüfuz alanlarının oluşturulması, 3) Osmanlı İmparatorluğu'nun Asya'da ismen yaşamasına izin verilmesi ve önemli bölgelerin hakimiyet altında tutulması, 4) Osmanlı İmparatorluğu'nun isim olarak tutulması fakat devletin federal bölgelere ayrılarak yönetim yapısının tamamen değiştirilmesi.
Ertesi gün yine ev sahiplerinin kendisine verdiği öğle ziyafetinden sonra Antakya'ya ulaşmak için yola koyuldu. İki günlük yolculuktan sonra Suriye tarafından Antakya'nın giriş kapısı sayılan muhteşem doğa güzelliği ile Harbiye'ye giriş yaptı. Gertrude kendisini büyüleyen manzarayı günlüğüne not etti: "Muazzam su kaynağı dağın kenarından fışkırıyor, Asi'ye doğru dik bir şekilde inen vadideki ağaçların altında onbir tane kuyu var. Çağıldayan sularla yeşilin buluşması cenneti hatırlatıyor"
Sayfa 108Kitabı okudu
26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
Hatta şunu da ifade edebiliriz; 26 Ağustos 1071 Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir; 26 Ağustos 1922 ise Anadolu’dan asla çıkmayacağımızın belgesidir; zaten çıkamayacak durumda olduğumuz da açıktır. Türk Kurtuluş Savaşı eski bir devletin yapısı içinde devam etti. Savaşı yöneten genç kumandanlar kadar erbaş zümresinin de (onbaşı, çavuş) Birinci Dünya ve Balkan Savaşı’nın tecrübelilerinden olduğunu unutmamak gerekir ve nihayet Ankara Hükûmeti genel müdüründen telgrafçısına kadar Osmanlı bürokrasisinin seçkinlerini bir araya getirmiş veya mevcudu istihdam etmeyi bilmiştir. İsmi geçen kumandanlar yanında o tarihte albay olan, sonra Budapeşte ve Vichy Fransası’nda sefirlik yapan Behiç Bey’inde zikretmemiz gerekir. İmkânsızlıklar içindeki Türk demir yollarının bu savaşın sevkiyatına yetişebilmesi onun ve takımının sayesindedir. Deha ancak çevresiyle parlar. Büyük adamların ideali kitlenin itaati ve tasvibiyle gerçekleşebilir. Gazi Mustafa Kemal Paşa geniş kitleyi kazanabilmişti.
Sayfa 224Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.