Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gül Orhan

232 syf.
·
Puan vermedi
Muazzez İlmiye Çığ; Sümerolog, tarihçi, arkeolog, bilim insanı, fahri doktor, yazar ve daha bir çok ünvânı olan muhteşem bir kadın. 109 yaşında ve hâlâ hayatta, üstelik üretmeye devam ediyor. Hayatını okuduğum en üretken insanlardan birisi. Ankara Dil ve Tarih/Coğrafya’nın ilk öğrencilerinden. Kendisiyle ilgili her ayrıntıyı büyük bir ilgiyle okudum. Kitabın adına yaraşır bir röportaj olmuş, yazarı Büşra Sanay’ı tebrik etmek istiyorum. 109 yaşında konjonktürü bu kadar net değerlendirmesine de ayrıca hayran kaldım. Cumhuriyet kurulduktan sonra yetişen neslin yükü çok fazlaydı çünkü kalkınması gereken bir ülke vardı ellerinde. Muazzez İlmiye Çığ’da üzerine düşeni fazlasıyla ve layıkıyla yerine getirmiş. O dönemin insanlarına bakınca kendimi çok yetersiz görüyorum. Savaştan çıkmış, borç içinde bir ülkeyi kalkındırmak için bireysel olarak ellerinden geleni yapmışlar. Kimse kendi çıkarını ülkenin çıkarının önüne koymamış. Kitabı özellikle kadınlara şiddetle tavsiye etmek istiyorum. Aydın Türk kadınına mükemmel bir örnek Muazzez İlmiye Çığ.
Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?
Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?Muazzez İlmiye Çığ · Tuhaf Yayınları · 2023926 okunma
Reklam
130 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Kitap Artur baz semedo adlı "militarist" bir silah fabrikası çalışanı hakkında. Bu adam zamanla öyle biri haline gelmiş savaş konusunda öyle hissizleşip öyle normalleştirmiş ki kafasında ona dair filmleri izlemek, belgeleri okumak onun için fantastik bir evreni incelemekten farksız hale gelmiş. Bu bana çok yabancı gelmiyor, bazen öyle zamanlar oluyor ki söz konusunun savaş ve insanların ölmesi olduğunu unutabiliyoruz. Artur baz semedo, bir gün Andre Malraux'nun umut adlı filmine rastlıyor ve işte bu noktada bir kırılma noktası yaşıyor. Hemen sonrasında filmin aynı adlı kitabını okuyor ve bulunduğu durumu ve düşüncelerini sorguluyor. Ve aslında içine doğduğu sistemin açıklarını keşfediyor. Silah sanayisinde neden grev olmaz? sorusuna yanıt aramaya başlıyor. Sebebi aslında gayet açık, her seferinde kanlı bir şekilde bastırılmışlar. Bu noktada bir şey beni etkiledi ki, bazı işçiler bu durumu bombaları etkisiz hale getirip içine de "Bu bomba patlamayacak" yazarak protesto etmişler.
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, Tüfekler
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, TüfeklerJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021999 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Saramago'nun ölmeden evvel tamamladığı son romanı. Anlatım tarzı mükemmel. Konusu bir yana kullandığı edebi dil çok hoşuma gitti. Yazarın diğer kitaplarıyla kıyaslarsanız daha az zevk alacağınız bi eser. Kendi içinde değerlendirecek olursanız hikayeyi anlatma biçimi oldukça iyi ve tabiiki de Saramagonun kaleminden izleri de çok kolay ayırt edebilirsiniz. Saramago'nun bu kitaba verdiği önemi de vurgulamak amacıyla, çevirmen Pınar Savaş, kitabın başına şöyle bir not düşmüş; Saramago hastalığı nedeniyle bu kitaba sık sık ara vermek zorunda kalmış ve romanının bir bölümünü hastane yatağında yazmış.Eşinin ifadesine göre, yazarın en büyük korkusu bu kitabı tamamlayamamakmış.Saramago alışılagelmiş dilbilgisi kurallarını reddeden bir yazar, filin yolculuğu'nda da noktalama işareti olarak, sadece nokta ve virgülü kullanmış. kitaba şu ithafla başlamış. "ölmeme izin vermeyen pilar'a " ve güzargahlar kitabı girişine "her zaman bizi bekledikleri yere varırız" diyerek, kitaba başlamış.Saramago seven tüm dostlara tavsiyedir.
Filin Yolculuğu
Filin YolculuğuJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20212,845 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
‘Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.’ ‘Nasıl oluyor da insanı mutlu eden şey, aynı zamanda yıkımının da nedeni olabiliyor?’ Niçin böyle yaratıldıklarını tanrı bilir - ama insanlar, düşlem güçlerini, umursamaz şimdilerine katlanmaktan çok, geçmiş kötülüklerin anılarını çağrıştırmak için böylesine zorlamasalardı, aralarındaki acılar daha ufak olurdu.’ Döneminde birçok kişiyi intihara sürüklediği için Almanya’da okunması yasaklanan Goethe romanı, ‘Genç Werther’in Acıları’ Werther’ in umutsuz aşkı karşısında adım adım yıkıma gidişini, derin ruhsal bunalımını iliklerimize kadar hissettiğimiz, bu sarsıcı, kısacık hikayeyi ana karakter Werther’in dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan öğreniyoruz. Werther, bir gün nişanlı bir kıza aşık oluyor ve bu onun için sonun başlangıcı anlamına geliyor. Biz de bu dramatik ve acı yolculuğa şahit oluyoruz. Tabii hikayeyi, kahramanları ve etkilediği okuyucu kitlesini değerlendirirken yazıldığı dönemin şartlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Hayatının bir döneminde gerçekten aşık olmuş, birine saplanıp kalmış, ne yapsa uzaklaşamamış herkesin Werther’in acısını hissedebileceğini düşünüyorum.
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Kızıl Panda · 2021121,4bin okunma
418 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi - Ahmet Ümit Diğer kitapları gibi, bu da sürükleyici ve eğlenceliydi. Aralarında en favorim değil ama okumak için tavsiye ederim
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,8bin okunma
Reklam
516 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
‘Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi?’ - Masumiyet Müzesi / Orhan Pamuk Kim bilir belki en mutlu anlarımız parmaklarımızın arasından kaydı, belki de sabırla yaşanacakları güzel günleri bekliyorlar. Belki şu an içindeyiz, ama farkında değiliz. Ya da hiçbir zaman gelmeyecek anları beklemedeyiz. Nihayetinde hikayede gördüğümüz gibi, mutluluk bir varış noktası değil, arada bir baş gösteren, içindeyken kıymeti bilinmeyen bir duygu hali... Acılı, takıntılı aşk hikayelerine oldum olası zaafım var benim. Aşkın hastalıklı, karanlık tarafının, ‘onsuz nefes alamıyorum’ halinin romanı Masumiyet Müzesi, beni derinden etkiledi.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,5bin okunma
266 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Huxley'nin hedonistik bir toplumu ele aldığı distopyası 'Cesur Yeni Dünya' Kitapta sık sık Shakespeare referansları yer alıyor. Kitabın ismi de Shakespeare'in Tempest adlı oyunundan geliyor. Bu yeni dünya, sonsuz mutluluk vadediyor. Acı yok, keder yok, varoluşsal sancılar yok. Kimse hiçbir şeyi sorgulamıyor. Herkes yaptığı işi seviyor, herkes her an mutlu. İnsanlar tesislerde üretiliyor ve her sınıftan insan yaşadığı koşulları memnuniyetle kabul edecek şekilde koşullandırılıyor. Haz ve mutluluk en büyük gaye. Bu uğurda, aile kavramı, sanat, din, felsefe, edebiyat, aşk, tutku, acı veren her duygu ve düşünce gibi insanı insan yapan pek çok şeyden vazgeçiliyor. Uzaktan bakınca, bu kadar haz, yalnızca ütopik bir dünyada var olabilir diye düşünülse de gerçeklerin ne kadar farklı olduğunu roman boyunca görüyoruz. Socrates 'Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.’ der. Mutlak hedefin, yapay bir mutluluk ve kapitalizmin sonsuz tüketim döngüsünü devam ettirmek olduğu bir toplumda sorgulamanın pek de anlamı kalmıyor tabii. Peki bu yeni dünyadaki sorgulanmayan hayatlar, yaşanmaya değer mi? Bu düşüncenin hayali bile içimi sıkmaya yetiyor. Kitabı bitirdiğimde, tüm iniş ve çıkışları, tüm dalgalı duyguları, mutsuz olma özgürlüğü ve sınırsız yaratıcılık imkanı ile yaşadığım dünyaya bir kez daha şükrediyorum. Ek not: Bence kitaptaki en anlamlı bölüm, Mustafa Mond ile vahşi John arasında geçen konuşmalardı. Müthiş bir öngörüye sahip bu sarsıcı distopyanın 1931 yılında yazılmış olması insanı gerçekten şaşırtıyor.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,5bin okunma
488 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Arachnoid Mater, Pia Mater’in devam kitabı niteliğinde. Seri hakkındaki yorumlarımı Pia Mater paylaşımımdan okuyabilirsiniz. Yine bilimsel bilgilerin öykünün içine yedirildiği bir nöroroman ile seri devam ediyor. Ben bu kitabı bitirdiğim sırada yazar serinin üçüncü ve son kitabı Dura Mater’i tamamladığının haberini verdi.
Arachnoid Mater
Arachnoid MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20207,9bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
“Kaderimiz aslında doğduğumuz evlerde yazılır. Yine o evlerde yaralanır, o yaralarla büyür, sonunda o yaraların bizi götürdüğü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda değildir.” - Dr. Gülseren Budayıcıoğlu Cocukluk travmalarının şekillendirdiği hüzünlü hayatlar ile ilgili, kolay okunan harika bir roman
Camdaki Kız
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,4bin okunma
330 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“İnsan her şeyi unutarak yaşayabilir ama her şeyi hatırlayarak yaşayamaz.” (Kardeşimin Hikayesi). Tüm Zülfü Livaneli kitapları gibi bir çırpıda okunan, keyifli, sürükleyici, tavsiye edebileceğim bir öykü. Okulda çoğunlukla, dünyaca ünlü Batı, Rus Edebiyatı eserlerinin yanında, eski Türk edebiyatı klasikleri okutulmuştu. Sonrasında şehir dışında yaşadığım yıllarda, daha çok yabancı eserler dünyasına daldığım için, yakın tarihin popüler Türk eserleri konusunda epey geride kaldım. Herkes tarafından bilinen, sevilen, kitapların birçoğunu okumadım. Bu dönemde onlara ağırlık vermeye karar verdim.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,6bin okunma
Reklam
398 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ayşe Kulin’in Adı:Aylin’i Bir dönemin en popüler eserlerinden biri. Akıcı, sürükleyici, bir çırpıda okunan, fırtınalı bir gerçek hayat öyküsü. Aylin, çok zeki, çok başarılı, aklına koyduğunu yapan, sıkılgan, fevri, güzel, etkileyici gibi birçok sıfata sahip. Prenseslikten, doktorluğa, Amerikan ordusundaki görevinden, evliliklerine, yaşadığı aşklara, tedavi ettiği hastalarına kadar, renkli hayatına misafir olmak bana zevk verdi. Başarıları, tutarsızlıkları, hataları, tutkuları ile onun kısa ama çok şey sığdırdığı yaşamı, birşeyler değiştirmek için hiçbir zaman geç olmadığının kanıtı gibi. Okumayanlara kesinlike tavsiye ederim.
Adı: Aylin
Adı: AylinAyşe Kulin · Everest Yayınları · 201919,7bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
''Tam tersi sanılır ama zaten hayatta normal olan huzursuzluk durumudur, huzur ise çok ender yakalanan geçici anlardır olsa olsa ..'' - Zülfü Livaneli Elime aldığım gibi, hiç bırakmadan aynı gün bitirdim. Çok etkilendim, hüzünlendim.. Dünyanın tüm kötülüklerini biz insanlar yaratıyoruz aslında ... Ne acımasızız, ne korkunç yaratıklarız... Mültecilere yaşatılan insanlik ayıbı, Ortadoğu'nun kanayan yarası, sadece tüketime adanmış boş hayatların anlamsızlığı.. Bu kitabı okuyup da kalbi acımayan, kendini sorgulamayan var mıdır? Şiddetle tavsiye ederim. Zülfü Livaneli yine, yeniden harikalar yaratmış️
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,8bin okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk Herkes aslında kendi hikayesinin başkahramanı olarak kaderinin senaryosunu yaşıyor fikrini hatırlatan kitap. Kanımca kesinlikle Orhan Pamuk’un en iyi eserlerinden biri değil, ama akıcı diliyle kolay okunan, ve özellikle Oedipus tragedyası ve benzeri efsaneleri sevenlerin ilgilenebileceği bir kitap.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,5bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
‘Dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.’ ⠀⠀ ⠀⠀ Zweig hiçliğe hapsolma, hiçlik ile yaşama temasını o kadar güzel işlemiş ki, okurken kafamda canlandırdıkça sanki ben yaşıyormuşum gibi bunaldım. Böyle bir durumda, yavaş yavaş aklımı kaybederken, ben ne yapardım diye kendimi sorguladım. ⠀⠀ ⠀⠀ Bu öyküde olduğu gibi, Zweig’ın kendi hayatı da Nazi faşizmi tarafından şekillenmiştir. Ülkesinden kaçmak zorunda kalarak Brezilya’ya yerleşmiş, bu öyküyü bitirdikten kısa bir süre sonra da intihar etmiştir.⠀⠀ ⠀⠀ Belki kendi ömrü bir psikolojik savaş ve buhran içinde geçtiğinden de dolayı, bu konudaki psikolojik analiz, gözlem ve betimlemeleri harikadır.. Öyküleri akar, gider.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
⁣'Sana, beni asla tanımamış olan sana' ⠀ şeklinde başlıyor hayat boyu süren karşılıksız aşkın mektubu...⠀ ⠀ ⁣'Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?' diye sorguluyor bu iç burkan aşk hikayesinin gizli kahramanı. ⠀ Küçük bir kız çocuğunun saplantılı aşkı ve bunun, hayatını getirdiği nokta Zweig'in bu kısacık ve oldukça dokunaklı öyküsünde muhteşem bir şekilde anlatılıyor.⠀ ⠀ Bana saplantıların gücünü, hayatımıza yön veren tesadüfleri ve onların nasıl da tüm hayatlarımızı, arzu, hayal ve geleceğimizi şekillendirebildiğini düşündürüyor. Karşılıksız aşk hikayelerine zaafı olan benim için çok etkileyici, çok güçlü bir öykü. Tüm Zweig öyküleri gibi ‘Bilinmeyen bir Kadının Mektubu’ da bir şaheser.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,5bin okunma
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.