Bana kalırsa kar bir kitaba yakışan en güzel fon müziği...
Güne karla uyanmayalı uzun zaman olmuştu. ❄️☃️
Günaydın.
Laterna
Seni sevişim Frankfurttaydı,
Laternaydı
hep aynı şarkıyı çalardı.
kırmızı bir mumdun şamdanına yakışan
hayata benzeyen bir yanın vardı
zümrüt kakmalı hançerimi elimden alan.
sanırım karanlık bir kömürlükte
güneşli bir sabahtın. içime dokunan
bir halin vardı ölüme benzeyen
gözlerimin buğusuna yazamadığın
adın vardı. rutubet kokusuna
(Sf. 95 - 96)Kitabı okudu
Atın beni kafein denizlerine
Ben zaten o kuş apartmanın çatısına nasıl çıkmış diye şaşırdığım o üç saniyede anlamıştım uykusuzluğun öldürmeyip süründüren bişey olduğunu.
Şimdi akıllarda tek bir soru: Hiçe yakın uyuyup sabah olunca yeni güne başlamış sayılıyor muyuz yoksa bi önceki günden devam mı ediyoruz, nasıl oluyo bu işler?
Ve ayrıca uyku neydi? Uyku emekti. Yoksa sevgi miydi o? Uyku sevgi miydi? Uyuduktan sonra mı uyanılıyordu yoksa hiç uyumadan mı günaydın deniyordu? Ve evet moda, insanın kendine yakışan uykuyu uyumasıdır.
Günaydın...
Sakla yamalarını kalbim...
Kendini bıçak gibi ışıyan
Yeni güne bağışla...
Yürü, arkana bakma;
Ama umursa.
Bazen anılara en çok yakışan elbise
Birkaç damla gözyaşıdır, unutma...
Yılmaz Odabaşı
İnsana ve Hayata Dair 2 Zweig Öyküsü: Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
En küçük duygu değişimlerini, günlük hayatın içindeki minik detayları, birçok insan için basit ve sıradan olan ufak olayları sayfalar boyunca en ince ayrıntısına dek tasvir eden, "insan sarrafı" deyimine en çok yakışan yazarlardan biri 
Stefan Zweig ve artık herkesin bildiği üzere, kısa öykü ve novella türlerinin ustası.
Dünya tarihinin en
Sakla Yamalarını Kalbim
Ne gül,
ne yarın!
Gül, küle karılmış günlerin tortusunda.
Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.
Sakla yamalarını kalbim...
İnsanlar büyüdükçe günler kısalır;
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar.
sakla yamalarını kalbim...
kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü,arkana bakma, ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma...
Sayfa 68 - Alkım YayınlarıKitabı okudu
Bir anlamı olmalı bu gidişlerin
Öyle bırakıp gitmesi değil elbet
Üstüne kaç mevsim kışa döndü
Semt pazarlarında kilo kilo satıldı yalnızlıklarım
Acelen mi vardı
Kalktın göçtün diyarlara
Bulutun akıttığı yağmurundan haberi mi olur
Ya da yemişlerinden bir ağacın
Bir rüzgarın kendi sesine var mıdır aşinalığı
Yoktur elbet yokluğunun da yoksulluğumdan haberi
Geceydi güne kavuşan
İklimlerinin çoraklığında yeşeren otlar
Köpüren dalgalardı saçların
Bir vardı masallar diyarı
bir yoktu ellerin
-ellerin demişken ne çok severdim ellerini-
Ihlamur kokan göğsünden
Baharlara yakışan gülüşlerini alıp gittin
Bir anlamı olmalı bu gidişlerin
Öyle bırakıp gitmesi değil elbet
Sayfa 27 - Git..me!/ Oktay GülerKitabı okudu
10 Şubat Çarşamba Saat:01:41
Tam bir hafta bekledim orman havası temizliğinde bana nefes aldıracak bir haberini. Bir hafta daha... Senin yerine sevmeye çalıştım kendimi, senin yerine sarmaya çalıştım senin acıttığın yerlerimi, yine sen yerine dokundum ellerime... Sen yerine dinledim kendimi, kendime anlattım derdimi yokluğunu... Tıpkı
"Sakla yamalarını kalbim,
Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
Yürü ,
Arkana bakma
Ama umursa
Bazen anılara en çok yakışan elbise
Birkaç damla gözyaşıdır unutma"
Bu mübarek güne yakışan en güzel nasihatlardan..
“Ne mutlu sahifesinde çok istiğfar bulunanlara.”
Aişe (r.anha)
Abdulkadir Geylani (kuddise sırruhu) :
" Allahü Teala'nın, amellerini kabul ettiğini bilmedikçe sana yakışan, ağlayıp üzülmektir. Ne malla ne de çocukla sevinmemektir.
Bilemezsin belki de sabaha çıktığında akşama varamayacaksın. Akşama ulaştığında ise sabaha çıkamayacaksın.
Göz açıp kapattıkça ve yeni bir güne kavuştukça süratlice ölüme ve ahirete sevk edilirken bu kadar büyük gaflete şaşılır doğrusu.
( Abdülkadir-i Geylani, el-Ğunye, 2/208)
Sayfa 559
LATERNA
Seni sevişim Frankfurttaydı, Laternaydı
Hep aynı şarkıyı çalardı.
Kırmızı bir mumdun Şamdanına yakışan
Hayata benzeyen Bir yanın vardı
Zümrüt kakmalı hançerimi elimden alan.
Sayfa 95Kitabı okudu