Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adı sana bilinmedik ellere gitmeyince gönül yardan ayrılmaz...
Sayfa 454 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kal­mıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğulu­yor. Penceren sokağa bakmıyor... " ŞÜKRÜ ERBAŞ
Reklam
Birini sevmek, onun bütün sevdiklerini ve/veya akrabalarını da sevmek zorunluluğunu taşımaz. Sevmek, ancak bu eylemi oluşturacak insanların kendi aralarında, kendi gönül rızalarıyla kurabilecekleri tılsımlı bir bağdır.
Bir kar tabakasının saf beyazlığı üzerine düşmüş bir damla leke gibi...
Ah! O da böyle bir odaya, şöyle bir kütüphaneye, böyle kitaplara sahip olabilseydi! Hüseyin Nazmi'nin evinde bu his birinci defa olarak onun temiz aklına düştü. Bir kar tabakasının saf beyazlığı üzerine düşmüş bir damla leke gibi... Kendi kendisine utandı. Bugün ihtiyaçla, geçirn derdiyle ilk yarayı almış olan bu taze kalp şu gök rengi boyalı köşkün şu bahçeye bakan loş odasında var olması lazım gelen fikir sakinliğine, gönül rahatına, derin hayat zevkine karşı acı bir nasipsizlik hissi duydu.
Sayfa 38 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Ötüken kızlarının Gözleri gönül yorar. Onları gündüz güneş, Geceleyin ay sarar.
Reklam
67 syf.
·
Puan vermedi
⚘️ Bir şeyin sonuna yetişmek gibi Dünya dedim, bunu anladım senden. Mezarlar, top sesleri zamanın Kim kalıyor, güzelden? . . ⚘️
Kimsenin Kalbi
Kimsenin Kalbiİbrahim Tenekeci · Profil Yayıncılık · 20181,657 okunma
Sadi Şirazi’ye sormuşlar: “Her zaman mutlu olabilmenizdeki hikmet nedir?” O da demiş ki: “Kalıcı olmayana gönül bağlamam. Yarın bir sırdır, onun için endişelenmem. Dün bir hatıradır, hasretini çekmem. Bugün ise bir hediyedir, kıymetini bilirim.”
Öyledir ki sevda dediğin, "Gadrine de, lütfuna da eyvallah" dır... Başını öne eğip gelişini beklemektir bir tutam çaresizlik içinde. Gelişini beklerken gönül bahçesine en sevdiği çiçekleri ekmek, gözlerine bakarcasına onlara bakmaktır, büyütmektir. Vuslatı kendine dergah kılıp, gönlünün dehlizlerinde inzivaya çekilmektir. Sevda dediğin en çok ona yakışandır. En güzel onda duran, üstünde hiç sırıtmayandır. Giyindiği zaman o esbabı, Anka kuşundan ihtişamlı olmasıdır, yüreğinin yemyeşil ormanlarında salınmasıdır.
İkiz yaratılmış iki gönül niçin birbirinden ayrı yaşamaya mecbur olsun?
Reklam
Beni anlamanı ve gerçekten içimdekini görmeni çok isterdim...
"Kimden ne gördün, ne duydun bilmiyorum. Eğer buradan başka bir yerde bir şey yazdığımı sanıyorsan büyük yanılıyorsun. Sadece bu platformda yazılarımın küçük bir kısmını, yalnızca bu hesaptan paylaşıyorum. Acaba düşünüyorum da en sonlarda acıyla ilgili uzun uzun yazıp sildiğim şeyler, travmalarını mı tetikledi? Kendine bir haksızlık olarak mı gördün bütün bunları bilmiyorum. Fakat orada bahsettiğim aşk acısını yaşayan bendim. Senin yaşadıklarını alaya alan veya anlamayan bir yan yoktu orada. Bilakis ben senin yaşadıklarını düşündüğümde sana büyük bir gönül borcu hissediyorum. Bütün bunlarla beraber bilmeni isterim ki ben orada oldukça samimiydim. Zira bana olan güvensizliğin, reddetmişliğin ve bir başkasından söz etmişliğin ne kadar zor biliyor musun? Söyle bunlar bana nasıl aşk acısı çektirmesin? Seni bu kadar çok severken nasıl aşk acısı çekmeyeyim? Sana ulaşmak varken uzaktan sevmek ne kadar zor bilmiyorsun, anlamıyorsun, yıllarca da anlamamışsın..." (Jack Brighty'den)
Biz gaflet vaktinde doğan çocuklarız. Gâfiliz yani. Dünyayı bizim için sanırız, hatta bizim sanırız. Oysa dünya dediğin her gelene "seninim" diyen bir gönül çalana benzer
6 Mayıs 1972.....
Biz Solcular Filistin İçin Ölürken, İslamcılar Bize "Terörist" diyordu” Unutuldu, unutturuldu… Bugün kaç kişi biliyor ki, içlerinde Deniz Gezmişi’inde olduğu 3 bin sol-sosyalist genç, Filistin için savaştı, onlarcası da bu uğurda can verdi bir zamanlar. Kimisi Batı Şeria’da, kimisi Lübnan’da…. Hepsi sosyalistti, hepsi Filistin özgürlük mücadelesine gönül vermişti. Ama içlerinde bir tane bile ’Müslümanlık’ adına desteğe giden yoktu. Tersine Filistin dendi mi, uzak dururdu onlar, Filistin Kurtuluş Örgütü Marksist, solcu diye… ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Özdemir Asafı, Can Yüceli okuyorum. Başka ne olabilirim ki, ben bir Komünistim, isteyen ne derse desin. (Tuncel Kurtiz) Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. ama aynı zamanda 'insanlığın hakları' üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayakla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda? Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazı insanlar berbat şekilde yoksul olmak zorunda? ben, bir parça ekmeğe bile sahip olmayan dünya çocukları adına konuşuyorum. (Fidel Castro)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.