Farkında değil misiniz?
Hepimiz hayat boyu kendi zindanlarımızı oluşturuyor sonra oluşturduğumuz zindanlara kendimizi mahkûm ediyoruz.
En acısı da bütün emeklerimizin bu zindanı inşa etmeye gitmesi...
"Hakikat şu ki, hepimiz kendi yarattığımız zindanda yaşamaya mahkûm edildik." (s. 248)
Hiç düşündünüz mü ne için
Çocukluğumdan beridir süregelen bir alışkanlıktır benim için günlük tutmak. Kimseye anlatamadıklarımı satırlar ile itiraf etmek ise artık bir nevi terapiye dönüştü. Defterimi açıp bir süre durdum. Ne kadar zamandır yazmıyorum diye. Sonra ne kadar da yorgunum kelimeleri başladı dökülmeye. Yazdıkça yaptıklarımın pişmanlıkları ve sevinçlerinden
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
Normal insanlar Mark Twain’i küçükken okuduğu için bu yazarın okuduğum 21311. kitabı diyebilirdi. Ama
Bilal Günaydın normal insanlar gibi küçükken kitap okumadığı için, yazardan okuduğu ilk kitabı sayılabilir. Kitabın konusuna geçmeden önce incelemeyle ilgili ufak bir anekdot anlatalım.
Günaydın.
Mutlu haftalar..☘️
Bir yerde okumuştum; “İnsanlar sevilmek için kusurlarını gizleme gereği duyarlar. Aslında kimse zaaflarına, zayıf anlarına, hatalarına tanık olmadığı birini gerçekten sevemez.” diyordu. Çok haklı.
“Her sabah kalktığımızda penceremizi açıp;
Günaydın doğa ve merhabainsanlar! diyebilmek çok güzel "
"Bana bir manivela getirin, dünyayı? yerinden oynatayım.” demiş
Arşimet ;
Yüreğinin gözü körleşmemiş, beyinlerinin dimağı alıklaşmamış ve akılları doğaya kapanmamışlar sizede günaydınnnnn🌿...
Az zamanda her zamanı