Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzunluk, şiirin haricindeki sanat eserlerinde de önemli bir konudur. Örneğin Robinson Crusoe bütünsel birlik gerektirmediği için bir oturuşta okunabilecek bir düzyazı yapıtıdır. Böyle bir sanat eserinde uzunluk akıllıca kullanılmıştır. Fakat iyi bir şiir için asla aynı şeyi düşünemeyiz. Şiir, kısa bir zaman dilimi içinde insanlarda heyecan ve coşku yaratmayı amaçladığı için onu belli ölçüler dahilinde kısaltmamız gerekir. Ancak okurda bu hissi yaratabilmek için belli bir uzunluk gerektiğini de göz ardı etmemek lazım.
Bir insana verdiğiniz değerin, onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesiyle hiç ilgisi yoktur. Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız. Bunun adı tam olarak 'değer yüklemesi'dir. Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil sizsinizdir. En azından bir süre öyledir. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir. Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer (artık sürekli kendinizden verdiğiniz için) siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz..
Reklam
Dürüstlük bazı durumlarda kısa vadede birtakım şeyleri kaybetmeye sebep olabilir, ama uzun vadeli düşünüldüğünde insanın kredibilitesini yükselttiğini, insana duyulan güveni arttırdığını da göz ardı etmemek, buna göre hareket etmek gerekir. Dürüst iş adamlarının sermayelerinin iki üç misli iş yapabilmesi de bunun bir kanıtı hükmündedir.
''Yeterli değil mi?'' dedi K. ''Eskiden verilmiş beraat kararları olduğunu duydunuz mu?'' ''Bir zamanlar olmuş galiba'' dedi ressam. ''Ama bilgi edinmek çok zor. Mahkemenin kararları yayınlanmaz. Hakimlere bile bunları görme hakkı verilmez, ayrıca geçmişteki mahkemeler hakkında yalnızca efsaneler korunmuş. Gerçek beraat kararlarından söz ederler ve bunu sıça yaparlar. İnanmamak için hiçbir neden yoktur ancak gerçek olduklarına ilişkin bir kanıt da yok. Yine de bunları tamamen göz ardı etmemek gerekir . Kuşkusuz bir gerçeklik payı vardır, zaten bunlar çok güzel efsanelerdir. Birçoğunu tablolarıma konu olarak kullandım.''
Bir insana verdiğiniz değerin , onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesiyle hiç ilgisi yoktur.Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız.Bunun adı tam olarak 'değer yüklemesi'dir.Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil sizsinizdir.En azından bir süre öyledir.Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir.Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer (artık sürekli kendinizden verdiğiniz için) siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz.. ________Ali LİDAR______
Bir insana verdiğiniz değerin, onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesiyle hiç ilgisi yoktur. Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız. Bunun adı tam olarak 'değer yüklemesi'dir. Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil sizsinizdir. En azından bir süre öyledir. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir. Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer (artık sürekli kendinizden verdiğiniz için) siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz. Soylu ve tutkulu başlayan pek çok yakınlaşmanın son derece sefilce sonlanmasının en büyük nedeni de işte bu durumdur..
Sayfa 135 - müptela yayınlarıKitabı okudu
Reklam
416 syf.
8/10 puan verdi
Yaşama Uğraşı, Cesare Pavese ' nin 1935' ten başlayarak 1950 yılına kadar yazdığı günlüklerinin kitap haline getirilmesiyle oluşmakta. Pavese intiharından 8 gün önce güncesini " Sözler değil. Eylem! Artık yazmayacağım…” cümleleriyle noktalar. Bu son notundan 8 gün sonra hep düşündüğü eylemi gerçekleştirme cesareti gösterir. Bir otel odasında
Yaşama Uğraşı
Yaşama UğraşıCesare Pavese · Can Yayınları · 20152,064 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Edebi özelliğinin yanında kitabın beyin fırtınası yaratan etkisini göz ardı etmemek gerekir. Zira çoğu yerde, rüya mı gerçek mi diye düşünmekten bir sonraki sayfaya geçemiyorsunuz. Ayrıca 47 bölüme ayrılmış bu romanın her bir bölümü hikaye tadında olup mütemadiyen bütün bölümlerinin sonu çok çarpıcıydı. Yaklaşılan her bölüm sonunda, kafanızda beliren bir çok soru meydana geliyor ve okurken kendinizi defalarca soru sorarken buluyorsunuz. Okurken, özellikle anlatım tekniği olarak şiirsel bir tat bırakıyor damağımızda. Kullanılan devrik cümleler akışı bozmak yerine adete her cümlede, kendimizi romanın derinliklerinde daha bir hapsolmuş hissetmemizi sağlıyor. Sürrealizmi iliklerimize kadar hissetmemize sebep olan bu romanı okumakta fayda olduğunu, okumamanın ise büyük bir kayıp olduğunu kendime borç biliyorum.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
237 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.