Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Refik Halit üstadın bu konuda nefis bir denemesi vardır. "Dilimiz Ne Der Biz Ne Düşünürüz" başlığını taşıyan bu yazıyı okuduğumuzda aynca meseleyi izaha gerek kalmayacaktır sanırım. Buyrunuz: İnsanların yüreğini duvar ilam gibi yanılmadan, şaşırmadan, suhulet ve selâsetle apaçık okumaya başlayalı, yani bir hayli zamandır, hayat bana bir
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
Reklam
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
Büyük kentlerde eş dost birbirinden kopar, dolayısıyla küçük yerlerdeki yakınlık ve kader ortaklığı orada çok az bulunur. Daha da ileri gidersek, şunu söylemek pek yerindedir, asıl acı veren, saf ve sefil yalnızlık, kendileri olmadan dünyanın her hangi bir anlamının olmayacağı hakiki dostların yitirilmesinden doğar. Zaten yalnızlığı yüreğinde hissettiğini gördüğüm biri, doğası ve yaratılışı gereği dostlarından kopmuşsa, artık bir insandan ziyade vahşi bir hayvana dönüşmüş demektir.
Sayfa 118 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Hakiki, sahici dostluk, ötekinin esenliği üzerinde güçlü, salt nesnel ve bütünüyle çıkarsız bir ilgiyi ve bu ilgi de yine gerçekten, kendini arkadaşıyla özdeşleştirmeyi gerektirir. İnsan doğasının egoizmi bunun öyle karşısındadır ki, hakiki dostluk, devasa denizyılanları gibi, bir efsane mi oldukları yoksa herhangi bir yerde yaşıyor mu oldukları
Reklam
Hem Hazret-i Musa aleyhisselâmın bir mu’cizesini beyan eden فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا …اِلٰى اٰخِرِ Bu âyet işaret ediyor ki zemin tahtında gizli olan rahmet hazinelerinden basit âletlerle istifade edilebilir. Hattâ taş gibi bir sert yerde, bir asâ ile âb-ı hayat celbedilebilir. İşte şu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.