Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Muhafazakâr Chamberlain ve Cumhuriyetçi Trump
1 Temmuz 1937 (Lloyd George konuşuyor) Chamberlain'e bakın mesela: Sığ, sınırlı ve kimseye faydası olmayacak biri. Soğuk kafalı bir balık - Parlamento'da kısa süre önce cereyan eden tartışmalarda onu böyle tanımlamıştım. ... Chamberlain'in "büyük planı", önümüzdeki yıl Japonya, Almanya ve İtalya'yla dörtlü bir pakt kurmayı öngörüyor. Orta ve Güneydoğu Avrupa konusundaysa, Chamberlain, diktatörlerin belli belirsiz saldırmazlık vaatleriyle tatmin olmaya hazır. Ülkeniz Avrupa'daki karmaşanın dışında olacak ve kendi haliyle baş başa kalacak. * Günümüz Amerika'sının Cumhuriyetçi Parti'nin Başkanı George Trump hükümetine benziyor; dönemin İngiltere'sinin Muhafazakâr Parti'nin Başbakanı Neville Chamberlain hükümeti.
Sayfa 111 - 1. baskı - Ekim 2019
İleri karakol Türkiye ABD'li bir senatör, 23 Mart 1951'de Senato' da yaptığı bir konuşmada şöyle der: Doğu Akdeniz sadece bu bölgenin değil, bütün dünyanın başlıca stratejik noktasıdır. Binaenaleyh Birleşik Amerika kendi kara, hava ve deniz kuvvetlerini tam bu noktada tertiplemelidir . . . Türkiye' de her tepenin yamacından uçaksavar topları
Reklam
Paskalya Adası'nın sömürgeleştirilmesi, insan yerleşimlerinin dün­yaya yayıldığı uzun sürecin son aşamasında gerçekleşti. Adaya insan­ların ilk kez 5. yüzyılda gittiği düşünülüyor; yani Batı Avrupa'da Roma Imparatorluğu'nun çöktüğü, Çin'de Han Hanedanı'nın yı­kılmasıyla başlayan kaosun 200 yıldır sürdüğü, Hindistan'da kısa ömürlü Gupta
İstifa
1917 Ekim’inde Mustafa Kemal Suriye’deki görevlerinden ayrılarak İstanbul’a döndü. Enver Paşa’nın Alman yanlısı politikalarına muhalif bir kişi olarak, İttihad ve Terakki Cemiyeti karşıtı olan tahtın vârisi Şehzade Vahdeddin tarafından çıktığı resmî Almanya gezisine davet edildi. Kemal ile Vahdettin birbirleriyle iyi anlaştılar ve bu sonraları
Orta Çağ'da Türkiye'den yönetilen Osmanlı İmparatorluğu, teknoloji, bilim ve askeri güç konularında Avrupa kadar hatta daha fazla ileriydi. Türk orduları Güneydoğu Avrupa'nın çoğunu ele geçirecek kadar kudretliydi.
Orta Çağ'da Türkiye'den yönetilen Osmanlı İmparatorluğu, teknoloji, bilim ve askeri güç konularında Avrupa kadar hatta daha fazla ileriydi. Türk orduları Güneydoğu Avrupa'nın çoğunu ele geçirecek kadar kudretliydi.
Reklam
Kemal Bey böylece on yıl kesintisiz terfiden sonra 1916’da bütün muvazzaf subaylık rütbelerini ardında bırakarak Paşa oldu. İran’da “hükümdar” anlamına gelen pâdişâh kelimesinden türeyen bu sözcüğün asıl kökeni artık hafızalardan silinmiştir. Bu askerî unvan artık akla gelebilecek bütün Şark ve Güneydoğu Avrupa dillerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Titr Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyıldan itibaren vilâyetlerdeki valiler gibi yüksek sivil memurlara, hatta Osmanlı’nın veya Mısır’ın hizmetindeki yabancı uyruklulara dahi verilmekteydi. Nitekim bu kitapta Birinci Dünya Savaşı’nı ele alan bölümlerde Goltz Paşa ve Liman von Sanders Paşa gibi Alman komutanlara da rastlayacağız. İstanbul rejiminin çöküşünün (1922) ardından artık sadece generallere “Paşa” denmiştir.
"Türk" İmajı Tarihsel Değerini İslam İle Kazanır
XVI-XVIII. yüzyıllarda Avrupa'daki Türk imajı somut bir şekil alır ve bu konuda zengin bir literatür oluşur. Ortaçağ'da "Sarasin"; Endülüs'te "Moor" kelimeleriyle ifade edilen müslümanlar, XVI. yüzyıldan sonra giderek "Türk" tipiyle özdeşleştirilir. Türkler'in, yani Osmanlılar'ın Balkanlar'ın içlerine ve Güneydoğu Avrupa'nın sınırlarına kadar ilerlemesi, kıyametin bir işareti olarak görülür. Edebiyattan resme, siyasî metinlerden halk şarkılarına kadar çok geniş bir kültür yelpazesinde Türk imajı köklü bir yer edinir. XV. yüzyılda Cusalı Nicholas'ın çağdaşı olan Dionysius "Ey rabbim! Türkler Roma'yı ele geçirecek mi?" diye haykıracak, ünlü siyaset risâlesi Prens'in yazarı Machiavelli ise Mandragola adlı eserin- deki karakterlerden birine şunu söyletecektir: "Sence Türkler bu yıl İtalya'ya kadar gelecekler mi?"
Sayfa 118Kitabı okudu
Anadolu’'nun bir kısmında bilhassa güney bölgelerinde, Güneydoğu'da Divan dediğimiz tımar sistemi vardı ve burada arazi mülkiyeti beliri kişilerin elindeydi, burada devletin müdahalesi azdı. Burada bir dereceye kadar bir feodalite tipi vardı. Burada bizim geleneksel manada anladığımız Avrupa tipine benzer bir feodalite sistemi vardı. O, bizim çok övdüğümüz tımar sisteminin çalıştığı yerde ise devlet feodalitesi var ve belki de en kötüsü budur. Çünkü devlet feodalitesi, devletin gücüne dayandığı için değişimi de çok zordur ve kötü şekil değiştirir. Hâlbuki diğeri, sosyo-ekonomik şartların baskısıyla değişir ve bir dereceye kadar onlara uyum. sağladığı için biraz daha günümüze uygun hale gelen şekiller alır.
Sayfa 274Kitabı okudu
İtalya'nın 1935'te Habeşistan'a saldırması ile Doğu Akdeniz'in güvenliği büsbütün sarsıldı. Diğer taraftan Hitler Almanya'sının doğuya doğru genişleme politikası, Kafkasya ve Musul petrollerini hedef alması, Orta ve Güneydoğu Avrupa üzerindeki tehdidi, Boğazlar hakkındaki Türk isteklerine daha fazla kulak verilmesini sağladı... Ancak Türkiye haklı davasındaki mücadelesini zorla değil barış ve hukuk kurallarına uygun bir şekilde halletmeyi uygun buldu. Bu karar Türkiye'nin dünya devletleri arasındaki saygınlığını arttırdı.
Sayfa 90 - Bilgesam yayınlarıKitabı okudu
Geri125
387 öğeden 376 ile 387 arasındakiler gösteriliyor.