Kişi kendisine ait hangi davranıştan en fazla utanıyorsa, en çok bu davranışı yakınlarında görünce sinirlenir. (Jung'un ifadesiyle, kişinin gölgesi karşısındakinin üzerine düşmüş olur.) Örneğin kararsz olduğu için kendisinden hoşnut olmayan bir erkek, karısının kararsız bir davranışını görünce sinirlenebilir.
Sayfa 228-229
Evet o bürhanın şahs-ı manevîsine bak:
Sath-ı Arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber... O bürhan-ı bahir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri.. bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki; herbir davasını, mu'cizatlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira o, "Lâ ilahe illallah" der, dava eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zakirler aynı kelimeyi tekrar ederek, icma ederek manen "Sadakte ve bilhakkı natakte" derler. Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesabsız imzalarla teyid edilen bir müddeaya parmak karıştırsın?
Sayfa 197
Reklam
Çoğumuz bu detayı atlamıştık..
Nerede olduğunuz ya da hangi şartlarda yaşadığınız değil de o an bulunduğunuz yerde kendinizi nasıl hissettiğiniz önemliydi..
Şehre hangi yoldan ya da hangi yönden girersem gireyim, zihnime musallat olan halsizlikle başa çıkacak kadar açık düşünemiyorum. Buraya vardığım anda ruhumda ve mizacımda bir değişim yaşıyor, daima yıkıcı olan ve pekala ölümcül etki yapabilecek bir ruh ve mizaç haline kapılıyorum. Varış anına kadar olan kolay, anlaşılır ve şimdiki yaşımda kuşkusuz katlanılır olan şey, vardığım anda artık kolay olmaktan çıkarak beni eziyor, artık anlaşılır olmaktan çıkıyor ve kafamda bugün bile korkudan başka bir şey uyandırmayan bir kökenin tüm ağırlığıyla katlanılmaz hale geliyor. Çocukluğum ve gençliğim her açıdan zor geçti, bende bunalım ve dengesizlik yarattı; bu sayfaların da gösterdiği üzere, boğucu sonuçlar yaratan bir gelişim dönemiydi ve bugün bile karanlıkta kalan sebeplerle azarlanmanın şaşkınlığını ve bunun yarattığı kafa karışıklığını hiçbir zaman üzerimden atamadım.
Çok çok doğru
İnsanların birbirlerini kolayca ve çabucak yargılandığı, kimsenin kimseye ayıracak vaktinin olmadığı, gözlerin sadece bayram etmek için baktığı, dünyanın bir ‘körler ülkesine’ dönüştüğü, acının ve sevginin pazarlandığı zamanlarda yaşadığını farketmek, hangi yaşta olursa olsun, yaşlanmaya başlamaktır.
Sayfa 35 - EverestKitabı okuyor
“Biliyorum, biliyorum. Ama tarihte kimsenin ekmekten mahrum kalmadığı ilk çağı yaşıyoruz. Peki Hükümdarların sağladığı, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş tüm bu imkânlara karşılık hangi özgürlüğümüzden feragat ettik ki?” “Tanrının önderliğinde kendi hayatlarımızı belirleme özgürlüğü.”
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.