Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
Hüseyin Nihal Atsız hakkında olumlu yada olumsuz ön yargıları kenara bırakıp onun çizgileri keskin birisi olduğunu kabul etmeliyiz. Bu keskinliğin meydana getirdiği edebi farklılığın doğurduğu zenginlikten faydalanmak gerekir. İçeriği itibariyle Türk edebiyatında roman geleneğinin değiştiği bir dönemde postmodern romanların Yusuf Atılgan'ın
Yaşama Uğraşı, Cesare Pavese ' nin 1935' ten başlayarak 1950 yılına kadar yazdığı günlüklerinin kitap haline getirilmesiyle oluşmakta. Pavese intiharından 8 gün önce güncesini " Sözler değil. Eylem! Artık yazmayacağım…” cümleleriyle noktalar. Bu son notundan 8 gün sonra hep düşündüğü eylemi gerçekleştirme cesareti gösterir. Bir otel odasında
Aradığımız yerlere benzeyiş bulduk sende, Sabahattin Ali. Seni belki de bu yüzden diğer yazarlardan daha çok sevdik. Senin eserlerinde bahsettiğin, o acılar, o eksiklikler, o yalnızlıklar, o anlaşılamamalar, o insanlardan kaçma isteği bizim de en derinlerimizde hissettiğimiz duygulardı. Fakat hiçbir zaman kendimizi senin gibi güzel ifade edemedik.
*
Bugün 19 Mayıs 2019;
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Samsun’a çıkışının 100.Yılı!
Bugün Paşamın Doğum Günü... Kutlu Olsun!
*
100 Yıl geçmiş olmasına rağmen birileri tarihten ders almamış olacak ki Sayın ÖZAKMAN bizlere bir hatırlatma yapmış!!
Tarihten ders almazsanız;
Tarih size çok güzel dersler verir!!
Bizim tarihten anladığımız, tarihten
İncelemeye başlamadan öncelikte şunu söylemek isterim ki “Kişileri ve olayları umursamadan yalnızca Caner Taslaman’ın fikirlerini merak edip okuduğum bir kitap oldu.”
Caner Taslaman’ın islami algılama şekli, yaşayış biçimiyle ilgilenmiyorum. Çünkü sahi hadisleri reddettiğine dair görüşleri mevcut YouTube’da birçok videoları da var izleyip kendi doğrularınızı kendi yorumlarınızı sizler belirleyin.
Sonuçta herkesin doğrusu kendinedir ve biliyoruz ki; Din ve siyaset tartışması hiç bitmez. Allah’da bizlere çok şükür ki akıl vermiş ki bir şeye körü körüne bağlanmayalım araştıralım okuyalım diye.
İslam’ın ilk emri de: OKU.
Benim izlediğim ve araştırdığım boyutu şudur ki; Caner Taslaman; Tüm hadisleri reddetmiyor, sadece bilim ve Kuran ile çelişen hadislerle ilgili tartışmalara giriyor. Ne yazık ki bazı hadislerin günümüze korunarak geldiğini bende düşünmüyorum.
Objektif olmak gerekir ki bir insanın genel fikirlerine katılıp katılmamanız o insanın kitabını okumamanıza veyahut her söylediğini reddetmenize sebep olmamalı.Kuran ile ilgili çalışmalarını göz ardı etmemek gerek. Keza Müslümanım diye İncil, Tevrat, Zebur okumayacak mıyım?
Asil kaynak rehber olan tabii ki Kuran ve açıklamalı tefsirdir.
Neden Müslümanım?Caner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2020359 okunma
“Bir insana verdiğiniz değerin, onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesiyle hiç ilgisi yoktur. Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız. Bunun adı tam olarak ‘değer yüklemesi’dir. Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil sizsinizdir. En azından bir süre öyledir. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir. Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer (artık sürekli kendinizden verdiğiniz için) siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz. Soylu ve tutkulu başlayan pek çok yakınlaşmanın son derece sefilce sonlanmasının en büyük nedeni de işte bu durumdur.”
-Ali Lidar
Uzun zamandır bu kadar anlamlı bir o kadar da kısa bir kitap okumamıştım. Aslında kitabın niteliğinin sayfa sayısında olmadığını içeriğinde olduğunu bir kez daha anlamama vesile olan eserlerden biri oldu.
İntihar eden yazarlara karşı her zaman bir ilgim var. Sadık Hidayet belki de bu dünyanın hacı ağalarına katlanamadığı için ve o kadar
Adam, evindeki çalışma odasına girdi ve geçen yıl başından geçenleri hatırlayarak günlüğüne şunları yazdı:
▪️"Cerrâhi bir ameliyat geçirdim ve aylarca yatağa bağlı kaldım"
▪️"Tam altmış yaşına girdim"
▪️"Otuz yıl çalıştığım işimi terkettim"
▪️"Oğlum trafik kazası geçirdi ve fakültede sene kaybına