Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan, kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu…
“Bir Rabia yaşadı, aşka düştü. Bir daha da Rabia’yı gören olmadı..”
Ben Rabia,Hepimizin az da olsa bildiği ya da ismini duyduğu bir Rabiatü’l Adeviyye romanı.. Rabia bulunduğu hal ve fiil ile hakikat menziline varmış bir arif, keramet sahibi bir kadındı. Hasan Basrî hazretleri ile yolları kesişip, nefsini Rabbe adayıp mana alemine ulaşan Rabia’nın hikayesini okurken kendi nefislerimizden utanıyoruz adeta. Bu nasıl bir teslimiyet kendini adamadır..
Sadiye hanımın yine inci gibi satırlarında demimizi bulduk anlayacağınız. Öyle güzel bir kitaptı ki feyizlendiğimiz, kendi ahvalimizi sorgulamadan geçemediğimiz satırlardı..
Mutlaka bu güzel kitabı okuyun.. Gönül rafınızın en baş köşesine koyacaksınız okuduktan sonra..
“Aşk imiş her ne var âlemde, İlm bir kıyl-ü kâl imiş ancak.”
İnsanoğlunun muğlak bir varlık olduğunu hepimiz biliyoruz. Olmasa bile olması gerekirdi de bana göre. “Anlaşılmak kendini satmaktır.(F.P.)” Bizi anlaşılmaz kılan çok şey var. Ama öyle bir şey var ki her yerde her şekilde karşımıza çıkabiliyor. İnsanın en büyük kıvılcımı: Aşk. Hayatımızı
İnsan ilişkilerindeki en şifalı bitkiler ve enerjiler olarak iyilik ve sevgi, öyle değerli hazinelerdir ki, bu merhem gibi araçları kullanırken olabildiğince ekonomik davranılmasını arzular gönül..
Usul usul intizarı çürüten
Bu hercai diken, bu çılgın arzu
Sürüklüyor imkânsız muştuların
Eşiğine gönül vadilerini
Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
Düşüyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıçları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden tutsaklar gibi
Siyah gözlerine beni de götür
Devrildi gün, divane şâir akşama erdi
Efkâr efkâr puslanan gökler encâma erdi
Gamdır şehr-i dilde şâh, gamdır hem dile miftâh
Sevdânla ey yüzü mâh, gönül bu gama erdi
Taş kalbime o ince yüreğin muhtaç bence
Nasıl ki gündüz gece ile anlama erdi
Gece sükutun piri, gece gündüzden diri
Nice hülya şâiri onla ilhâma erdi
Sussam kor, söylesem ar, bir içli feryâdım var
Karar kılana kadar ömür hitâma erdi
-ali
Siz hiç bir şehre aşık oldunuz mu? Onun sokaklarını, caddelerini, parklarını kendi eviniz ve insanlarını kendi kardeşiniz saydığınız oldu mu? Bağlandınız mı bir şehre bir sevgiliye bağlandığınızdan daha derin duygularla? Diyarbekirde sadece üniversite hayatım boyunca kalabildim ama taşı, toprağı, insanı, havası, suyu, kültürü ile Diyarbekir benim