Özgürlük, yalnız kalabilmeye denir. İnsanlardan uzaklaşabiliyorsan, onlara hiçbir muhtaçlığın, paraya ihtiyacın, sürüye uyma iç güdün, aşka, şana, şöhrete hevesin yada merakın yoksa özgürsündür, bunların hepsi sadece yalnızlıktan ve sessizlikten beslenir. Yalnız yaşayamıyorsan, doğuştan kölesin demektir. Ruhen yada zihnen en yüce mertebelere ulaşmış olabilirsin; soylu bir kölesin öyleyse, yada zeki bir uşak, ama özgür değilsin.
Sayfa 355
İnsanın içinde bu türden bir tutku uyanmışsa gerçekten de aklını kaçırmış sayılabilir. Artık doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü gibi şeyler umurunda bile değildir. Kişi görülmez bir gücün emrine girmiştir sanki. Tek bildiği şey artık bir vasıtaya dönüştüğü, kendisinden çok daha kudretli bir şeyin kölesi olduğudur. Üstelik bu kudretin kaynağının cennet mi cehennem mi olduğu da umurunda değildir.
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
“Karın ve dolunun gücünü bulut taşır; gök gürültüsü parlak şimşekten doğar; devlet büyük adamların yüzünden yıkılır; halk farkına varmadan tiranın kölesi olur.”
Sayfa 33 - SolonKitabı yarım bıraktı
Halkla ilişkiler, her zaman gücün garantisi değildir,çünkü halk çift taraflı bir madalyona benzer; halkın lideri de olabilirsiniz kölesi de. Köle olmak durumunda bir kurban ve demagogtan başka bir şey değilsinizdir.
Yar yayınlarıKitabı okudu
Lacan babanın işlevini çok iyi özetler. Baba, çocuğu anneden koparıp alan onu simgesel alana taşıyan, yasayı öğreten kişidir. Babanın eksikliğinde çocuk anneye tabi kalır ve gerçek kaygı burada başlar. Eğer babamız bizi annemizin karında yaşıyormuşçasına bırakırsa bizler korkunun kaygının kölesi oluruz. Siyasette olsun, toplumda olsun diktatörlere boyun eğen bir köle konumundan kendimizi kurtaramayız. Geleceğimizi değiştirme gücüne sahip olamayan, coğrafyayı kendi ellerimizle kader haline getiren nesnelere dönüşürüz.
Sayfa 2 - Düşünbil DergisiKitabı okudu
Vah zavallı bekarlar...
Soğuğuyla, vıcık vıcık çamuruyla, pisliğiyle, uykusuz istasyon şefleriyle, çıngırak sesleriyle, tamirlerle, küfürlerle, arabacılarla, demircilerle, yolda rastlanabilecek her türlü alçaklarla geçen uzun ve sıkıcı bir yoldan sonra, nihayet kendisini karşılayan ışıklarıyla o tanıdık çatıyı gören ve önünde bildik odalar açılan, karşılamaya çıkan insanların sevinç dolu çığlıklarını, çocukların haykırışlarını ve koşuşturmalarını, anılarındaki bütün o hüzünleri silip atma gücüne sahip ateşli öpücüklerle kesilen yatıştırıcı sakin konuşmaları duyan yolcu da mutludur! Sığınacak böyle bir köşesi olan aile babası ne mutludur ve bekârınsa hali ne acıdır!
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
663 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.