Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
326 syf.
9/10 puan verdi
Yavuz bahadirogluna imzalattigim için bende özel bi yere sahip ve de çok hoşuma giden bi kitap :-)
Harem
HaremYavuz Bahadıroğlu · Paradoks · 2012154 okunma
"Yüreği başka, bedeni başka yere giden her insan paramparça olmaya mahkumdur."
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
şu anlık iyi gidiyor. sadece azcık da olsa osmanlıyı anlatan kitapların direk harem muhabbetine girmesi sıktı diyebilirim
İstanbul Kırmızısı
İstanbul KırmızısıFerzan Özpetek · Can Yayınları · 2014987 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
Livanelnin dili gerçekten ilgi çekici... akıcı bir hikaye olduğunu da söyleyebilirim ancak zayıf basit bir hikayesi var. yıllardır Osmanlı sarayındaki söylentilerin gerçek olduğu kurgusu üzerine yazılan hadım bir harem ağasının ağzından yazılan bir roman olmuş. Tek etkileyici kısmı Livanelinin dili olmuş...
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,2bin okunma
Böylece bir şey keşfettim hayatta. Onun gibi ceberutlar kudretlerini kendi güçlerinden değil, başkalarının zayıflığından almaktaydı. Eğer sarayda kalacaksam, bu şehirde tutunacaksam, kendime bir harem kurmalıydım. İçine herkesten uzak olmasını dilediğim yanlarımı koyacaktım: zaaflarım, hırslarım, kırgınlıklarım, sırça yüreğim. Ağası da ben olacaktım o haremin, sultanı da. Ve bundan böyle kimsenin içeri girip bu saklı yanlarımı görmesine izin vermeyecektim. Ustamın bile..
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
Reklam
"İnsan sadece suçluyken kaçmaz, bazen suçlandığın için de kaçarsın. Ama bir kere kaçmaya başladıysan, bir şeyleri de muhakkak kaçırırsın elinden. Bazen gençliğini kaçırırsın, bazen geleceğini, bazen de aklını. Fakat işin en güzel tarafı bundan sonra başlar. Çünkü aklını kaybedince korkularından da kurtulursun, bu da seni
624 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle Yazarı hem uzmanlık alanında bu kadar ilerilere gitmesinden ötürü hem de bu derece kaliteli roman yazmasından ötürü tebrik etmekten ziyade gururlanıyorum. Osmanlı Devleti'ni son zamanlarda alışık olduğumuz şekilde harem hayatı, koridordan geçene göz dikme özellikleri ile değilde gerçekten olması gerektiği gibi eğitimleri ile düşünceleri ile hedefleri ile sağlam bir araştırmanın meyveleri ile beraber çok sağlam bir şekilde Beyazıt Akman'ın bu romanı ile okuyoruz. Fatih Sultan Mehmet ile olan bölümleri az bulsamda Molla Gürani, Kurtçu Doğan ve Anatonia Rizo' ya kadar ve daha da birçok arka plandaki gerçek kişiler ile sayfaları okuyoruz. İlk 20 sayfaya kadar yazarın dili ağır gelse de ilerleyen sayfalarda sürükleyicilik akıyor son 40 sayfada ise sayfaları nasıl ve ne hızla çevirdiğinizi anlayamıyorsunuz bile. Tarihi roman okurlarının kesinlikle okuyacağı ama Harem ve Altın Yol meraklılarının varlığından haberleri bilr olmadığı yada olupda okusalar da anlamakta güçlük çekecekleri harika bir roman Dünyanın İlk Günü, kesinlikle okuyun. Son olarak Beyazıt Akman'ın Katolikliğe karşı aşırı bir antipatikliğinin olduğunu düşünüyorum. Satılarca oluşan diyaloglarda Molla Gürani veya başka birinin ağzından Yazar kendi düşüncelerini adeta Katolik dünyasına arka arkaya saydırdıkça saydırıyor ve bununla beraberde Yeniçerileri süper iyi mega güçlü olarak göstermeside sanki biraz basitçe kalmış gibi.
Dünyanın İlk Günü
Dünyanın İlk GünüBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20183,320 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.