Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gümrük Birliği Anlaşması
Aday önce tam üye olur, AB masalarında yerini alır, yetkilerle donanır; ondan sonra da Gümrük Birliği’ne zamanla dahil olur. Yani medeni nikâh (tam üyelik) olmadan, haklar ve yükümlülükler oluşmaz. Türkiye için bütün mekanizmalar özellikle değiştirildi. Hiçbir yetkisi olmayan ama dünya kadar tek yanlı yükümlülüğü bulunan bir ülke durumuna sokulduk.
Kırmızı KediKitabı okudu
Turne, satışın bozulmasıdır. Birçok turne nedeni vardır. Bunların çoğu müşterinin ülkesine döndüğü zaman yaptırdığı ekspertiz kaynaklıdır. On bin yumoşa aldığı bir yüzüğe, yaşadığı kentin en saygın kuyumcusu iki bin yumoş değer biçtiğinde meterlendiğini anlayan müşteri malı iade edip tramını almak için elinden geleni yapar. Ancak zararı daha da büyür çünkü Türkiye'yle yapılan telefon konuşmaları pahalıdır. Mal asla geri alınmaz ve tram asla iade edilmez. Ancak taksitli satışlarda turne büyük sorundur. Müşteri, değerinin beşte birini ödediği malla birlikte ülkesine dönmüş ve mal değeri hakkındaki gerçeği öğrenmiştir. Hiçbir taksidi ödemeyeceğini belirtir ve satışı yapmış olan tezgâhtar, ikinci bir tezgâh atmak zorunda kalır. Bazen tehdit, bazen indirim, bazen de acındırma işe yarar. Ulaşması, semt kuyumcusundan çok daha zor ve pahalı olduğu için gemoloji enstitüsü ekspertizi istenir. Malın üzerindeki her taşın sökülüp ayrı ayrı incelenmesi gerektiği söylenerek müşterinin aklı karıştırılır. Center'larda turne departmanları vardır. Telefonda konuşma ve Avrupa gümrük kanunlarında uzmanlaşmış, eski tezgâhtarlar yıllık turne oranını düşürmeye çalışır. En kaprisli müşteriyi, malı gümrükten kaçak geçirdiğini söyleyip polise ihbar etmekle tehdit ederler ve konu kapanır. Oysa malı satın alırken malın gümrükte deklare edilmemesi gerektiği, çünkü Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bir gümrük anlaşması olduğu belirtilmiştir. Turrneciler, tezgâhtarların yüzeye çıkan leşlerini tekrar gömenlerdir.
Sayfa 86 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
25 üyeye ulaşmış olan AB, ikinci dalga genişleme ile katılacak aday ülkelerin eklenmesiyle kıt‘asal bir jeopolitiğe erişecektir. AB nihaî büyüklüğüne ulaştığında 10.400.000 km2 olan Avrupa’nın yaklaşık %70’i AB üyesi olmuş olacaktır. Bu son genişleme ile AB, dünyanın dördüncü büyük coğrafyasına sahip coğrafî bütünlüğü hâline gelecektir. Bu
Gümrük Birliği Anlaşması
Gümrük Birliği öyle bir anlaşma ki, şaşırıp kalırsınız: Fransa; Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ile ikili anlaşmalar yapıyor. Türkiye ise Gümrük Birliği nedeniyle yapamıyor! Bu sebeple, Fransa'daki ithalatçı, Çin malını Türkiye'ye ihraç ediyor. Biz ise, Çin'e mal satarken yüksek gümrükler ödüyoruz, onların malları AB üzerinden geldiği için gümrüksüz giriyor! Nasıl? Yetmiyor. 2017 yazında Alman Başbakan Merkel, "Türkiye ile Gümrük Birliği'ni genişletme çalışmalarını şu an için takip etmeyi düşünmüyoruz" diye fırça atıyor
174 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Karakoç'un Çıkış yolu serisinin son kitabı. Diriliş partisi adına yaptığı dört meydan konuşmasından yani mitinginden oluşuyor. Miting dediğime bakmayın, manifesto gibi meydan konuşmaları. Katılanlar ise 1000 kişiyi geçmiyor. Bizim milletimiz tabi alışkın değil böyle konuşmalara istiyor ki şimdiki siyasiler gibi atıp tutsunlar, bağırıp cağırsınlar. Peki Sezai Karakoç ne yapmış? Gecmisten günümüze ve geleceğe bir ufuk çizmiş. Yol göstermiş. Konuşmalardan ilki 1991'de Bursa'da, ikincisi yine 91'de Adapazarı'nda, üçüncüsü 1995'te Pendik'te ve sonuncusu da 1995'te Eskişehir Odunpazarı'nda. Konuşmalarda daha çok o dönem gündemde olan Gümrük Birliği anlaşması ve Avrupa Birliğine girme çalışmaları. Sezai Karakoç da bu konuda fikirlerini ifade ediyor. Dönemin siyasilerini, partilerini de sık sık eleştiriyor. Aslında gelecekteki partileri de öngörüp eleştiriyor. Öngörülerinde de çok haklı çıkmış görülüyor.
Çıkış Yolu 3
Çıkış Yolu 3Sezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 201395 okunma
- 25 üyeye ulaşmış olan AB, ikinci dalga genişleme ile katılacak aday ülkelerin eklenmesiyle kıt‘asal bir jeopolitiğe erişecektir. AB nihaî büyüklüğüne ulaştığında 10.400.000 km2 olan Avrupa’nın yaklaşık %70’i AB üyesi olmuş olacaktır. Bu son genişleme ile AB, dünyanın dördüncü büyük coğrafyasına sahip coğrafî bütünlüğü hâline gelecektir. Bu
Reklam
410 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Türkiye’de Ordu Ve Siyaset William Hale Generallerin gücü yalnızca anayasal düzenlemelere ya da MGK’da ki sayısal temsillerine değil, halktan gördükleri saygıya ve dolayısıyla politikacıların onları ne derece ciddiye aldığına bağlıydı. Machiavelli, “Türk ile sultan dışında bütün prenslerin, askerlerden çok halkı hoşnut etmeleri gerekiyor, çünkü
Türkiye'de Ordu ve Siyaset
Türkiye'de Ordu ve SiyasetWilliam Hale · Alfa Yayıncılık · 201437 okunma
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
YUŞÇENKO BATI’YA YÖNELDİ Yuşçenko iktidarı, Ukrayna’nın dış politik yönelimlerinde ciddi dönüşümler getirmiş, bu yeni ortam ABD’nin özellikle NATO aracılığıyla bölgeye daha fazla yerleşmesi için uygun zemin yaratmıştır. Ancak ABD’nin Rusya Federasyonu’nun çevrelenmesi yönünde attığı her adımın Rusya Federasyonu tarafından dirençle karşılanması
KÖTÜ DEJAVU
1997'de yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması ise 1838 Balta Limanı serbest ticaret Anlaşması ndan daha kötü şartlarda olup değişen mudur
Reklam
israil'in türkiye'ye katkısı
Türkiye'nin İsrail'le kurduğu antanttan elde ettiği en önemli siyasi çıkar, Amerika Birleşik Devletleri'yle ilişkilerini sağlamlaştırmasıdır. Washington'daki güçlü İsrail taraftarı lobi, Türkiye'yi eleştiren Ermeni taraftarı lobilerin ve diğer baskı gruplarının etkisini azaltarak Türkiye'nin yardımina koşmuştu. Bir kayda göre, kongredeki İsrail lobisi, Kürt meselesi ve insan hakları konularında Türkiye'ye yöneltilen eleştirileri yumuşatmış ve Rus yapımı S-300 füzelerinin Güney Kıbrıs'a yerleştirilmesi konusunda Türkiye'nin verdiği mücadeleye yardımcı olmuştu. Bundan başka Azeri-Ermeni sürtüşmesi meselesinde ABD'nin fikrini Azerbaycan lehine (dolaylı olarak Türkiye) değiştirmesine yardımcı olmuştu. İsrail'in Avrupa üzerindeki etkisi nispeten daha zayıf olsa da, Şimon Peres'in Sosyalist Enternasyonel'de bulunan Avrupalı arkadaşlarını, Türkiye-AB Gümrük Birliği Anlaşması'na yaptıkları itirazlardan vazgeçmeye ikna etmekte nüfuz sahibi olduğu söyleniyordu. Dolayısıyla Türkiye, İsrail taraftan tutumunu sürdürerek, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da bulunmayan Türk taraftarı lobilerin açığını kapatmış oluyordu.
Sayfa 322 - şubat 1996/ israil-iran askeri eğitim ve işbirliği ant. sonrasıKitabı okudu
1995 Gümrük Birliği Anlaşmasının Şartları ...
1) KIBRIS MESELESİNİ ÇÖZÜN 2) KÜRT MESELESİNİ ÇÖZÜN Türkiye 1980'lerin başlarından itibaren liberal ihracat rejimini uygulamaya başladığı ve Batı Avrupa sanayileriyle rekabet edemeyeceklerini düşünen işadamları artık bunun tam tersine inandıkları için, menkullerin serbest dolaşımı kapsamında gümrük birliğinin oluşturulması eskisinden daha kolaydı. Bu sebeple, 6 Mart 1995'te Ortaklık Konseyi'nin Brüksel'de yaptığı toplantıda gümrük birliği anlaşması imzalandı. Türkiye'de yasal vergi değişikliklerinin yapılmasının ardından, anlaşmanın 1996 yılında yürürlüğe girmesi bekleniyordu. Ama anlaşmaya iki önemli siyasi şart eklenmişti. Bunlardan birincisi, Yunanistan'ın itirazlarına çare bulmak amacıyla, 1998 Maastricht Antlaşması'na getirilecek değişiklikleri tartışacak olan hükümetler arası Konferans'ın sona ermesini takiben altı ay içinde, AB'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Rum Hükümetiyle ortaklık görüşmelerine başlamaya karar vermesiydi. Bu karar Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs'la ilişkilerine bir müddet devam edecek olan sorunlar getirmişti. ikinci engel, gümrük birliği anlaşmasının Strazburg'da bulunan Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekliliğiydi. Bu daha önemli bir problemdi çünkü gümrük birliği ekonomik bir anlaşma olduğu ve AB Türkiye'yle derhal ortaklık pazarlıklarına başlamak zorunda kalmayacağı halde, Parlamento'nun aldığı son birkaç karar, Türkiye'deki insan hakları rejiminin ve hükümetin Kürt meselesini ele alış biçiminin Parlamentonun vereceği kararları etkilediğini göstermişti.
Sayfa 250 - MOZAİK YAYINLARI
oktay sinanoğlu
AB Komasında Bir Ülke Önce aç bıraktılar. Sonra ayarlı basın-yayının kontörlü Avrupa düdükleri halkın üstüne tufan gibi beyin yıkayıcı sağanaklar yağdırdı: “AB de AB” dediler. Meş’um bir koro; Hıristiyan cenaze marşları gibi nağmeler. Bu koroya, uzun yıllar, her fırkadan ayarlı tepe takımları katıldı. Sahte (aslında Batı’ya peşkeş çekme işlerinin yüzdecileri) “sanayiciler”, “iş” adamları, onların devlet üstünde devlet kuruluşları, sahte iktisat profesörleri de eksik olmadı. “İllâ da AB’ye gireceğiz. Onun için…” diyerek bizi AB Gümrük Birliği’ne soktular. 80 milyar, 200 milyar dolarlık kazıklar yedik; yemeğe devam ediyoruz. Üçüncü ülkelerle, örneğin komşularımızla ticaret yapmamız bile AB’nin iznine tâbi. Gümrük Birliği anlaşması izin vermiyor. İnsan kendi elini kolunu bu kadar bağlayabilir. Ama bu insan müsveddeleri halkın elini kolunu bağlıyorlar. Her hâlde o zaman bilmiyorlardı ki “küresel kraliyetçiler” kendi kuklalarını kendileri harcar. Çünkü “kuklacılık sanatı” veya “kuklacılık bilimi”nin birinci kanununa (!) göre bir süre sonra kukla kendini sahici zannetmeye başlar (Pinokyo masalındaki gibi); onun için kuklaların harcanıp yerine yenilerinin oturtulması vâciptir. Ayrıca, bir süre sonra kuklaların maskeleri eskir; halk foyalarını sezmeğe başlar. İşte o zaman yeni kuklalar gerekir.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.