_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Reklam
"hadi kızım, gel babana." diyerek kızına doğru ellerini hevesle açıp kapattı Ali. "Zorlama lan kızı." dedi yusuf. O da ileri eğilip Gökçen'e doğru kollarını uzattı. "Yusuf amcasına gelecek ilk Gökçen kızım." Ali yanına tüneyen Yusuf'a ters bir bakış attı. "Ne diye sana geliyor lan? Babası
Öküz yine yavaşlamaya başlamıştı, ihtiyar yine bağırarak onu azarladı: "Erxi", Youqing, hadi bakalım, kaytarmak yok. Jiazhen ve Fengxia ne güzel işliyor toprağı, Kugen bile beceriyor bu işi." Bir baş öküzün bu kadar çok adı olur mu hiç? "Sen şehirlisin, değil mi?" "Evet," diyerek başımı salladım. İhtiyar kendinden emin bir şekilde, "İlk bakışta anlamış- tım zaten," dedi. "Peki, bu öküzün gerçekte kaç adı var?" diye tekrar ettim. İhtiyar, "Bu öküzün adı Fugui. Sadece bir ismi var," diye yanıtladı. "Ama sen az önce birkaç tane daha isim saydın." İhtiyar keyifli bir kahkaha attı. Gizlice, eliyle işaret etti, beni yanına çağırdı, ben yaklaşırken bir şey söyleyecekti ama sonra vazgeçti. Öküzün kafasını kaldırdığını görünce hemen onu azarladı: "Kulak kabartma hemen, eğ başını önüne bakayım!" Öküz haliyle eğdi başını ve bu sırada ihtiyar bana şöyle fısıldadı: "Tarlayı yalnız başına sürdüğünü anlamasından korkuyorum, bu yüzden onu kandırmak için birkaç tane isim sayıyorum. Etrafında, diğer öküzlerin de onunla beraber tarlayı sürdüğünü duyunca üzülmez, daha verimli çalışır."
Hanımına romantik olan erkeğin sonu;
Eski zamanlardan birinde bir yerde bir padişah varmış. Hep Hızır aleyhisselâmı görmek istermiş. Vezirlerine bu dileğini söylemiş. Onlar ise, “Sultanım, biz Hızır’ı bilmiyoruz ki bildirelim, görmüyoruz ki gördürelim, tanımıyoruz ki tanıtalım” demişler. Ama sultan, “İllâ ben Hızır’ı göreceğim” diye tutturunca vezirleri demişler ki: “Biz Hızır’ı
Sayfa 205 - Yazdığım en uzun alıntı bu olmalı
Nasreddin'i gören Hortulular çok sevinmişlerdi. Bıyıkları terlemiş, medrese görmüş, hatta biraz durulmuştu. O zamanlar, başında sarığı, sırtında cübbesiyle birini görseler mürekkep yalamış, okumuş adam deyip yardım isterler, dertlerini, sıkıntılarını danışırlardı. Nasreddin bir gün başında sarık, çarşıda dolaşırken ihtiyar bir kadıncağız
Reklam
269 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.