Cengiz Aytmatov’un Cemile hikayesi, Toprak Ana romanında olduğu gibi küçücük kitaba, kocaman yürekler sığdırarak dünyanın kalbini kazandığı kitap.
1943 yılında Dünya savaşı tüm hızı ile sürerken, cephe gerisindeki insanların basit hayatlarından kesitler anlatılıyor. Tarlalardan elde edilen mahsüller, askerlere yiyecek olması için, köylerden tren garına at arabaları ile taşınması gerekmektedir. Bu basit hikayede ki insanların vatan aşkı, doğa aşkı, Cemile ile Danyar’ın aşkı bir solukta okunuyor ancak güçlü dili ve anlatım zenginliği ile okuyucuda uzun zaman derin etkiler bırakıyor.
Yollarda söylenen türkülerin derinliğini, hüznünü, hisseden iki insanın, birbirlerine gönül vermesi, üstelik Cemile’nin evli ve kocasının askerde olması, dışarıdan bakınca masum olmayan bir aşk gibi görülse de, anlatım zenginliği, insanların birbirlerine düşkünlüklerindeki ve kelimelerin kifayetsiz kaldığı duyguları anlatıyor.