"Hakikat güneş gibidir. İlla ki bir saatte doğar."
Yine zehir zemberek oldu dünyam. Gündüz her şeyi oluruna bırakmak daha kolaydı ama, gece başka oluyordu.
Reklam
Bir çocuk doğar doğmaz bir parça sütle sıcakça bir kundaktan başkasını istemez fakat yavaş yavaş muhtelif gıdalar, elbiseler, oyuncaklar birer ihtiyaç halini alır. Cemiyetler de bu çocuğa benzer. Medenileştikçe ihtiyaçları artar ve ihtiyaçları arttıkça medenileşir. Ve sanılır ki bu ihtiyaçlar arttıkça insanlar hayata daha çok bağlılık hissederler, onun için daha çok çalışırlar. Bedbaht o ırklardır ki ki emellerini yakın bir ufkun ötesine ulaştırmıyorlar ve yaşamak için bir avuç meyveden, Güneş'e karşı uyumak için bir duvar dibinden başka şey aramıyorlar. Bu ırkların, istifade edemedikleri topraktan mahrumiyetleri pek uzak değildir.
Sayfa 43 - Can YayınlarıKitabı okudu
Devletin güçlülüğünü ya da zayıflığını, toplu- mun ilerlemesini veya gerilemesini sadece devleti yönetenlerin yetenekli olup olmamasına bağlayamayız. Devleti idare edenler -iyi ya da kötü, kahraman ya da zalim- o toplumun içinden çıkmaktadırlar ve toplumun çoğunluğu nasılsa onlar da öyledirler. Yani bir toplum nasılsa, onu idare
Güneş, biz onu anmasak da, görmezden gelsek, hatta durmadan ona küfretsek de, her gün yeniden üzerimize doğar, ısıtır ve ışıtır bizi. Ben de öyle yapma gayretindeydim. Ama bilemedim, güneş nesneleri fazlasıyla aydınlatmaya başladığı vakit gölgeler öne çıkar ve hakikat, gölgeler arasında bir yerde gizli kalırmış.
"Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar ne de güneş vaktinden önce doğar". -Mevlana
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.