Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
... Dâhi öğrencilerle öğretmenler arasında oldum olası bir uçurum vardır, okullarda boy gösterecek böyle kişilere öğretmenler baş belası gözüyle bakarlar. Onlar için dâhi öğrenciler öğretmenlerine saygı duymayan, on dördünde sigaraya başlayan, on beşinde âşık olan, on altısında meyhanede kafayı çeken, yasak kitaplar okuyan, küstahça kompozisyonlar kaleme alan, bazen öğretmenleri alaylı bakışlarla süzen, not defterlerine haklarında ele başı, ağır tecrit cezası adayı gibi notlar düşülen kötü kişilerdir. Sınıfında bir dâhi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni. Aslında bu tutumunda da haksız sayılmaz, ne de olsa görevi olağandışı ve acayip kişileri değil, iyi Latince ve matematik bilen dürüst ve efendi orta sınıf insanını yetiştirmektir. Ancak, burada kimin kimi , öğretmenin öğrenciyi mi, yoksa öğrencinin öğretmeni mi daha çok sıkıntıya soktuğunu, daha ağır kahırlara ve çilelere göğüs germek zorunda bıraktığını, ikisinden hangisinin ruh ve yaşamının kısmen de olsa canına okuyup ayaklar altına alındığını anlamak için, insanın kendi çocukluk ve ilkgençlik yıllarını öfkelenmeden ve utanmadan anımsaması gerekiyor.
Sayfa 116 - Can Yayınları, Çeviri: Kâmuran ŞipalKitabı okudu
Reklam
Halkın kayıtsız ve tembel olduğunun farkına vardım ;onlar için kendimi harcamaya değmezdi.Boş yere onları uyandırmaya ve aydınlatmaya çalışmıştım.İnsanların büyük kısmının hakikatın ne olduğuna ilgi duyduğuna inanıyor musun yoksa ?Umurlarında bile değil ! Tek istedikleri rahatlarının bozulmaması ve hayal güçlerini canlı tutmak için masallar.Veya
“Bugün de, geçmiş gitmiş bunca gün gibi başlamıştı, öyle bitecekti. Tekdüze süregiden hayatımıza ne getirebilirdi ki! Bir şeyler beklemek boşunaydı. Ama bu, her yeni gelen günden bir şeyler beklemek, ya da beklememek, bu işin boşuna olduğunu bilmekle olmaz, yaradılışına bakar insanoğlunun. Kimi insan dünyanın en büyük hayalcisidir sabahları. Neler düşünmez ki! Ne akla sığmaz delilikler! Bakarsınız bir aşkı büyütür kafasında, yıllarca sürecek bir karmaşığın düğümü o gün atılacaktır. Belki ne zamandır görmediği, başka bir şehirde yaşayan çok sevdiği bir insanın gelivereceğini, belki de bankada küçücük bir parası varsa, bir ikramiye evi düştüğünü o günün gazetesinde okuyacağını kurar. Gazeteyi açar açmaz kocaman harflerle yazılmış adını mürekkebin kokusuyla burnunda duyacaktır. Ya da, ne bileyim, işinde gösterdiği başarıdan ötürü bir üst dereceye yükseltildiğinin haberini alacağını umar. Ama böyleleri haksız da sayılmaz hani. Böyle şeyler de, benzerleri de her zaman birbirinin benzeri olarak akıp giden günlerden birinde olmamış mıdır? Kimi insan da oralı bile olmaz. Takvimden bir yaprak koparırcasına yaşar gider o günü. Ne hayal eder, ne bir şey.”
Sayfa 25 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Eğitim nedir?
"Sınıfında bir dâhi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni. Aslında bu tutumunda haksız da sayılmaz, ne de olsa görevi olağandışı ve acayip kişileri değil, iyi Latince ve Matematik bilen dürüst ve efendi bir orta sınıf insanını yetiştirmektir."
Sayfa 134 - Can YayineviKitabı okudu
■ Ateşli bir şekilde savunulan görüşler asla iyi bir temele dayanmayan görüşlerdir; gerçekten de şiddetli duygusallık, görüş sahibinin rasyonel kanıtlardan yoksun olduğunun bir göstergesidir. Politika ve din konularındaki görüşler hemen hemen tümüyle aşırı duygusallık ile bağıntılı olan türdendir. ■ Araştırmacıların üzerinde anlaştığı konular
Reklam
Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içersinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı. ‘Ne olmuş bana böyle?’ diye düşündü. Gördüğü düş değildi. Biraz küçük, ama normal, yani içinde insanlar yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duvarın arasında eskiden
Sınıfında bir dahi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni. Aslında bu tutumunda da haksız sayılmaz, ne de olsa görevi olağandışı ve acayip kişileri değil, iyi Latince ve matematik bilen dürüst ve efendi orta sınıf insanını yetiştirmektir.
Sayfa 116Kitabı okudu
197 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.