Kafa emekçisi ile aydın, hep karıştırılır. Bu nedenle, üretim faaliyetine ağırlıklı olarak zihinsel emekle katkıda bulunanları, aydın diye tanımlayanlar olmuştur. Bilindiği gibi, insan, hayvanlardan farklı olarak, tasarımlar yaparak (proje) faaliyette bulunur. “Düşüncenin karışmadığı hiçbir insan çabası yoktur.”7
7 Gramsci, age., s.26.
Aydın, üretim sürecine kafa emeğini kiralayarak katılan kafa emekçisi’nden farklıdır. Bir mühendis, bir kimyager, bir doktor kafa emekçisidir; fakat sırf bu meslekleri nedeniyle aydın değildir. Çünkü mühendis ve kimyagerin kimliğini üretim sürecindeki yerleri belirliyor. Onlar, kafa emeklerini patrona ücret veya aylık karşılığında satıyorlar. Aydın’ın kimliğini ise, kafa emeğini satması değil, İDEOLOJİK FAALİYETİ ve SINIF MÜCADELESİNDEKİ İŞLEVİ belirler. Aydın da, bu İDEOLOJİK FAALİYETİ karşılığında bir ücret veya aylık alabilir, geçimini buradan sağlayabilir. ANCAK ONUN ESAS NİTELİĞİ’Nİ BELİRLEYEN, BU ÜCRET VEYA AYLIK İLİŞKİSİ DEĞİL, ÜRETTİĞİ İDEOLOJİNİN sınıfsal karakteridir. Ücretli bir aydın, burjuvazinin ideolojik hegemonyasına katkıda bulunuyorsa, artık ücretli emekçi değil, fakat burjuvadır. Kendisine İDEOLOJİK FAALİYETİ karşılığında verilen değer, emekçilerin ödenmeyen emeğinden ayrılan bir paydır, artıdeğerin bir parçasıdır. Veya bir hekim, hekimliğin ötesinde tiyatro eseri yazıyor veya toplumun İDEOLOJİK HAYATINA katılıyorsa, bu uğraşı hangi sınıf için yaparsa yapsın, aydındır. Politikacılar da, maddi değer üretimine katılmışlar, ancak sınıfların siyasal mücadelesindeki öncü konumlarıyla aydın sınıflamasına girerler.