- Ancak kıyamet koptuktan sonra dünyayı sarabilecek bu kalın sessizliğin içinde bir gülüş duydum.
...
Hıçkırığa benziyor desem değil... Dünyaya küskün zamanlarda güleriz ya... İnsanlardan umut kestiğimizde...
Səni başqa qadınlardan fərqləndirən bir sıra şeylərin ən birincisi bu cür gülməyindi.And olsun o gülüşə ki, mən bunu heç kimdə görməmişəm və səndən ayrıldığım bu müddətdə heç görmədim də...
Canı tene aşılayan ne varsa
Yaşama sevinci adına
Düş gibi gülüş gibi aydınlık
Yazdan ılık yelden hafif yumuşak
Bir acemi öpüş gibi buluttan ak
Ne varsa bir bir
Tadı mutluluğa benzer
Akıp gitti akan ömrümle beraber
İnsanın, hayatta güç alabileceği manevi kaynaklarının olması ne güzel. Çok şeye gerek duymuyor insan zor anlarda. Bir bakış, bir gülüş, bir söz; sadece bir an ve yüreğe işleyen o anın büyülü sonsuzluğu! Ama insanca ve içten. O bir an yetiyor her şeye.
yüzün belki uzak bir gül, belki bir dağ kuytusu
çekip gitmek birdenbire,
belki pişman bir gülüş,
başını kaldır biraz, yüzünü yıldızlara göm
dur yıkılmış köprülerde,
bütün renkleri kullan!
bin yıl öncesi de bir kadın
ceylanların yıldızlı sulara değdiği saatlerde
bıçağın kemiğe değdiği saatlerde
en yangın yüzüyle yaslanıp yalnızlığına
bir gelip bir giden umutlarına
aşkına eşkıya tenhalığına
uzak gece nehirlerine
ay doğuyor
ay doğuyor
aya bak
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür bir kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Gülümsememin önüne geçemiyorum. Bazen gülüş gırtlağımda düğümleniyor. Eninde sonunda hiç kimse benim rahatsızlığımın ne olduğunu anlamadı. Herkes aldandı!
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah,
gülüş kurşun olamaz mı?
HAMM: Clov!
CLOV: (Bıkkın) Ne var?
HAMM: (Sinirli) Yoksa biz... biz.... bir şey mi ifade etmeye başlıyoruz?
CLOV: İfade etmek, ha? Biz, ifade etmek! (Kısa bir gülüş) Bu güzel işte!
HAMM: Merak ediyorum. Yeryüzüne dönen akıllı bir varlık bizi inceledikçe bazı düşüncelere kapılmaz mı acaba? (Akıllı varlığın sesini taklit ederek) "Ah evet, ne olduğunu şimdi anlıyorum... evet, şimdi ne yaptıklarını anlıyorum!"
Hatta, oraya kadar gitmeden, biz kendimiz... (Heyecanlı) biz kendimiz... zaman zaman... (Ateşli) Belki de bütün bunların boşa gitmemiş olacağını düşünmek!
Bir insan yüzüne doğuştan gelip oturmuş gülüş, üzülüş, düşünüş gibi şeylerin hiç uçmaması lazım. Uçtu muydu, sanki kişi ölmüştür. Yalnız ölünün yüzünde mana yoktur.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bir fısıltı olarak geçtim bu dünyadan ben
Bir çığlık olarak, bir gülüş
Bir kahkaha olarak geçtim
Tükettim ömrümün bütün sözcüklerini
Ama ışıldattım onları önceden
Ve hepsini kardeşimmiş, çocuğummuş gibi sevdim
Yâdında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin, gülerdi âlem
Bir öyle ömür geçir ki, olsun
Mevtin sana hande, halka matem.
(mevt, ölüm; hande, gülüş)
#FreePalestine