Bu uygulama o kadar terbiye yoksunu, kendini beğenmiş, ağzı bozuk, saygısız, kibirli, sapık zihniyetli... birçok nitelemeleri yapabileceğim; tabiri câizse "karaktersiz" insanlarla dolu ki, onların yerine ben utanıyorum. Bugün bir tanesiyle daha yüz yüze gelmek üzüntüsünü yaşadım ne yazık ki. Bu uygulamada böyle insanların yanında sevdiğim, değer verdiğim, saygı duyduğum bir o kadar da insan var (tabii üzülerek ifade ediyorum ki bu ikinci kısım azınlıktalar) onlar olmasa çoktan bu uygulamayı terk ederdim ama onlar üzülür bunu da biliyorum. Bu sebeple buraları bu şekilde birinci kısımdaki "şahsiyetsiz" lere bırakmamak adına bugün ve bundan önce de yaptığım gibi hepsini engelleyip şikayet etmek suretiyle hesaplarını kapattıracağımdan hiç şüphe duyulmasın!..
Hasan-ı Basri hazretlerinin evinde küçük bir hizmetçi, bir çocuk, on yaşında var yok, gece dua ediyor. Hasan-ı Basri hazretleri işitiyor. Çocuk, “Ya Rabbi, “ diyor, “bana olan sevgin hürmetine beni affet.”
Hasan-ı Basri, “ Oğlum,” diyor “herhalde yanlış söyledin. Allah’ın seni sevdiğini nereden biliyorsun ?”
“Biliyorum efendim. Bütün ecdadım, aile efradım imana kavuşmadan öldü. Bana ise iman nasip oldu. İman sevilenlerde olur. Beni sizinle, sevdiğiyle tanıştırdı, sizinle beraber etti, açık delil. Gecenin bu saatinde de beni huzurunda tutuyor, ibadet ediyorum; başka delile ne hacet ?”
Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
Bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
Koşar gibi yürüyüşün
Karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün.
Attila İlhan🐞
Almanlara yaranacağız diye kırk yıldır öğrendiğimiz lisanı bize unutturamazlar ya!
Kime yaranmak olursa olsun, güzel Türkçe dururken, sokak levhalarına, tabelalara Fransızca ibareler yazılmasına aleyhtar olduğumu söyledim.