İdam cezasına çarptırılmış bir suçlunun idam edilene kadar geçirdiği 6 haftalık süreyi anlatan , aslında idam cezasının kendisinden çok, idam edilmeyi çaresizce beklediği o altı haftanın dehşet verici bir psikolojik ceza olduğunu kanıtlayan bence çok başarılı bir hümanizm kitabıydı. Ölümü beklediğini bile bile geçirdiği günlerin , saatlerin hatta dakikaların ağırlığını, soğukluğunu üzerimde hissettim.
Kitap kadar kitabın önsözü de çok etkileyiciydi, normal bir kitabın önsözüne göre fazlaca uzundu lakin , kesinlikle kitabın kendisi kadar önemli bir içeriğe sahip diyebilirim , atlanmadan okunması gerektiğini düşünüyorum.
İdam cezasının neden kaldırılması gerektiğini, bu ağır ceza yerine insanları ıslah edici cezalar verilmesi gerektiği üzerinde yoğunlaşmıştı . Kitabı daha iyi algılayıp oturtmamda önsözün katkısının olduğunu söyleyebilirim . Kitabın içeriğine dönecek olursak , mahkumun idama gitmeden önce kızıyla yaptığı görüşme beni çok etkiledi. Küçük kızına, ileride okuyup babasının hissettikleriyle alakalı fikir sahibi olması, onu tanıması için özel bir yazı yazmak istemesine çok duygulandım lakin bu yazıyı yazacak vakit bulamaması ve sadece bi düşünce olarak kalması beni benden aldı.
Herkesin, sindire sindire okuması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum.
Şunu net olarak söylemeliyim ki ; hayatım boyunca, bende iz bırakmış kitaplar arasında olacak .