Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her zaman onlar tarafından ihanete uğradığım ve bir köşeye atıldığımdan nefretle doldum. Onlara güveniyorum ve bütün kalbimle onlara saygı duyuyorum; ancak onlar nedense bana karşı çok ihtiyatlılar. Çekingen, alaycı bir kahkahayla beni idare etmeye çalışıyorlar, sanki kirli bir şeye dokunuyorlarmış gibi. "Acaba bu insanlar düşündükleri kadar zarifler mi?" diye merak ediyorum. Her seferinde, bana bir şekilde ihanet ediyorlar. Bir kere bile bana içlerini döküp danışmadılar. Bir kere bile bana karşı seslerini yükseltmediler veya vurmadılar. Benden neden bu kadar çok nefret ediyorlar? Ben onları hep çok sevdim. Çok, çok, çok sevdim. Ne zaman isterlerse onlar için hayatımı veririm; ancak bu insanların benden kaçıp gölgelerde gizlice "Ne sinir bozucu bir velet," gibi cümlelerle beni eleştirmelerinden ve sanki kendileri çok iyiymiş gibi iç çekip kibirlenmelerinden nefret ediyorum. Her şeyin farkındayım. Önyargılı davranmıyorum. Yalnızca neler olduğunun farkındayım. Biraz olsun anladın mı beni? Senin bile yetişkinlerin arasına katılıp bana öğüt vermen içler acısı. "Yalnızlığı öğrenmek istersen âşık olmalısın," diyen filozof haklıymış. Ah, ben aşka açım! Basit aşk sözcükleri istiyorum yalnızca. Bir kez olsun, "Seni seviyorum!" diye haykırabilecek kimse yok mu?
" En çirkin gölgelerde bile bir güzellik görüyorlardı."
Reklam
Görünür olmaktan kaçınmak gerekir. Öte yandan sadece gölgelerde toplanan bir güç sonsuza dek gölgelerde kala­maz. Bir güç olarak ortaya çıkışımız uygun an gelene kadar ertelenmelidir. Görünür olmaktan ne kadar uzak kalabilir­sek o kadar gelişip kuvvetlenebiliriz. Görünür hale geldi­ğimizde günlerimiz sayılı olacak. Ya kısa bir sürede gizliliğe ihtiyaç duymayacak kadar yıkıcı bir güce dönüşe­ceğiz ya da bir anda ezilip yok edileceğiz.
Ebabil
Alıp içinde sesler uçuşan bu akşamdan Hafızamı bir deniz kıyısına çeken yol, Aydınlık rüyaların peşine düşen gondol Mavi bir denizde yüzer gibi yanan şamdan. Tuşların üstünde karanlığın heyulası Ve birden kalbe çırpınışlar veren hâtıra. Çekmede beni saadet dolu dünyalara Mine parmaklarında sedalaşan hulyası. Sıyrılmada gözlerimden yıllarca
Sayfa 162Kitabı okudu
Güz Meftun i
Yine gecenin vehmi,yine sorgularımın korkunç cevapları ve sade ıssız yalnızlık.Öyle bir meftunumki bu gece ;Belkide gururumun yenilgisiyle seni kaderimden dilenmelerim, bitkin ruhumun üzüntüsüyle kendimi kaybedip delirmelerim, gözlerim kapalı gözlerine,…görünmeyen şeylerin görüntüsünde ,gölgelerde seni seyredeceğim….M.T
Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz,asude Bir büyük orman, Ve gölgelerde revan..
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Güven kazanmak için kaybetmek gibisi yoktur. Her zaman gölgelerde. Her zaman gizli yol gösterici olarak.
Sayfa 315
"Her gece gönlümün masalını okuyorsun Ertesi gün beni bir masal gibi unutuyorsun" H. A. Saye Sesime taşlar gibi kulak veriyorsun taştansın ve duymaksızın unutuyorsun ilkyaz sağanağı gibisin ve pencerenin uykusunu vesvese darbeleriyle darmadağın ediyorsun okşayışın yeşil dalı elimi ölü yaprakların kucağına atıyorsun şarabın ruhundan daha sapkınsın ve gözü aleve kesip kendinden geçiriyorsun ey kanımın bataklığının altın balığı sarhoşluğun hoş olsun beni içiyorsun zira sen gurubun menekşe rengi vadisisin ve gündüzü göğsüne bastırıp söndürüyorsun senin Furuğ'un gölgelerde kaldı soldu onu neden saye ile (gölgeyle) karartıyorsun.
Yeterince uzun süre gölgelerde yaşadıysanız kısa sürede onları eviniz olarak adlandırırsınız .
Ve şimdi -alevlerin arkasındaki kaya çıkıntısının üzerindeki gölgelerde Eflatun benimle alay ediyor: “…mağaradaki adamlar ona bakıp, gözleri olmadan yukarı çıktı ve gözleri olmadan geri geldi diyecekler…”
Reklam
Bazen hayat gizler kendini …Sımsıkı çekilmiş perdelerin ardına saklanan utangaç eviçlerinde ,kapıların ardında ,güneşin terk ettiği sokaklarda,o bıyıkaltı gülüşlerde mühürlenmiş ağızlarda ,yüze düşen gölgelerde ,ketum yüreklerde,harflerin kıvrımlarında ,kelimelerin dilsizliğinde ,sonsuz susuşlarda ,hiç düşülmeyen yollarda ,hiç beklenmedik sonlarda gizler kendini hayat…
Haydi savaşalım. Başka silahımız yoksa bile, bıçağın sabrı yeter.
Avrupalılar, bu kitabı açın, içinde bakın. Karanlık birkaç adım attıktan sonra bir ateş çevresinde toplanmış yabancıları göreceksiniz; yaklaşın ve onların dinleyin. Sizin acentelerinize ve buraları koruyan paralı askerlere layık gördükleri yazıyı tartışıyorlar. Belki sizi görecekler ama seslerini bile alçaltmadan aralarında konuşmaya devam edecekler. Kayıtsızlıkları sizin can evinizden vurur: Onların babaları, gölgelerde yaşayan o yaratıklar, sizin yarattıklarınız , ölü canladı: onlara ışık veren sizdiniz, onlar yalnızca size hitap ederlerdi ama siz bu zombilere cevap vermeye tenezzül etmediniz. Onların oğulları sizi görmezden geliyor, onları ısıtan ve aydınlatan ateş size ait değil. Siz, saygılı bir mesafeyle duran siz, kendinizi kaçak, geceye özgü, işi bitmiş hissedeceksiniz. Şimdi sıra sizde. Bir başka şafağın doğacağı bu karanlıklarda artık zombi sizsiniz.
Sayfa 21 - Versus
576 syf.
9/10 puan verdi
Kutup Yıldızı 1
Merhabaa, önce her zamanki gibi ana karakterlerimiz Nisa ve Senem'i tanıtarak başlayacağım incelememe Nisa - Kitabı onun gözünden okuyacağız. Kendisi giyinip süslenmekten pek hoşlanmayan, hep gölgelerde saklanan çekingen bir kız. Böyle dediğime bakmayın yeri geldiğinde kaplan gibi kükreyip sevdiklerini savunmasını da iyi veriyor. Kahverengi saçlı, gözlü bir kızdır. Senem - Bu karakter ise Nisa'nın tam aksidir. Modaya göre giyinmeyi süslenip püslenmeyi çok sever. Tipik sarışındır. Bazen gerçekten de aptal bir sarışın olur :) Bu iki karakter yetimhanede büyümüştür. İkisi için de önce birbirleri gelir. Arkadaşlıklarını her şeyden üstün tutalar. Birbirlerinin ailesi olmuşlardır. Yani kısacası arayıp da bulunamyan bir arkadaşlık ;) Şimdi gelelim konuya ... Bir gün yine normal bir gün gibi okul çıkışı yetimhanede şakalaşıyordu Nisa ile Senem. Curcunadan anlaşıldığı kadarıyla yine evlat edinmek için aileler gelmişti. Fakat onlar evlat edinilmek istemiyorlardı, hayalleri vardı. Büyüyünce birlikte eve çıkacaklardı. İkisi birlikte yaşayacaklardı. Birbirlerinden hiç ayrılmayacaklardı. İşte bu düşüncelerin önüne geçen şey gözünü onlardan ayırmayan ve evlat edinmek için yetimhaneye gelen bir çiftti ...
Kutup Yıldızı - 1 (Ciltli)
Kutup Yıldızı - 1 (Ciltli)Mehtap Fırat · Ephesus Yayınları · 20203,258 okunma
Karanlığın kucakladığı sokaklarda adımlarımın sesinin yankılanmadan kaybolduğunu hissediyorum. Gölgelerde kaybolmuş bir gezgin gibi bilinmezliğin kıyısında yürüyorum. Sanki üzerimi yoğun bir sis perdesi kaplamış gibi, her adımı belirsizliğe doğru atıyorum. Neden ve nereye gittiğimin önemi kayboluyor, içimdeki belirsiz çekime teslim oluyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.