— “Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
— “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur.”
Sitede iyi okurluğunun yanında çok iyi yazan arkadaşlar var.Ama bu okurların iletileri yerine;'menemen soğanlı mi olur,soğansiz mi?' iletilerine gösterilen rağbet, okurların tek derdinin geyik olduğunu düşündürüyor.
O da gitsin blog yazsın da dersiniz şimdi.
inan ki biliyorum
zor
sanki yarın hiç doğmayacak
sanki bugün
en zor günün olacak
sana söz, atlatacaksın
acın geçecek
hepsi geçer
eğer zaman tanır
izin verirsen geçmesine
o zaman izin ver
geçsin
yavaş yavaş
tutulmamış bir söz gibi
unut gitsin
Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki!
Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela.
Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik.
Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
Ölümü ne güzel tasvirlemiş Cahit Sıtkı; "Bir kere misafire çıkmış adın,
İstesen de gideceksin, istemesen de.."
Gönül ister ki insan sevdiğiyle misafirliğe gitsin.
Ama gel gelelim yalnız gideceğiz.
Tıpkı yaşarken olduğu gibi.
YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4
İçimizde kalan, söylemek istediğimiz ama bir türlü söyleyemediğimiz şeyleri bu incelemeyle ve Tolstoy ile birlikte itiraf edip rahatlamaya ne dersiniz?
İtiraf ediyorum... Annem ve
Herkes burayı farklı şekilde kullanıyor ki kullanabilir. Kimi sadece kitap ekliyor, kimi kitap alıntıları yapıyor ama iletisi yok, kiminin kitabı bile yok, kiminin alıntısı yok ama iletisi çok... Kimi her okuduğunu inceliyor özveri ile, kiminin bir incelemesi bile yok. Kimi yorumlarda takılmayı seviyor misâl...
Kimi kendi sesini duyurmaya
Lafa gelince herkes ‘isyan’ da. Gerçek hayatta ise değişen bir şey yok! Daha önce bir olaya şahit oldum, yine bir kadın vahşice öldürülmüş her yerden kınanma mesajları sosyal alemde paylaşımlar ve aradan üç gün falan geçmeden bir kadın cinayeti daha ve öldüren kişi de üç gün önce öldürülen kadın cinayeti için zehir zemberek sözler etmiş ve paylaşımlar yapmış kadınlara kalkan eller kırılsın erkekliğimizden utanıyoruz falan e sonuç ne oldu hep laf.
Bende diyorum yaratıcıya dükkan daha iş yapmıyor kapat gitsin ve bitsin bu işkence
Ahlak ve namus denince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur.”
OH OLSUN’ DİYENLER POTANSİYEL KATİL
NAMUS BEKÇİLERİNDEN BÜYÜK ZALİM VAR MIDIR
Bazen zaman su gibi akıp gitsin ,
Bir an önce her şey bitsin istiyorum
Bazende zamanı durdurmak
Anın tadını çıkarmak.
Bir daha geri gelemeyeceğim yaşlarımı doya doya yaşamak istiyorum.
Ama bir bakıyorum ki ,
Ne heves ne istek hiç yok
Kalmamış...
Yitirmişim içimdeki kız çocuğunu ,
Göklere çıkaramadan
Gömmüşüm yerin yedi kat dibine...
Çıkarmak istedikçe yer yüzüne ,
Daha da dibe çekiliyor ...
Sonra yine bir pes ediş bende,
Bırakıyorum çıkarmayı
Bir kürek toprakta ben atıyorum üzerine.
Geçenlerde bir yerde okumuştum
Oblomovluk diye bir varoluş trajedisi
Bilinçli bir tembellik, uyuşukluğun aksine fazla uyanıklık
İleriyi görüp ,herşeyin farkında olma.
Bu sonunu görme farkındalığından dolayı
Gittiği yolda ilerlemeyi istememek,tükenmişlik...
Ben Özlem ,
ben 26sında küçük bir kız çocuğu
Ben özlem etrafına rengarenk çiçekler saçarken ,kendi içinde siyah olanım
Ben başlı başına bir varoluş trajedisinin ta kendisiyim... (2017) Ö. Y. K. @canimkendim41