zaten cennetin yolu çok uzak, oradakiler de öyle mutlu ki, cenneti bırakıp yoksul bir çocuğun başına gelecek değiller ya! Ama annem benim hasta olduğumu öğrendiyse cennetle bile içi sızlamıştır. Ölmezden önce o da çok hasta olmuş da!
Zamanla derin bir uykuya daldı. Bu uyku ancak çekilen acıların dinmesiyle mümkündür. O durgun, derin uyku ki
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Sabahın o sessiz ve soğuk ayazında telaşlı adımlarımla yürüyorum. Ellerimi ısıtmayı düşünüyorum bir ara zira eldivenlerle aramız pek iyi değil.. sonra vazgeçip o küçük sıcaklıktan, soğuğu yaşamı daha çok hissedebilmek adına ellerimi boşlukta dans ettiriyorum. Biraz mavilik alıyor gökyüzünden parmaklarım ve gün ışığının o küçük
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ
Jean Paul Sartre
Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Kâinatta sadece güçlü olanın ayakta kaldığı bir çerçeve, çevre olduğunu söyleyen dünya görüşünün aksine kâinatta sadece yardımlaşan organizmaların hayatta kaldığını
söyleyen bir başka bakış da vardır. Bu bakış bize kâinattaki bütün varlıkların birbirine görünmez merhamet bağlarıyla bağlantılı olduğunu, birimizin iyiliğinin diğerinin de iyiliği olduğunu fısıldıyor. Yani kâinatta birinizin iyiliği ötekinin de iyiliğine yarayabilir. İnsanoğlu birbirine bağımlı bir varlıktır. İnsanoğlu ve nebatat olsun hayvanat olsun tüm mevcudat; birbirinden beslenen, birbirinden imdat isteyen varlıklardır. İşte bize bu görüş diyor ki; kâinatta güçlü olan ayakta kalır önermesi çok doğru değil. Dinozorlar çok güçlüydü ama yok oldular. Demek ki kâinatta yardımlaşmayı becerebilen, birbiriyle çok güzel ekosistemler oluşturan, dolayısıyla birbirine veren ve alabilen organizmalar ayakta kalıyor. İşte bizler galiba bu felsefeye, bu ahlâka, bu diğerkâmlık anlayışına hizmet etmek zorundayız. Yani, insanın insan kurdu olduğu, varlığın varlığa kurt olduğu değil, varlığın varlığa yurt olduğu, insanın insana yurt olduğu bir anlayışa hizmet etmek zorundayız.
Antik Mısır Tanrısı Aton (Aten, Zentuk) ve Aton Dini Hazırlayan: Akhenaton "Aton, uludur, birdir, tektir.
O'ndan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O'dur her varlığı yaratan
Bir ruhtur Aton, görünmeyen bir ruh.
Ta başlangıçta vardı Aton,
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Her şeyi o yarattı
Ezelden beri süregelen varlığı,
Ebediyete kadar