Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şuracıkta otururken birden çırılçıplak oluverseydim? Değilim ama. Tüm dünyanın çöllerini aşarak, peşlerinde güneşin alev alev yanan kılıcı, batıya, akşam diyarlarına doğru yola revan olmuşlar.
Savaş Risalesi
Günesin Mizraklarin ucuna takilip kaldigi bir vakitte Dirilis erlerinin yüreklerinden yayılan Bir depremle Sarsılıyordu arz.
Reklam
Hicri yılın dokuzuncu ayı olan ramazan, “günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok Isıtması, kızgın yerde yalın ayak yürümekle ayakların yanması" anlamlarındaki ramad kökünden veya "güneşin şiddetli hararetinden yerlerin ve taşların yanıp kızması" anlamında olan ramda' kelimesinden türemiştir. Ya da "yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur" anlamındaki ramadî kelimesinden veya "kılıcı inceltip keskinleştirmek için iki yalçın taş arasına koyup dövmek" anlamındaki ramd kökünden türemiştir.
Bir kızın masumiyetini kendi hayatıyla savunan ve onu bir kurdun pençelerinden kurtaran bir gencin mezarı; cesaretine ödül olarak başını kestiler. Ve kız gelip utanç ve cehalet krallığındaki insanların yolunda güneşin altında bir işaret olsun diye kılıcı toprağa sapladı.
Bizi İhtiyarlatan Zaman mıdır?
Bir takım taşlar görüyoruz ki, zamanın kılıcı onları bellerinden ikiye bölmüş; diğer bir takımlarının başını da bir vuruşta koparmış ve birçoklarının kalbini, vücudunu delik deşik yapmış. Diri iken binbir çeşit ihtiyaçla savaştığımız gibi, mezar taşlarımız da zamanla pençeleşmekte, rüzgârın, yağmurun ve güneşin yumruğu altında zamana isyan eder gibi şahlanmakta ve bir cenge gidiyormuş gibi mızrakları omuzlarında bilemediğimiz bir semte saldırmaktadırlar. Korkarım ki bunlar, bütün şehirleri istilâ edecek ve zamana karşı koyabilmek için, bütün canlıları kendilerine benzeteceklerdir o vakit zaman, yapacak iş bulamıyarak intihar edecek ve fakat ne yazık ki, ona bir mezar taşı dikecek kimse kalmıyacaktır! Ben böyle düşünürken ışıktan gözleri kamaşan bir baykuşun sesini duydum. O: Zamanın gençlik ve ihtiyarlığı yoktur. her vakit tazedir. Çünkü o, her çeşit yeniliklerin, doğuşların, evrimlerin anasıdır. Sizi ihtiyarlatan zaman değil, kendi inançlarınız, vehimleriniz ve boş heveslerinizdir. Yoksa, insan ölürken bile, kalanlara iyilikler temenni eden dinç ve ümitli bir ruh ve zekâya sahip olabilir. Diyordu.
Sayfa 38-39
•Hz. Ebû Bekir ; Peygamber'le arkadaş olamak.. Hz. Ömer ; Şeytanın Korktuğu Adam •Hz. Osman; Sevgilinin Yanındaki Şehit Hz. Ali; İlmin Sırlı Kapısı Hz. Fâtima; Peygamber'in Kızı Hz. Hatice; Allah'ın Selam Gönderdiği Kadın •Hz. Âişe; Sevgili'nin Sevgilisi Ummu Seleme; "Biz İnsan Değil Miyiz!" Diye Koştu Çağrıya Hz.
Reklam
Mutluluk
Adem'dir bir kadına sarılan. Havva'dır kadın. Her şey ilk kez oluyor. Ak bir şey gördüm gökyüzünde. Ay, diyorlar bana, tek bir sözcükle, bir de mitolojiyle ne yapabilirim ama. Agaçlar korkutuyor biraz beni. Öyle güzeller ki. Uysal hayvanlar yanaşıyor bana, adlarını söylemem için. Kitaplıktaki kitapların harfleri yok. Açınca ortaya çıkıyorlar. Atlası karıştınrken Sumatra'nın biçimini tasarlıyorum. Karanlıkta bir kibrit çakan, ateşi bulmakta. Aynada başkası var, gözlemleyen. Denize bakan, ingiltere'yi görüyor. Savaşa girdi, Liliencron'dan* bir dize söyleyen. Kartaca'yı düşledim ve de Kartaca'yı yerle bir eden birlikleri. Düşledim kılıcı ve teraziyi. Övülsün içinde ne alan ne veren olan, ikisi birbirine verilen aşk. Övülsün bunalım, cehennemi yaratacagımızı açıklayan. Bir ınnaga akan Ganj'a akıyor. Kum saatine bakan bir imparatorlugun çöküşünü görüyor. Hançerle oynayan, haber veriyor Sezar'ın ölümünü. Uyuyan bütün insanlardır. Çölde genç Sfenks'i gördüm, yeni yontulmuş. Daha yaşlı hiçbir şey yok güneşin altında. Her şey ilk kez oluyor, ama sonsuz bir biçimde. Sözcüklerimi okuyan, keşfetmekte onları.
A Tebrizli Şems, doğ, güneş gibi kılıç vur; kalkana ben­zeyen cana ancak güneşin kılıcı ışık verebilir.
Ertesi sabahın ilk saatlerinde güneş ışığı göz kapaklarını yakarak geçti ve ona güneşin ne kadar erken doğduğunu hatırlattı.
Sonun Sonsuzluğu
i. acı, bir ırmak gibi doluyor yüreğime bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum beni artık ne çiçekler ne çocuklar kurtarır ne de o her gün
Sayfa 287 - KırmızıKedi YayıneviKitabı okudu
81 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.