Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Yeşil Kiraz benim için çok önemli bir kitaptır. Kiraz'ın yaşında okudum kitabı ilk. Hâliyle belli bir bölümünü karşılaştırarak okumuştum kendi hayatımla. Bu ilk kitaba dair hatırladığım en önemli şey Kiraz'ın ailesinden utanmasıydı. Asla anlayamadığım bir davranıştı çünkü. Ben hayatım boyunca babamın annemin çalışması ile gurur duydum,
Çehov'un 6 kısa öyküsünü barındıran bir eser. Kıssadan hisse tarzında basit sayılabilecek öyküler yer alıyor. Bizdeki Gülten Dayıoğlu eserleri daha doyurucu diyebilirim.
·
Puan vermedi
Benim ortaokulda iken 5-6. Sınıfta türkçe ögretmenimizin okumamızı istediği bir kitaptı beni derinden etjilemişti Ozaman "Neden bizden böyle bir kitabi okummızı istedi "diye düşünmüştüm ama susn bile aklımda olduğun göre beni bayaa bi derinden etkilemiş
Fadiş, Gülten Dayıoğlu'nun yazdığı, ilk baskısı 1971 yılında yapılan çocuk romanı. Türkiye'de üç neslin ortak olarak okuduğu ve çocuk edebiyatı klasiği olarak değerlendirilen bir eserdir. Fedakâr bir anne ile sorumsuz, bencil ve sevgisiz bir babanın kızı olan Fadiş adlı kız çocuğunun yaşamını konu edinir.
FADİŞ
GÜLTEN DAYIOĞLU
Yazar Fadiş’in ailesinin geçmişini anlatarak başlıyor kitaba. Fadi,ş doğunca, babası, kızını ve annesini terk ediyor. Fadiş ve Cemile evlere gündeliğe gidiyor. Kazım Bey yıllar sonra ortaya çıkıyor. Başka bir kadınla evlenmek istiyor. Cemile’nin boşanmayı kabul etmesi için kızını annesinden kaçırıyor. Ana kız yıllarca hasret çekiyor. Cemile kızını bir süre sonra kazımın teyzesinde buluyor. Fakat ona bakacak gücü olmadığı için aylık karşılığı Hafize nineye veriyor. Bu sırada Cemile iş buluyor. Hafize nine Fadiş’ e çok iyi bakıyor. Kazım Bey Fadiş’,i buradan da kaçırıyor. Abisinin yanında kalıyorlar. Babası Fadiş’e annenle boşanınca kimde kalmak istersin diye sorunca Fadiş annesini seçince kızını hırpalıyor. Bir süre sonra Cemile kızının adresini buluyor. Fakat gündeliğe gittiği evlerde kızını istemedikleri için aylık karşılığı teyzesinin kızına çocuğu veriyor. Burada ailenin çocuğu Hasan ile arkadaş oluyorlar. Fadiş, beni buradan da alıp getirecekler kaygısıyla yaşıyor. Teyzesi, Fadişe ibadetleri öğretiyor. Birlikte namaz kılıp, oruç tutuyorlar. Fadiş okula başlayıp, okuma yazma öğreniyor. Hasan’la okula gidiyorlar. Cemile’nin çalıştığı evdeki paşa Fadiş’i yatılı okula gönderiyor.
Öksüz ve yetim 4 kardeşin hayatını anlatıyor. Ayrılmışlardı kavuşmaları bir duygu selinde anlatılıyor. Güzel bir köy havasında doğal bir üslüpla yazılmış
Gülten Dayıoğlunu çok ama çok severim. Canım Fadişimi de çok sevdim. Kemalettin Tuğcu kitabı okuyor gibi hissettim. Çocukluk travmam depreşmedi desem yalan olur. :D Kitaba gelecek olursak ,çocuklar okumalı evet ama çocuklardan ziyade daha çok anne-babalar, özellikle dağılmış aileler okumalı. "Arada olan çocuklara oluyor"u bizzat okuyorsunuz.Ayrıca herkes gibi babasına çok kızdım ama annesine de bir o kadar kızdım. Sebebini kitabı okuyunca anlayacaksınız. Kitap bittikten sonra çocuk kitabına da ağlamazsın bee diyorsunuz.... Hoşça kal canım Fadişim.
İncelenmeli ve okunmali
Derleme bir kitap, onalti Türk yazarın otobiyografik ya da kurmaca kısa hikayelerinden oluşuyor. Tüm hikayeler yazarların gençlik yılları belki de yazar olma hikayeleri ile ilgili. Az okunmasına ve hic inceleme olmamasına şaşırdım. Belki de kitap tanıtımında içinde hikayeleri olan yazarlar belirtilmeli idi. Bu nedenle yazarların isimlerini alfabetik olarak paylaşıyorum.
Banu Özyürek
Buket Uzuner
Deniz Poyraz
Fatih Altınöz
Gülten Dayıoğlu
Kerem Eksen
M. Zaman Saçlıoglu
Mıgırdiç Margosyan
Mine Söğüt
Tuğba Doğan
Yiğit Bener
Zeynep Uzunbay
Bildiğiniz okuduğunuz yazarların, yazar olma hikayelerini okumak ya da yeni yazarlar tanımak için faydalı bir kitap olmuş. Okunmasını tavsiye edebileceğim bir kitap.
Yazardan okuduğum ilk eser, çocuk edebiyatı dersinde tanıdığım ve okul kütüphanesinde tanıştığım bu kitap oldu. İçerisinde kısa ama çok fazla öykü var. Kitabın ilk bölümü Suna’nın serçelerini anlatıyor. İkinci bölümde Öykü Demeti başlığı altında farklı öyküler yer alıyor. Öykülerin bir kısmını sevemedim. İfadelerin çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum. Yazıldığı dönemi düşünürsek çok da bir şey diyemiyorum açıkçası..
Genel olarak güzel bir kitaptı.
Vini Vidi
Muhtemelen en sağlıklı yol olmasa da kitaplar benim için biriyle tanışma araçları oluyor. Özellikle kurgu olmayanlara işaret ederek böyle yazıyorum.
Bu eseri de Gülten Dayıoğlu'nu hep duyan işiten biri olarak kendisiyle tanışma isteğimin bir sonucu olarak okudum. Belki tanışmak için pek doğru bir eser olmadı.
Dayıoğlu, kitabını daha çok
Hayatta nefret ettiğim bir insan tipi varsa o da üstüne vazife olmadığı halde başkalarının hayatına karışan , söz hakkı olduğunu sanan insanlardır. Kitabın kapağını böyle bir öfkeyle kapattım. Bu ne bencillik . Nasıl bir kibir bir insanı başka birinin hayatı üzerinde böyle hükümran hissettirebilir. Aklima kibirden başka bir kelime gelmedi. Feten ve kardeşlerinin hikayesinde onların aile yaşamına burnunu sokan, ayıran herkesten nefret ettim. Nice hayatlar böyle söndürülmüştür düşündükçe delirdim...
Dört Kardeştiler Gülten Dayıoğlu'nun en sevdiğim kitaplarından biri. Ölümsüz Ece, Fadiş ve Parbat Dağı'nın Esrarı ile birlikte. Ama bu kitabı diğerlerinden ayıran özelliği daha ağır bir 'psikolojik vaka' olması. Ben böyle ağır bir şey yaşamadım ama ömrümde tek bir yaz ailemden ayrı kaldım çocukken, hiç geçmedi psikolojisi. Feten dayak yedi, aşağılandı , bir sürü zorluk yaşadı ama kardeşlerine olan sevgisi onu ayakta tuttu. Gerçek sevgi hayat bağıdır. Bunu biliyorum. Gülten Dayıoğlu'nun her kitabı diyemem ama 'bu' kitabı diyebilirim...
Gülten Dayıoğlu'nun yüzler ve sözler kitabını ne zaman elime alsam büyük bir merak ile okudum ve çok beğendim benim için güzel bir değişiklik oldu ve kitap ta ki her anlatı olaylarını severek aynı zamanda büyük bir istekle okudum yazara başarılarının devamını dilerim
Gülten Dayıoğlu'nun kitaplarını zamanında okumuşumdur ama bunun kadar ağzımda acı, kötü bir tat bırakmamıştı diğerleri. !spoiler içerir! Kitap toplumdaki yüksek sınıf ve düşük sınıfın arasındaki uçurumu, yine ailesi kapıcı olan bir kızın toplumda o yüksek sınıf insanların arasına girme isteğini ve bunun nelere yol açtığını anlatıyor. Bence konu seçimi oldukça güzel, üzerinde çok şey yazılabilir. Binevi Kiraz kızımız parlak bir öğrenciyken toplumun "Edepsiz" olarak adlandıracağı türden birine dönüşüyor. Hani küçüklüğünün yavaş yavaş yok oluşunu, kadın olmasını ve ailesiyle cebelleşmesini okuyoruz. Beni kıl eden taraf ise Kiraz'ın sevgilisi Özgür'ün onun bakire olmadığını sanıp ona fahişeymiş gibi muamele göstermesi, bunun sonucunda da Kiraz'ın onunla ilişkiye girmesi. Sonrasında kürtaj falan da oluyor hatta. Çok rahatsız ediciydi konunun işleniş şekli. Bir süre düşündüm ve sonra şu kanıya vardım. Kitabın zaten rahatsız edici ve tiksinç olması gerekli böyle bir konuyu okuyucuya iyi anlatabilmek için o rezil olayları aynı çıplaklığıyla konuşmak lazım. İliklerinize kadar hissediyorsunuz Kiraz'ın ailesinin kafa yapısını, Özgür denen çocuğun aptal düşünce yapısını ve en önemlisi yaşadığınız toplumdan izler buluyorsunuz. İşte iyice sinirlerinizin gerildiği kısım tam da burası, kitap çevrenizde ya yaşamış ya da yaşayabilmeniz muhtemel olayları sürekli yüzünüze yüzünüze sokuyor. Kitabı sanırım iyi bir eser yapan da bu, sizi rahatsız ederek sorgulamanızı ve bir şeyler öğrenmenizi sağlıyor. Umarım daha nice Kirazlar mutlu olurlar. :(