Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Titanic güvertesinde Rubaiyat! Batı'nın gözbebeği Doğu' nun nadide çiçeğini taşıyor! Hayyam, bize nasip olan şu güzel ânı keşke kalkıp görebilseydin!
Sayfa 318Kitabı okudu
“İnsan” kelimesi oz itibariyle “gozbebegi” manasina gelmiyor muydu?
Reklam
Uzun Hasan ölünce oğlu Yakup yerine geçmişti. Fakat annesi Yakup’un kardeşi Yusuf’un hükümdarlık makamına geçmesini istiyordu. Yakup’u öldürmeye karar vermiş , bir kase zehirli şerbeti sarayda Yakup’un eline geçebilecek bir yere koymuştu . Yakup kardeşi ile avdan döndükten sonra gözüne annesinin koyduğu kase gözüne ilişti ve çok susamış olduğu için hiç bir şey sormadan zehirli şerbet içti ve kaseyi kardeşine uzattı Yusuf da şerbeti kafasına dikti ve tam bu sırada anne içeri girdi ve gözbebeği kadar sevdiği oğlunun zehirlendiğini anladı. Ve üzerine atlayarak kaseyi alıp kafasına dikerek sonuna kadar bitirdi. Biraz sonra bir hainle iki masum kıvrana kıvrana can verdiler.
"Hayata sormuşlar: "Nasılsın?" diye. Cevap vermiş: "Gecem de var gündüzüm de."
Sayfa 23 - OTTOKitabı okudu
Sarılalım hep birden gönülden bu işe ! Halatlar kaldıraçlarla çıkaralım gün ışığına Tanrıçaların yücesi, bağcıların gözbebeği, kutlu Barışı!
Sayfa 101 - 1. baskı - Mayıs 1975
Reklam
Enver Paşa az sonra odaya girdi. Ev sahibi, beni ona tanıttı. Tanıtırken de hakkımda güzel sözler söyledi. Bu tanıtmadan sonra, uzun tahta masanın diğer başına da biz iliştik... Arada çok şeyler değişmişti. O artık bir İmparatorluğun Harbiye Nazırı, Orduların Başkumandan Vekili ve bir İmparatorluğun mutlak efendisi değildi. Bu devlet, bir zaman genç bir hürriyet kahramanı ve halkın gözbebeği olarak yükselen ve efsanevî bir şöhrete ulaşan bu genç insanın ve arkadaşlarının sonu gelmez hatalarıyle, evvelâ bir komitacılık idaresine sürüklenmiş ve ardından itildiği dünya harbinde, bütün varliğiyle çöküp gitmişti. Bütün bu işler için arada geçen zaman ise, yalnız on yıldan ibaretti. Enver Paşanm ve arkadaşlarının, arkalarında bıraktıkları bu on yıllık kanlı izin üzerinde, üç milyon (3.000.000) insanın kanı, yahut cesedi yatıyordu.
Bugün Ondokuz Mayıs, Mayısın ondokuzu ! Sen ey Türk istiklôlinin koruyucusu, Sen ey ülkemizin geleceği, Ulusumuzun gözbebeği, Sen ey demirparmaklıklarda barfiks yapan, Ranzalarda parende atan Sportmen ve kahraman Türk Gençliği, Önünde senin bütün Kilit-bahirler açık, Ama herzaman Samsun'a çıkılmaz a, Bu sabah da avluda volta atmağa çık!
Atinalı senenin yalnızca onda üçünü kapalı havada geçiriyordu, buna karşılık Kuzey Almanya sakinleri senenin en az onda sekizinde kasvetli bir göğün altındadır. Henüz antikçağda, günlük güneşlik Hellas'ta bile Atina güneşin gözbebeği diye bilinirdi. Mısır bile o denli berrak bir gökyüzüne sahip değildir. Bu açıdan bakıldığında, loş, kısık, puslu ışığın ve alacakaranlık romantizminin Yunanlının gözünde hiçbir değeri olmadığı anlaşılır. Onların hayaletleri bile gecenin bir vaktinde değil, güneş tam tepedeyken ortaya çıkar; oysa, kora dönmüş öğle sıcağının içinden bir serap gibi çıkagelen o korkunç Empusa'nın -alev alev bir rüya görüntüsüdür bu- bizim gözümüzde ürpertici hiçbir yanı yoktur.
Sayfa 26 - DostKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.