Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ben ve gölgem, Dertlerimizi anlatacak kimse yok... Sadece ben ve gölgem, Yalnızız ve kederli."
Sayfa 31 - Okyanus Yayınları
Reklam
"Nereye gitsem ben dik gölgem kamburdu bu dünya da..."
“Başıma öyle büyük bir ödül konulmuştu ki, Gölgem bile beni vurmak için tetikte bekliyordu.”
60 syf.
9/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
* Bedenimde duyduğum acı , ruhumda cehennem ateşiyle kavruluyordu. * Hikayeler çok güzeldi , kısa kısa ama alt metni fazla fazlaydı. 59 sayfalık incecik ama içi dolu dolu bir kitap.. Dili , anlatımı , benzetmeleri , betimlemeleri çok yerinde ve oldukça güzeldi. * Acaba dünyanın her yerinde dolaşan bu ölüm , ölülerin nefeslerinden çıkan zehirli bir iksir midir ? * Bence bu tarza , bu betimlemelere , kelimelerle bu kadar güzel oynamaya roman yakışır , şiir yakışır. Hikaye çok güzel ilerliyor , olaya dahil oluyorsunuz , alışıyorsunuz çaaat hikaye bitiyor. Yaşanan boşluk hissi.. Ama bir roman yazılsa , uzun uzuuuun.. Müthiş olur zannımca. Çünkü aşırı kuvvetli betimlemeler var. Kelimelerle öyle bir oynanmış , öyle kelimeler yan yana gelmiş ki , cümlelerin tadı damakta kalır mı ? Kalıyor işte. Öyle güzel. Bir yandan ya aşırı şiirsel bir dil hakim. Kuvvetli ve hoş. * Gölgem bile benden kaçıyor. * Aydınlıkla başlıyor hikayemiz , Ufuk Çizgisiyle son buluyor. Arada ölüme de değiniyoruz yaşama da , sevince de hüzüne de. Hayata değiniyoruz. Bazen evleri , yaşamları merak ediyoruz , bazen mezarları , ölümleri , ölüleri.. Yaşadığımız hayatı sorgularken merak ediyor , merak ederken sorguluyoruz. * Ama gariptir ki her seferinde aynı heyecanla aynı duyguyu yaşıyoruz. *
Abdurrahman Seyhan
Abdurrahman Seyhan
kaleminize , yüreğinize , emeğinize , kelimeleri kullanma gücünüze sağlık. Yolunuz açık ve aydınlık olsun. Ufuk çizginizi hiç kaybetmeden yaşayın inşallah.
Dut Ağacının Altında
Dut Ağacının AltındaAbdurrahman Seyhan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) · 2022204 okunma
nereye gitsem ben dik gölgem kamburdu bu dünyada.
Reklam
Geçmek için gölgemi, çok koştum bu amansız yarışta. Çelme attı gölgem, takılıp düştüm sona varışta. . -Anladım ki insanın kendinden kaçıp saklanabileceği kadar büyük değilmiş Dünya-
Sayfa 398
Utancıma verdiğim addır yeryüzü. Beni iki kere tersten yazacak tarih. Musa'dan beri yarılan bir suyun habercisiyim. Bir tartılsa gölgem, gövdemden ağır çıkar. Herkesi besteleyen bir nota var ağzımda,bir de denizin dikişleri patlayana kadar koşmak. Her bıçağı körelten bir talimdir aslında çok keskin bir cümlenin ortasında susmak. Utancıma seçtiğim renktir hüzün. Beni iki kere ibda edecek ölüm. İsa'dan beri kanayan bir kanın şahidiyim. Tahtalardan söktüğüm çivileri özenle saklıyorum,kafadan sayabildiğim tam üç mevsim var aklımda. Tam on bir ay,en az altı gün,en az bir yaşamak. Kavminin çaktığı bir mıhla dolaşmak zordur alnında,zordur yangın ortasında hasara pansuman yapmak. Utancıma biçtiğim ömürdür Kudüs. Beni iki kere intifada sayacak tembih. Davut'tan beri okunan bir şiirin ilk hecesiyim. Bu kitaptan yalnız kitaba bakanlar muaf olacak.
Yahu kadın! Ben seni darmadağın seviyorum, nedir bu derli toplu olacağım derdi? Saçın dağınıkmış, üstün başın berbatmış, yüzün, gözlerin yorgunmuş, bunlardan bana ne? Geceler boyu yüzüme gözüme bulaşan başkası sanki! Ben seni, benim dağınıklığıma karışasın diye sevdim... Hangi ağacın bir diğerine karışmış kökleri düzgün ki? Hangi dağ bir öbürünün hizasında? Hangi göl kıvrım kıvrım değil? Hangi bulut öyle?.. Onlar kadar dağınık, onlar kadar güzelsin diyorum, uzayan gölgem ol, karanlığınla bile dokun yeter diyorum, dinletemiyorum!
Ben ve gölgem, Dertlerimizi anlatacak kimse yok... Sadece ben ve gölgem, Yalnızız ve kederli.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.