Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

76 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Savaş Karşıtı Hümanist Bir Manifesto: Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş
“Sonunda insanların yaptıklarının tümüne budalalık oyunu diyebiliriz.” (Deliliğe Övgü – Erasmus) 1. Erasmus Kimdir? Avrupa’nın en önemli hümanistleri arasında gösterilen
Desiderius Erasmus
Desiderius Erasmus
, 1466 yılında Hollanda’nın Rotterdam kentinde doğdu. Teolog ve klasik filolog kimlikleriyle önemli çalışmalarda bulundu ve Yeni Ahit’in ilk editörlerinden biri oldu. İlahiyat edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer alan Erasmus, dinde reform hareketinin savunucularından olsa da, bazı açılardan
Martin Luther
Martin Luther
’le ters düştü. Hümanist bir bakış açısı takındı ve klasik dini müfredat görüşlerini tartışmaya açtı. Konuya dair yazılarıyla belli çevrelerce desteklendi. Kuzey Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketlerini teşvik eden Erasmus, Kilise’nin gücünün kötüye kullanılmasını eleştirdi. Hem Papa taraftarlarının hem de Luther taraftarlarının nefretini kazandı. Kilise yanlıları ve karşıtlarını her zaman uzlaştırmaya çalıştı ve insani olmanın önemini vurguladı. Çalışmalarıyla antik çağ felsefesinin Avrupa’da yayılmasını sağlayan Erasmus ayrıca 1510-1515 yılları arasında Cambridge Üniversitesi’nde Yunanca dersleri verdi. 2. Eserlerine Dair: “Ah, insan ruhunun kötülüğü; kimse buna şaşırmıyor, kimse buna itiraz etmiyor!” (sayfa 28) Erasmus, 1499’da İngiltere’ye gitti ve
Thomas More
Thomas More
, John Colet gibi isimlerle tanıştı. Yolculuk esnasında aklına gelen fikirleri Thomas More’un evinde yazdı. “
Deliliğe Övgü
Deliliğe Övgü
” adlı bu kitap, dönemin entelektüellerine ağır eleştiriler içeriyordu. Öğretmenler, azizler, ilahiyatçılar, filozoflar, tüccarlar, papazlar, hükümdarlar, avukatlar ve kendini zeki sanan her kesimi hicvettiği bu eseri dünyanın birçok diline çevrildi. Türkçeye “Ahmaklığa Övgü” şeklinde de çevrilebilecek olan bu yapıtının büyük Avusturyalı yazar
Robert Musil
Robert Musil
’in “
Ahmaklık Üzerine
Ahmaklık Üzerine
” adlı kitabına ilham kaynağı olduğu da belirtmek gerek.
Çocuklar için Adabımuaşeret
Çocuklar için Adabımuaşeret
,
Barışın Şikayeti
Barışın Şikayeti
,
Bir Hıristiyan Prensin Eğitimi
Bir Hıristiyan Prensin Eğitimi
adlı kitapları da dilimize aktarılmış olan Erasmus’un “
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş
” adlı bu yapıtı ise Can Yayınları’nın Kısa Klasikler Dizisi kapsamında yayımlanıyor. Eski Yunanca, Yunanca ve Latince dillerine de hakim olan ve yazan Erasmus bu kitabını Almanca yazıyor. Orijinal metinden Türkçeleştiren kişi ise
Şebnem Sunar
Şebnem Sunar
. 3. Antik Yunan Felsefesi’nin Hristiyanlık İnancına Yansıması: “Yasalar susar, insanlığa gülünür, adalete yer kalmaz…” (sayfa 33) Erasmus’un Avrupa felsefesi için önemi büyüktür. Antik Yunan’da doğup gelişen felsefenin Avrupa’daki temsilcileri arasında yer almış ve gerek yazdığı eserlerle gerekse de verdiği derslerle bu kültürün devamını sağlamıştır. Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Hristiyanlık inancı en büyük koruyucusunu kaybetmiş ve Avrupa siyasi açıdan güvensiz bir ortamın içine düşmüştü. Ortaçağ’ın kapanmasıyla başlayan sürecin ilk filozofları arasında yer alan Erasmus’un Hristiyan kimliğiyle yazdığı eserler felsefeye gönül veren insanların aynı zamanda din sınırları içinde kalmalarını sağlıyordu. Dinden koparıcı bir felsefi anlayışın aksine, ilk çağ Yunan felsefesinin köklerine inip kendi inancıyla bütünleştirici bir kapsamda sunuyordu. Yunan ve Roma kültürlerine büyük bir bağlılığı bulunan Erasmus’un bu iki büyük uygarlığın üretimleri üzerine inşa ettiği düşünce sistemi aslında Avrupalılar’a yabancı değildi zira bunu ilk yapan isimlerden biri
Augustinus
Augustinus
’tur. Helen/Grek/Yunan uygarlığının Avrupa temsilcisi olan Augustunus ve
Thomas Aquinas
Thomas Aquinas
gibi filozofların yaşadığı dönemden sonraki en büyük temsilcisi ise şüphesiz Erasmus’tur ve kendisinden sonra
Immanuel Kant
Immanuel Kant
,
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
,
Soren Kierkegaard
Soren Kierkegaard
gibi filozoflarla da bu süreç devam etmiştir. Antik felsefenin Müslüman dünyasındaki temsilcileri arasında ise
Farabi
Farabi
,
İmam Gazali
İmam Gazali
,
İbn Rüşd
İbn Rüşd
,
İbn-i Sina
İbn-i Sina
gibi isimler gelmektedir. 4. Savaş Karşısında Dik Duruş: “Öyleyse savaş, sürüp gittikçe canileşen ortaklaşa bir cinayet ve soygundan başka nedir?” (sayfa 27) İnsanlığın en büyük ayıplarından biri olan fakat ilk insanlardan itibaren var olan bir kavram üzerine yazıyor bu kitabında Erasmus; savaş. Erasmus, Hristiyanlık inancına mensup bir felsefeci olmasına rağmen fikirleri bütün dünya insanlarını kapsayıcı şekildedir. Hangi zamanda ve koşulda olursa olsun, kayıtsız şartsız savaşın karşı safında yer almayı tercih eden bir düşünürdür. Savaşın dehşetini gözler önüne seren cümleleriyle başladığı eserinde aynı zamanda savaşın ne kadar anlamsız olduğunu da vurgulamayı ihmal etmiyor. “Onu yaşamamış olanlar için savaş tatlıdır; ama onu yaşayan birini, düşüncesi bile fazlasıyla ürpertir” cümlesiyle savaşın yıkımını kısa ve öz bir şekilde anlatarak başlıyor. Sayfalar ilerledikçe savaşlar tarihinden örnekler vererek düşüncelerine haklılık zemini oluşturuyor. Doğanın insanı birbirleriyle savaşsınlar diye değil, dostluk ve sevgi temelinde yarattığının altını çiziyor. Her insanın içinde bir yerlerde bu kavramları taşıdığını söylüyor ve var olanı yok etmek yerine, iyilik ve güzellik önerisinde bulunuyor. Sevgi felsefesine davet ediyor. Ülkelerin birbirleriyle olan savaşlarını da anlamsız bulur Erasmus. Bir başka şehri ele geçirecek zaman ve para kaybıyla başka bir şehir inşa edilebileceğini somut örnekler üzerinden açıklıyor. Bir başka ülke üzerinde hak iddia etmenin bir sonu olmadığından ve güçlü ülkelerin her zaman zayıf ülkeleri ezdiğinden dem vuruyor. “İnsan herkesin sığınacağı son yurt, dünyadaki en kutsal sunak, herkesin kutsal çapasıdır” cümlesiyle insanların dünyadaki tüm canlılar arasında en özeli olduğunu ifade ediyor. Diğer canlıların insanın korumasına ihtiyacı olduğunu fakat buna rağmen insanın insanla savaştığını söylüyor. Üstelik savaşın her zaman yeni bir savaşa zemin hazırladığını ve bu düzenin sürekli devam ettiği vurgusunu yapıyor. Sudan sebeplerle çıkarılan savaş tragedyalarının insanlığa çok büyük zararlar verdiğini anlatıyor. “Hiçbir yerde insanlıktan eser kalmamış” diyor Erasmus ve cümleleriyle bunu kanıtlıyor. Yunan Mitolojisi temelli çeşitli öykülerle anlatısını güçlendiriyor. Efsanevi kahramanlar ve Troya Savaşı gibi büyük mitolojik olaylar çerçevesinde verilen örneklerle metnini daha da okunası bir hale getiriyor. Düşünce dünyasının önemli filozoflarına da zaman zaman yer vererek kendi düşünce sistemiyle paralellikler kurmaya çabalıyor. Hristiyanlık hikâyeleri ve öğretileri de anlatısında önemli yer tutuyor elbette. İsa’nın hayatı ve düşünce dünyasına ek olarak, Eski Ahit ve Yeni Ahit’ten de (
Kitabı Mukaddes
Kitabı Mukaddes
) onlarca alıntı kullanıyor. Hatta kitabın büyük bir çoğunluğu dini bir inanç perspektifinden yazılmış durumda. Fakat yukarıda da dediğim gibi, bunu evrensele hitap edecek şekilde yapıyor Erasmus ve başarılı oluyor. İsa’nın en büyük öğretilerinden biri olan “başkasını sevmek”, Erasmus’un hümansit bakış açısıyla çıkıyor karşımıza ve her şeyin temelinin sevgi olduğu üzerinde duruyor. Savaş sürüp giden bir cinayettir ona göre ve her şeyin temeli ise elbette ki sevgidir. Dünya vatandaşı olarak her birimizin görevinin sevgiye hizmet etmek olduğunu söylüyor. 5. Son Söz: Savaşı şu şekilde tanımlıyor Erasmus: “Birinin selameti diğerinin felaketidir, birinin zenginliği diğerinden çalınmıştır, onun zaferi öbürünün matemidir; talihsizlik ne kadar acıysa mutluluk o kadar insanlık dışıdır ve acımasızca kana bulanmıştır.” Savaşın hiç kimseye bir yararı olmadığının en güzel kanıtı olsa gerek bu cümleler. Savaşı çıkarana da, maruz kalana da, kazanana da, kaybedene de yalnızca zararı olduğunu ve daha geniş bir perspektiften bakıldığında ise kaybedenin insanlık olduğunu ifade ediyor.
Aristoteles
Aristoteles
,
Plutarkhos
Plutarkhos
,
Sophokles
Sophokles
,
Homeros
Homeros
, Pythagoras,
Ovidius
Ovidius
,
Hesiodos
Hesiodos
,
Vergilius
Vergilius
, Empedokles ve
Demokritos
Demokritos
gibi Yunan ve Roma'nın büyük isimleri sayfalar arasında gerek cümleleriyle gerek fikirleriyle karşımıza çıkıyor. Erasmus en iyi yaptığı şeyi yapıyor ve kendinden önceki dünyayı iyi okuyarak insanlara geleceğe dönük uyarılarda bulunuyor. Ve eserini şöyle bir temenniyle bitiriyor: “Artık uzun savaşlardan gına getirmiş olalım, barış özlemiyle hareket edelim. Felaket bizi bunu yapmaya mecbur bırakıyor, acıdan bitkin düşmüş dünya bunu talep ediyor.” (sayfa 74) Keyifli okumalar diye bir durumun söz konusu olamayacağı bir kitap bu. Bu sebeple, bilinçli okumalar diliyorum. Savaşların olmadığı bir dünyaya...
Tatlı Gelir Yaşamayana Savaş
Tatlı Gelir Yaşamayana SavaşDesiderius Erasmus · Can Yayınları · 2020923 okunma
··
1 artı 1'leme
·
4.236 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Elinize sağlık Doğukan Bey. Olur da bir gün felsefe ve muadilleri alanında okumalara yönelecek olursam, şu platformda başvuracağım ilk okur arkadaşım siz olacaksınız. İncelemelerinizi keyifle okuyorum, lakin sadece okuyorum,o bana bakıyor, ben ona...Emekleriniz yadsınamaz...
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Seda Hanım. Memnuniyetle, elimden geldiğince yardımcı olmak isterim. Okumanız yeterli, zira okunduğu için yenisini yazacak isteği bulabiliyorum. Sağ olun tekrardan. :)
nalkan okurunun profil resmi
İçinde yaşadığımız modern zamanlarda insanlığın "savaşın yıkıcılığı" konusunda bu kadar büyük birikime rağmen, hala gerekli dersleri çıkararak bu konuya bir çözüm getirememesi gerçekten çok büyük bir trajedi. Sınırlarımızın hemen ötesinde iki aydan fazla zamandır yaşanan savaşta kaç insanın öldüğünü bile bilmiyoruz. Doğaya, diğer canlılara ve şehirlere verdiği zararı hayal etmek bile mümkün değil. O nedenle bu tür eserlerin daha çok okunması gerektiğini düşünüyorum.👌 ... Bu değerli incelemeniz için teşekkür ediyorum.🙏 Kaleminize ve yüreğinize sağlık👏📚🎈
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Değil mi? İnsanlığın bütün geçmişi önümüzde apaçık duruyorken hiçbirinden ders almayıp yeni savaşlara zemin hazırlamak büyük bir utanç kaynağı. Hiçbir şey bir candan daha değerli olmamalı ama ne yazık ki insanın yapacaklarının sınırı yok… Savaş karşıtı eserler de bu duruma çareme olamıyor ne yazık ki fakat yine de okumak ve bilinçlenmek önemli tabii ki. Rica ederim. Ben de teşekkür ederim yorumunuz için. ^^
Ülker okurunun profil resmi
"Hiçbir yerde insanlıktan eser kalmamış." Bu cümleden aydın oluyor ki, insanlar hep aynı, değişen yalnız döngüler... Çok aydınlatıcı bir inceleme olmuş. Yüreğinize sağlık. 😊
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
İnsanlık geçmişinden hiç ders almıyor… Çok teşekkür ederim. 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.